2019 yılının ağaçlandırma verileri açıklandı. Geçen yıl orman niteliğinde olmayan 17 bin 871 hektar alan ormanlaştırmak üzere ağaçlandırıldı. Bu değer 1975 yılından günümüze kadar ki en düşük ikinci değer oldu. En düşük değer 1999 yılında 11 bin 529 hektar olmuştu. Bunun yanı sıra ormancılık faaliyetleri dışında kullanıma tahsis edilen ormanlık alan 22 bin 373 hektar oldu.
Orman Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre yaklaşık 26 Beyoğlu büyüklüğündeki ormanlık alan, ormancılık dışı faaliyetlere açıldı. Buna yaklaşık sadece yaklaşık 21 Beyoğlu büyüklüğünde hektarlık alan ormanlaştırma üzere ağaçlandırdı. Bu verilere göre sadece 2019 yılında, 5 Beyoğlu büyüklüğünde ormanlık alan yok oldu.
Günümüze kadar, 700 bin hektar yani 800 Beyoğlu büyüklüğündeki ormanlık alan ormancılık dışı faaliyetlere açıldı. Bunun 400 bin hektarına 2004 yılı sonrası izin verildi.
En büyük tehdit madencilik
Ormancılık dışı faaliyetlerin başında ise madencilik geliyor. Sadece 2019 yılında 11 bin 398 hektarlık ormanlık alanda madencilik faaliyetlerine izin verildi. Ormancılık dışı faaliyetlerinde madenciliği, enerji aldı. Hidroelektrik santralı, rüzgâr enerji santralı gibi enerji projeleri için 5 bin 27 hektarlık alan ormancılık dışı faaliyetlere açıldı.
2014 yılında maden kanunun değiştirilmesinin ardından orman alanlarında madencilik faaliyetlerine verilen izinlerin arttığını belirten İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, “Madencilik faaliyetleri gibi son 6 yılda HES, RES ve enerji nakil hatları için verilen izinler de arttı. Orman kanunda kamu yararı var denilerek ormanlardan izin verilmenin sürekli önü açılıyor. Orman kanunlarında yapılan değişikliklerle birçok tesisin ormanda yapımına izin veriliyor” dedi.
Ormanlar delik deşik oldu
Devletten çok düşük ücretlerle ya da bedelsiz olarak orman alanlarında tesis yaparak, çok yüksek miktarlarda rant elde edildiğine dikkat çeken Tolunay, “Ormancılık dışı faaliyetlerle Türkiye ormanları delik deşik oldu. Ormanları bu şekilde ormancılık dışı faaliyetlere açmak habitat parçalanmasına neden oluyor. Parçalanma bölgedeki ekosistemin tahribatına neden oluyor. Koronavirüs salgınında ve öncesinde gördüğümüz, doğada bulunan virüsler ara konaklara ardından insanlara geçiyor. Ekosistem tahribatlarıyla orman ve insanın etkileşimi artıyor ve doğada bulunan hastalıklara koşarak gidiyoruz” dedi.
Ekosistem ve toplum sağlığı iç içe
Ekosistemi tahrip etmenin toplum sağlığına etkisine vurgu yapan Tolunay, ormansızlaştırma iklim krizinin yanı sıra birçok hastalığı da ne olduğunu söyledi. Dünya Sağlık Örgütü’nün tek sağlık kavramı adı altında ekosistemlerin ve canlıların sağlığının korunması gerektiğine dikkat çektiğini belirten Tolunay, “Pandemi sürecinde iklim krizini unuttuk ama o bizi unutmadı hala sürüyor” dedi.
2019 yılında ağaçlandırma verilerinin en düşük olma sebebi ekonomik kriz nedeni olduğunu söyleyen Tolunay, “Yeterince bütçe ayrılmadı. Kamuoyu tarafından ağaçlandırma öne çıkarılıyor. Biz ormanları dikilen fidan üzerinden konuşuyoruz. Her ağaçlandırma orman olmaz. Bizim orman varlığımızı korumamız, ormancılık dışı uygulamalara karşı çıkmamız gerekiyor.
Gökay Başcan/Birgün