Kissebükü’nün tarihi milattan sonra 5. Yüzyıla dayanıyor. 7. Yüzyıldan sonra da alanda yerleşim kesiliyor. Kissebükü’nün ön kısmında halk plajı vatandaşlara hizmet verirken hemen arka kısmında ise kazı çalışmaları sürüyor.
Geç Antik dönem kaynaklarında Anastasiapolis olarak geçen Erken Hıristiyanlık dönemine ait kalıntılara sahip kentte alan üzerine yayılmış vaziyette yüzeyde dini ve sivil mimari özelliklere sahip yapı grupları yer alıyor. Büyük bir bölümü bitki dokusu altında kalmış hamam, sarnıç, kule, konut ve depolama ünitelerinden oluşan bazıları 3 metreye yakın duvarlarıyla ayakta kalmış, bazıları ile temel düzeyinde olmakla birlikte mimari formları tanımlanacak nitelikte olan yapılarda öncelikle ot temizliği yapılarak ardından kazı çalışmaları yapılıyor.
KİLİSE HAMAM SARNIÇ LİMAN FRESK KALINTILARI VAR
Sahil şeridi üzerinde doğuda kentin dini mimarisine ait yapılar bulunurken, tel şeritle kapatılan alanın önündeki sahil plajında ise halk denize giriyor.
Alanda kazı çalışmaları yapıldıkça, doğusunda kare planlı üzeri kubbemsi tonozla örtülü içinde fresk kalıntıları bulunan bir mezar yapısı ile mezar mekânın karşısında üç nefli tek apsisli olduğu düşünülen bazilikal planlı Erken Hıristiyanlık dönemine ait kilise tespit edildi.
10 MEKANDAN OLUŞAN KOMPLEKSE RASTLANDI
Çalışmalar sürerken Kissebükü’nün kuzey tarafında şu ana kadar tespit edilen 10 mekandan oluşan sivil mimari yapısıyla bir komplekse de rastlandı. Kıyıya yakın olması nedeniyle oldukça iyi durumda olan komplekste çalışmalar devam ediyor.
patronlardunyasi.com