Alev Rigel'in haberi/Para Dergisi
Piyasaya hakim olan Plazma ve LCD televizyonlar›n hangisi daha iyi tartışmaları sürerken, mücadeleye yeni rakipler giriyor. En iddialısı ise OLED televizyonlar.
PLAZMA, LCD, LED derken organik LED televizyonlar da üretildi. Bu televizyonların, piyasalardaki LCD televizyonlardan farkı, ekranlarının içinde, film kadar ince bir organik madde katmanı bulunması. Likit kristal ekranlı olan LCD televizyonlar, görüntü verebilmesi için arka ışığa ihtiyaç duyarken OLED’lerde buna gerek olmayacak. Bu nedenle çalışmaları için çok daha az enerji yetecek.
Buluş aslında yeni değil. Elli yıldan fazla bir süredir var olan teknolojiyi, televizyonlara uyarlıyorlar. 1950’li yıllarda Fransa’nın Nancy Üniversitesi’nde, elektrik akımı verilen organik materyallerin ışıma yaptığı keşfedilmişti. Organik madde olarak daha çok polimer kullanılıyor.
OLED televizyonlar, daha parlak görüntülü, daha etkin, daha ince, tazeleme oranları ise LCD ve plazmalardan çok daha iyi. Renk üretimi ve kontrast kalitesi, diğer televizyonlara oranla belirgin bir şekilde yüksek. Seyretme açısı neredeyse 180 derece. Sony, 0.3 milimetre kalınlığında bir prototip yapmayı da başardı. Bu, ekranın bir karton kadar ince olması anlamına geliyor. Çevreye zararlı hiç bir parçası yok. En önemli özelliği ise şeffaf ve esnek olması. Kullanılmadığı zaman gazete gibi katlanıp ya da rulo yapılarak kaldırılabilecek. Yüksek tanımlı bir televizyon için ideal şartlara sahip.
2007 yılının aralık ayında Sony, XEL-1 model adıyla piyasaya sürdüğü ilk OLED televizyonların satışına başladı. Ekranı küçük bir televizyondu. 11 inç (28 cm) ekranlı televizyon, 2 bin 500 dolar gibi oldukça pahalı bir fiyata satılıyordu. Renk canlılığı ve görüntü kalitesi şaşırtıcıydı. Sadece 3 milimetre kalınlığındaydı. Bir pencere camının yarısı kadar.
Diğer şirketler de, OLED televizyon prototipleri üretmeye başladılar. 2009’da LG 15 inç (38 cm), Panasonic 37 inç (94cm), Samsung 40 inç (102 cm) ekran boyutlu televizyonları, deneme amacıyla piyasaya çıkardı. Talep gördükleri takdirde seri üretime geçeceklerini açıkladılar. Ancak OLED’lerin, evlerimize girmeden önce iki sakıncasının giderilmesi gerekiyor. Ömürleri plazma ve LCD kadar uzun değil. 14 bin saatlik kullanım süreleri bulunuyor. Günde sekiz saat açık tutarsanız beş yıl sonra televizyonu eskiciye vermek zorunda kalıyorsunuz. İşin ilginç yönü, yeşil ve kırmızı renk veren elemanların ömrünün 10 bin 40 bin saat arasında, mavi rengi veren elemanların ise 3 bin 5 bin saat arasında ömrünün olması. Bu da televizyonun, ömrünün sonlarına doğru mavi renkten mahrum kalacağına işaret ediyor. İkincisi oldukça pahalılar. Ayrıca OLED ekrana kazara su veya başka içecek dökmeyin. Ekranın polimerini bozuyor.
Bu sorunların birkaç yıl içinde giderilebileceği ve LCD ile plazmaya rakip olacağı belirtiliyor.
Biz şimdilik, piyasanın iki zorlu rakibi plazma televizyonlarla LCD televizyonları karşılaştırmakla yetinelim.