Milliyet yazarı Çağdaş Ertuna, bugünkü köşe yazısında Sotheby’s ve Christie’s’te geçen hafta gerçekleşen satışların, “acaba toparlanma başladı mı?” sorusunu yeniden gündeme taşıdığını yazdı.
Ertuna’nın belirttiği gibi, iyimserliğin merkezinde Gustav Klimt’in “Portrait of Elisabeth Lederer” adlı portresi vardı. Eser, 236,4 milyon dolarlık satış fiyatıyla hem Klimt için hem de modern sanat tarihinde yeni bir müzayede rekoru kırdı. Ertuna, “Elbette bu iyimserliğin başrolünde… yeni bir rekor vardı” derken, tek bir rekorun piyasa trendi yaratıp yaratmayacağının tartışmalı olduğuna dikkat çekti.
NEW YORK SATIŞLARI: DEV RAKAMLAR AMA KARMAŞIK TABLO
New York müzayede haftasında Sotheby’s 1,1 milyar doların, Christie’s ise 870 milyon doların üzerine çıktı. Ertuna, “Büyük koleksiyonlar, özellikle de Lauder ve Weis gibi güvenilir kaynaklardan gelen seçkiler, alıcıları yeniden cesaretlendirdi” ifadeleriyle bu başarıdaki en önemli unsurları aktardı.
Frida Kahlo’nun “El Sueño (La Cama)” tablosunun 54,7 milyon dolara satılarak kadın sanatçılar arasında yeni bir rekor kırması da haftanın diğer dönüm noktasıydı.
Buna karşılık çağdaş ve ultra-çağdaş kategorilerde temkinli bir hava hâkimdi. Ertuna, genç sanatçılarda “fiyat hassasiyetinin piyasanın kırılganlığını hatırlattığını” vurguladı.
ŞANGHAY VE ABU DABİ'DE FARKLI BİR ENERJİ
Ertuna, aynı dönemde Shanghai Art Week’te bambaşka bir atmosfer olduğuna dikkat çekiyor:
“Enerjisini müzayede rekorlarından değil, sanatçı odaklı girişimlerin yarattığı kültürel yoğunluktan alıyordu.”
West Bund ve Art021 fuarlarında güçlü satışlar görülürken, Xu Zhen’in sanatçı inisiyatifli projeleri Çin sanat ekosisteminin yaratıcı ve ekonomik açıdan genişlediğini gösterdi. Ertuna’nın ifadesiyle, “Avrupa ve Amerika’daki durgunluğun aksine, Şanghay’da gelecek duygusu daha görünür hâlde.”
Benzer bir hareketlilik Abu Dabi Sanat Haftası’nda da hissedildi. Bölgede kültürel diplomasiyle desteklenen programlar, koleksiyoner profilinin genişlediğini kanıtladı. Orta Doğu pazarındaki istikrarlı büyüme, Ertuna’ya göre, küresel sanat haritasının artık “tek merkezli olmadığını” gösteriyor.
ÇOK MERKEZLİ, TEMKİNLİ BİR CANLANMA
Ertuna tüm tabloyu şöyle özetliyor:
“Evet, piyasa canlanıyor, ama bu canlanış homojen değil.”
Büyük isimlerde rekorlar kırılırken, orta segmentte temkin hâkim. New York, Şanghay ve Abu Dabi’nin eş zamanlı hareketliliği, sanat dünyasının giderek daha çok merkezli bir yapıya dönüşmekte olduğunu gösteriyor.
GÖZLER ŞİMDİ ART BASEL MIAMI BEACH'TE
Yazar, sanat piyasasının seyrinde bir sonraki kritik durağın Miami olduğunu belirtiyor:
“Eğer Miami de New York’un ivmesini desteklerse, 2026’ya girerken sanat piyasasının yeniden yükselişe geçtiğini söylemek mümkün olacak.”
Şimdilik ise Ertuna’ya göre piyasada “Klimt örneğinde olduğu gibi, güçlü, parlak, ama temkinli bir umut” hakim.
patronlardunyasi.com