Ekonomi


Oğuz Demir'in Editör'ünden

Birinci yılında pasif demokrat...

NAZLI Ümit Boyner, 1996 yılında Boyner Holding’de finans direktörü olduktan sonra ilk icraatlarından biri Beymen’le ilgiliydi. Grubun amiral gemisi Beymen’de yönetime, içişlerine müdahale etmişti. Bunun üzerine de dönemin Beymen genel müdürü Nur Akgerman bu durumu hoş karşılamamış ve istifa mektubunu yönetime sunmuştu. Akgerman’la birlikte ekibi de istifa mektuplarını Cem Boyner’e vermişti. Cem bey hemen olaya müdahale ederek Nur Akgerman’ın istifasını durdurmuştu. Akgerman’dan özür dilenmiş ve olay tatlıya bağlanmıştı...

Ümit hanım Chemical Mitsui Bank ve Beymen tecrübeleriyle zaman içinde hem iş hem de özel yaşamında müdahaleci olmayan daha demokrat bir duruş sergilemeye başladı. O kadar ki Susurluk kazası sonrası ‘aktif demokrat’ olduğunu dile getirdi. “Dışarı çıkıp tencere tava vurmuyoruz. Ama ışıklarımızı söndürüyoruz” diyerek dik duruşunu gösterdi...

Eşi Cem Boyner’in Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) sürecinde demokrat tavrı biraz daha öne çıktı. “Siyasete destek lafla olmaz. Siyaset bir tavır alma, aynı zamanda organizasyonel örgütlenme isteyen bir iştir” söylemiyle somut bir tavır ortaya koydu.

O günlerde bu kez sokaktaki insana seslenirken “Yürü koçum arkandayız” diyerek siyaset yapılamayacağını siyasetin kendine özgü bir yönü ve heyecanı olduğunu vurguladı. Farklılaştı. Lider görüntüsü çizmeye başladı.

Yıllar sonra 2010’un ocak ayında TÜSİAD’ın 40’ıncı genel kurulunda başkan seçildi.

Önümüzdeki ay bu görevdeki birinci yılını dolduracak. Geçmişteki duruşundan yola çıkarak Nazlı Ümit Boyner’in TÜSİAD’ın kamuoyu, bürokrasi ve siyaset dünyasıyla yakın temas kuracağını ortak akılda buluşacağını düşündük. TÜSİAD’ı rasgele bir dernek olmaktan çok bir sivil toplum örgütü gibi yöneteceğini bekledik. Nazlı Ümit Boyner’in her konuşmasında, her icraatında YDH dönemindeki demokrat duruşunu, halkla bütünleşen söylemlerini aradık.

Ancak bu süreçte Nazlı Ümit Boyner TÜSİAD’ı dönüştüremedi. Kamuoyuyla barıştıramadı. Halktan tamamen kopuk, çok zengin ve kendi dünyasında yaşayan bir zümre görüntüsünden kurtaramadı. Türkiye’deki en başarılı sosyal sorumluluk projelerinden biri olan Nar Taneleri’nin mimarı kamuoyunun nar tanesi olamadı.

Son Diyarbakır gezisi hariç Anadolu ile çok fazla temas kuramadı. Bürokrasi ve siyaset dünyasıyla ortak akıl konusunda uzlaşma sağlayamadı. Kısaca ‘güçlü lider’ görüntüsü veremedi. Oysa Nazlı Ümit Boyner başkan seçildiğinde aktif demokratlığını TÜSİAD’a yansıtabilirdi.

Kamuoyuna yabancılaşan TÜSİAD’ı inandırıcılığı olan bir sivil toplum örgütü yapabilirdi. 15 yıl önce Türkiye’nin siyasi kültürünü, geleceğini değiştirmek için yola çıkan ‘aktif demokrat’ın önünde bir yılı daha var. Bakalım 2011’de TÜSİAD nasıl bir sivil toplum örgütü görünümü çizecek...

Para Dergisi