Becoming Karl Lagerfeld, gümüş rengi atkuyruğu saçları, siyah gözlükleri, bembeyaz kedisi Choupette’i, iddialı demeçleri ve milyonları hayran bırakan tasarımlarıyla hepimizin tanıdığı moda devi Karl Lagerfeld’in henüz bu kadar ünlü olmadığı bir zamanda, Chloé modaevinde hazır giyim tasarımcısı olduğu günlerde başlıyor.
Ağırlıklı olarak 70’lerin Paris’inde geçen dizide Lagerfeld, ünlü iş insanı Pierre Bergé tarafından desteklenen Yves Saint Laurent ile işte ve aşkta sıkı bir rekabet içinde.
Yaratıcılığını Isaure Pisani-Ferry’nin üstlendiği, Paris, Monako ve Roma’da geçen altı bölümlük dizi, ünlü tasarımcının kendi imparatorluğunu nasıl adım adım kurduğunu anlatıyor.
Dizinin başrol oyuncuları Karl Lagerfeld’i canlandıran Daniel Brühl ve hayatının aşkı Jacques de Bascher’e hayat veren Theodore Pellerin, Oksijen yazarı Defne Akman’ın sorularını yanıtladı.
İşte o yanıtlar:
“BANA 100 ADET GÜL GÖNDERDİ”
Karl Lagerfeld’e hayat veren oyuncu Daniel Brühl:
Bir role hazırlanırken mümkün olduğu kadar çok bilgi edinmeye çalışırsın, ancak bir zaman sonra o karaktere kendi dokunuşunu katman ve tüm öğrendiklerini unutman gerekir. 20 yıl önce bir fotoğraf çekiminde Karl Lagerfeld’le tanışmak da elbette çok yardımcı oldu. Ama bir süre sonra artık daha fazla Lagerfeld fotoğrafına bakamayacak hale geldim.
İlk sahnem Marlene Dietrich’i canlandıran Sunnyi Melles’leydi ve işin başında olduğumuz için gergindim. Çekimler bitip odama döndüğümde 100 kırmızı gülden oluşan bir buket beni bekliyordu. Hayatımda böylesini görmedim. Eşimi aradım, dedim ki:
“13 yıldır evliyiz, centilmen sayılırım. Ama sana hiç böyle bir buket almadım.”
Buketin üzerinde “Karlito’ya, Jacques” yazan bir not vardı. Theodore, bana en zarif şekilde şans dilerken aramızdaki özel ilişkiyi de en başından böyle kurdu ve o andan itibaren onu çok seviyorum.
Artık ben bir babayım dolayısıyla daha iyi günler göreceğimize inanmak zorundayım. Ancak popülizmin ve tüm bu saçmalıkların toplumu yeniden zehirlediğini görmek çok üzücü. Tarihten ders alamadık. Hala o kadar çok homofobi, ırkçılık ve faşizmle uğraşıyoruz ki.
Geçmişte güzel eğlendim. 2000’lerin başında Berlin’in henüz ticarileşmediği, ücretsiz elektronik müzik festivalleriyle dolup taştığı zamanda serseriliğin tadını çıkardım. Eğer zaman yolculuğuna çıkabilseydim Berlin’in o zamanki haline geri gitmek isterdim.
“80’LERİN PARİS’İNİ ANLATACAĞIZ”
Jacques de Bascher karakterine hayat veren oyuncu Theodore Pellerin:
Sanırım Karl ve Jacques’ın ilişkisinde birinde eksik olan ne varsa diğerinde var. Deneyimlemekten kaçtıkları ve arzu ettikleri şeyler bir diğerinde vücut bulmuş durumda. Bana gelince, ben tamamen zıddım olan birine kapılmazdım. Bazı insanlar kendilerine benzeyen kişilerden de etkilenebiliyor çünkü. Ama evet, Karl ve Jacques özelinde zıtların çekimi gibi bir durum ve uyum söz konusu.
Dizide canlandırdığım Jacques gibi partilerin insanı değilim, böyle coşan bir yere gittiğimde “Burası nasıl bir yer, bu insanlar kim?” diyorum. Biliyorum parti hayatı bazı insanlar için bir gerçek. Ama ben sakin bir insanım. Yaptığım en büyük serserilik banyo yapıp saat dokuzda uyumak. Çok çılgınım değil mi?
Jacques bir provokatördü ve normlara karşıydı. Ancak o ve Karl bir anlamda dönemlerinin kralları olduklarından LGBTQ+ topluluğuna yönelik baskılardan çok fazla etkilenmediler. Eğer şansımız yaver gider ikinci sezonu çekersek, o zaman 80’lerin Paris’inde LGBTQ+’ın nasıl yaşadığını daha ayrıntılı olarak keşfedip anlatabileceğiz.
Kaymak tabakasında da olsanız yaşananlardan kaçamazsınız. İsterseniz kral olun, tüm yapı çöktükten ve insanlar mağdur olduktan sonra neye yarar?
MODA TARİHİNİN ÖNEMLİ ŞAHSİYETLERİ BURADA
Lagerfeld’in hem hayran olduğu arkadaşı hem de en büyük rakibi Yves Saint Laurent’ı Arnaud Valois, Lagerfeld’in baş düşmanı YSL’ı destekleyen iş insanı Pierre Bergé’i Alex Lutz canlandırıyor.
Picasso’nun kızı Paloma Picasso’yu Jeanne Damas, Yves Saint Laurent’ın yakın arkadaşı ünlü model Loulou de La Falaise’i Claire Laffut, Karl Lagerfeld’in annesi Elisabeth Lagerfeld’i Lisa Kreuzer ve hayranı olduğu Marlene Dietrich’i Sunnyi Melles canlandırıyorlar.
Maison Chloé’nin kurucusu Karl Lagerfeld’in şöhrete ulaşmasında büyük katkısı olan Gaby Aghion’u Agnès Jaoui canlandırıyor.
RAKAMLARLA BKL
Altı bölümlük dizinin çekimleri beş ay sürdü. Çekimlerde 2 bin 200 figüran kullanıldı.
160 yeni kreasyon da dahil olmak üzere 3 bin adet kostüm kiralandı ve veya tasarlandı. Dizinin kostümlerinin 40’ı Karl Lagerfeld, 40’ı Jacques de Bascher, 15’i Chloé ve 10’u da Yves Saint Laurent defileleri için yaratıldı.
47 ana ve ek set inşa edildi.
patronlardunyasi.com