Dünya


Ekim ayında “yüzyılın soygunu” olarak nitelendirilen Louvre Müzesi mücevher soygunun yankıları devam ederken, Fransa’da yeni bir hırsızlık skandalı patladı. Ülkenin kalbi olarak nitelendirilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın ve Fransa kültürel mirasının ender parçaları olan Sevres porselenlerininin iki yıl boyunca sistematik bir şekilde çalındığı ortaya çıktı. Fransız basınına, özellikle Le Parisien gazetesine yansıyan bilgilere göre, Élysée Sarayı’nda resmî sofralarda kullanılan tabak, fincan ve çeşitli porselen objelerin yönetiminden sorumlu olan bir kişi, 2024 yılının başından itibaren yüzü aşkın parçayı gizlice saray envanterinden çıkardı. Çalınan eserlerin büyük bölümünün, Fransa’nın en prestijli kurumlarından biri olan Sèvres Ulusal Porselen Manifaktürü’ne ait olduğu belirtiliyor.

PLANLI VE UZUN SÜRELİ BİR SOYGUN 

Soruşturmaya göre olay, Versailles’ta yaşayan ve porselene özel ilgi duyan genç bir koleksiyonerle kurulan temasın ardından başladı. Zamanla Élysée Sarayı’ndan tabaklar, fincanlar ve tabak altlıkları sessizce çıkarıldı. Bu süreçte baş sorumluya, mesleği antikacılık olan hayat arkadaşı da yardımcı oldu. Hırsızlıkların fark edilmemesi için resmi envanter kayıtlarının tahrif edildiği, eksiklerin kağıt üzerinde gizlendiği belirlendi.

Ancak saray içindeki eksiklikler giderek artınca durum dikkat çekti. Élysée yönetimi, kayıpların boyutunun büyümesi üzerine dosyayı jandarmaya taşıdı. Paris Jandarma Araştırma Birimi tarafından yürütülen soruşturma, 16 Aralık 2025’te Loiret ve Versailles’ta eş zamanlı operasyonlarla sonuçlandı. Üç kişi gözaltına alındı ve şüphelilerin sorgu sırasında suçlamaları kabul ettiği öğrenildi.

ON BİNLERCE EUROLUK KAMU ZARARI

Yapılan aramalarda çalınan porselenlerin büyük bölümüne ulaşıldı. Uzmanlar, kamu zararının on binlerce avroyu bulduğunu ifade ediyor. Nitekim Sèvres üretimi porselenlerin her biri, müzayedelerde bin avronun üzerinde alıcı bulabiliyor. Uzman Cyrille Froissart, 1861 yılında Élysée Sarayı için üretilmiş bir tabağın Viyana’da 1.300 avroya satıldığını hatırlatarak, bu tür objelerin hem maddi hem de tarihî değerine dikkat çekiyor.

Şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, çalınan tüm eserlerin devlete iade edilmesine karar verildi. Skandalın merkezindeki baş sorumlunun ise kasım ayı sonunda görevinden istifa ettiği bildirildi. Dosyanın, eksikliklerin tamamlanmasının ardından Şubat 2026’da ceza mahkemesinde görülmesi bekleniyor.

"SATILMASI İMKANSIZ BİR ULUSAL MİRAS"

Uzmanlara göre Élysée Sarayı’nda kullanılan tüm porselenler “Palais de l’Élysée” damgasını taşıyor ve bu nedenle resmi sanat piyasasında satılmaları neredeyse imkânsız. Froissart, “Bu durum son derece sarsıcı. Çünkü bu eşyalar hepimizin ortak mirası. Louvre’daki mücevher hırsızlığında olduğu gibi, burada da kamu vicdanı yaralanmıştır. Üstelik bu objeler fiilen satılamaz” sözleriyle tepkisini dile getiriyor.

LOUVRE BEKÇİSİ DE SANIK

Olayın en çarpıcı yönlerinden biri ise, çalıntı porselenleri satın alan kişinin aynı zamanda Louvre Müzesi’nde görevli bir bekçi olması. Kültürel mirası korumakla yükümlü bir kamu görevlisinin, bu kez ulusal mirasın yağmalanmasında rol alması büyük tepki çekti. Mahkeme, söz konusu kişinin Louvre’daki görevine dönmesini yasakladı.

Üç sanık, 26 Şubat 2026’da hâkim karşısına çıkacak. Büyük bölümü geri alınan porselenler yeniden devlet envanterine kazandırılırken, Élysée Sarayı’nda yaşanan bu olay, Fransa'da kamu kurumlarında denetim ve güvenlik mekanizmalarının yeniden sorgulanmasına yol açmış durumda.

patronlardunyasi.com