Gündem


Toygun ATİLLA

DOSTUMA LİNKEDIN’DEN GELEN MESAJ 

İş dünyasında önemli bir holdingde üst düzey yönetici olan çok sevdiğim bir dostum ısrarla bana bir şey anlatmak istiyordu.  

“Toygun, çok ilginç bir şey fark ettim. “LinkedIn’de ardı ardına mesajlar alıyorum. Üslup zarif, İngilizceleri tertemiz, teklifleri cazipti. Bana, bir müşterimiz sizin uzman olduğunuz sektörü anlamak istiyor. 60 dakikalık bir görüşme için ödeme yapabiliriz’ dedi. 

İLK DUYDUĞUMDA “NE GÜZEL” DEDİM 

İlk duyduğumda “ne güzel” dedim. Bilgi paylaşımı, deneyim aktarımı, profesyonel dayanışma, kulağa masum geliyordu. 

Dostumun söylediği şu cümle ile bir anda irkildim. 

“Toygun, farkında mısın? Bu görüşmeler aslında şirketlerin gizli stratejilerini parça parça topluyor.”

YENİ ÇAĞIN BİLGİ SAVAŞLARI 

O anda anladım ki, yeni çağın bilgi savaşları artık siber korsanlarla değil, davetkar mesajlarla yapılıyor.

Bu ağlar çoğu zaman yatırım fonları, danışmanlık şirketleri veya doğrudan rakip kurumlar adına çalışan profesyonel aracılar oluyor. Amaçlarının ise bir sektörü içeriden okumak olduğu anlaşılıyor. 

Katılan yöneticiler muhtemeldir ki, “genel konuşuyorum” diye düşünüyor.

Oysa, 

Paylaştıkları detaylar, fiyat politikalarından tedarik zincirine, regülasyon eğilimlerinden kurum kültürüne kadar birleştirildiğinde, büyük bir resim oluşturuyor. 

O da ne mi? 

Bence bu bir şirketin stratejik haritası… Ve o harita, kişisel değil; kurumsal bir sermaye demekten başka bir şey değil. 

ÇEVİRİM İÇİ SOHBETLERDE BİLGİ ÇALMAK

Eskiden bilgi çalmak için duvarlar, kasalar, gizli belgeler vardı. Şimdi kahve tadında çevrim içi bir sohbette oluyor her şey. Bir saatlik konuşma karşılığı birkaç yüz dolar…

Ama o konuşmanın değeri, bir yatırımcı için milyon dolarlık stratejik fark yaratabiliyor.

YÖNETİCİLER İÇİN YENİ BİR ETİK ANLAYIŞI 

Bu yüzden artık yöneticiler için yeni bir etik sınır doğdu demek çok mümkün: “Kendi deneyimin nerede biter, kurumunun bilgisi nerede başlar?”

Birçok yönetici bu ağlara iyi niyetle katılıyor. Ne diyor bir ata sözü; “Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşenmiştir” 

Beklendiği gibi sonrası hiç de böyle olmuyor ve kurumlarının iç dinamiklerini masaya koyuyorlar.

Birinin “ben sadece genel çerçeveden bahsettim” dediği bir detay, rakip için geleceğe dair bir ipucu anlamına gelebiliyor.

Bilgi, parça parça sızdığında bile stratejik gücünü yitiriyor. Biz farkına bile varmadan, rekabetin yeni cephesi açılmış oluyor.

Dostumun o gün bana aslında bir gazetecilik refleksini hatırlattı: “Söylediğin her cümlenin bir değeri vardır. Kimi zaman bir habere, kimi zaman da bir sızıntıya dönüşür” 

KENDİNİZE SORACAĞINIZ SORU 

O yüzden, LinkedIn’den gelen o davet mesajını açmadan önce kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor: “Paylaşacağım bilgi benim kişisel deneyimim mi, yoksa kurumumun rekabet avantajının bir parçası mı?”

Yanıt ikincisi ise, o görüşme artık profesyonel değil; stratejik bir sessiz sızıntıdır.

patronlardunyasi.com