Patronlar


Saat 08:30'da başlayan törende KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Türkiye Büyükelçisi, Milletvekilleri, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Türkiye'den gelen bakanlar, kuvvet komutanları ve üst düzey temsilciler katıldı.

Şehitlik önünde saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan tören, çelenk bırakma ile devam etti. İlk çelenk KKTC Cumhurbaşkanı Talat tarafından bırakıldı ve protokol sırasına göre devam etti. Çelenklerin ardından Talat, Erdoğan ve kuvvet komutanları şehitlik anı defterini imzaladı.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 20 Temmuz Barış Harekatı'nın askeri hedeflerine kısa zamanda ulaşıldığını, üzerinden 32 yıl geçmiş olmasına rağmen hala stratejik hedefine ise ulaşılamadığını belirterek, içinde bulunulan ortamda bunun sorumlusunun Türk tarafı olmadığını söyledi. Kendi iç politik yapılarında devrim nitelikli değişiklikleri, örnek barışçı ve demokratik yollarla gerçekleştirdiklerini ve dünyanın beklediğini, kendi çıkarlarıyla örtüştürerek yaptıklarını ifade eden Talat, 'Ancak gelin görün ki, mevcut dünya düzeni ve uluslararası hukuk bizim kadar hızlı olamadı. Yeni siyasi gerçeklere uyum sağlamakta henüz başarı elde edemedi' dedi.

Talat, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı kutlamaları çerçevesinde Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, bugünün, Kıbrıs Türkünün kaderinin dönüm noktalarından birisi olan 20 Temmuz Barış Harekatı'nın 32. yıldönümü olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu: 'Uzun yıllar boyunca ENOSİS'e karşı direnen Kıbrıslı Türklerin tarihte karşılaştıkları en ciddi tehlike 15 Temmuz 1974 tarihindeki faşist darbe olmuştur. Yunan cuntasının yönlendirdiği ve bizzat katıldığı darbenin amacı doğrudan ENOSİS'ti. Nitekim faşist darbenin hemen arkasından Kıbrıs Elen cumhuriyeti ilan ediliyor ve cumhurbaşkanlığına ünlü EOKA'cı Nikos Sampson getiriliyordu.

Aslında darbenin yapıldığı o gün için var olan devlet de gayri yasaldı ve günün Kıbrıs Rum yönetimi başkanı Makarios da Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanı olarak gayri meşruydu. Hiçbir Kıbrıslı Türk'ün oyunu, onayını ve kabulünü almadığı halde kendisini tüm Kıbrıs'ın cumhurbaşkanı olarak takdim ediyordu, fakat işin kötüsü dünya da öyle kabul ediyordu. Tıpkı bugünkü gibi. Makarios darbenin kendisine karşı Yunan cuntası tarafından yapıldığını ilan ediyor ve uluslararası toplumdan yardım istiyordu. İşte 20 Temmuz Barış Harekatı böylesi koşullarda yer alıyor ve ENOSİS'i kesin ve nihai olarak durduruyordu. Üstüne üstlük Yunanistan'ın iç dinamiklerini de harekete geçiriyor ve Yunan cuntasını da bitiriyordu.' '20 Temmuz Barış Harekatı'nın askeri hedeflerine, hem de kısa zamanda ulaşıldığını, üzerinden 32 yıl geçmiş olmasına rağmen hala stratejik hedefine ulaşılamadığını' kaydeden Talat, içinde bulunulan ortamda bunun sorumlusunun Türk tarafı olmadığını vurguladı.

'DÜNYANIN BEKLEDİĞİNİ YAPTIK'

Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye olarak, ellerinden geleni yaptıklarını anlatan Talat, şöyle devam etti: 'Hem de kendi iç politik yapımızda devrim nitelikli değişiklikleri, örnek barışçı ve demokratik yollarla gerçekleştirerek ulaştığımız yeni yapılanmayla bunu başardık. AB'nin yıllar boyunca adanın birleşmesi için yanıp tutuştuğu, BM'nin de bu amaçla çok sayıda inisiyatif başlatıp kararlar aldığı, planlar yaptığı dikkate alınacak olursa; biz işte tam da dünyanın beklediğini, bizim de çıkarlarımızla örtüştürerek yaptık. Ancak gelin görün ki, mevcut dünya düzeni ve uluslararası hukuk bizim kadar hızlı olamadı. Yeni siyasi gerçeklere uyum sağlamakta henüz başarı elde edemedi.'

'DÜNYA DİLİ'