Toygun ATİLLA
3 GÜN ÖNCE KREDİ İMZASI ATILDI
Konya-Yerköy yüksek hızlı tren ihalesi 2022 yılında yapıldı.
İhaleyi, Doğuş İnşaat, Çelilkler ve Özkar konsorsiyumu kazandı.
Devlet garantisi karşılığında "yüklenici tarafından sağlanacak kredi anlaşmasından" hükmü bulunan ihale için, kredi 3 gün önce sonuçlandı.
1,2 MİLYAR EURO
Birleşik Krallık İhracat Kredi Kuruluşu UKEF, 1.2 milyar euro finansman sağladı. Anlaşmalar imzalandı, mutlu sona ulaşıldı. Tüm bunlar artık, Kayseri-Yerköy hızlı treni projesinin başlayacağı anlamını taşıyordu.
KONYA METRO İHALESİ İPTAL EDİLEBİLİR
Kayseri-Yerköy hızlı tren ihalesi için bulunan yurt dışından bulunan kredi maalesef başka bir projede bulunamadı.
O da,
4 yıl önce ihalesi sonuçlanan Konya metro ihalesiydi.
2019'daki bu ihaleyi, China National Machinery (CMC) ve Taşyapı konsorsiyumu 1 milyar 196 milyon 499 bin 923 Euro bedel ile kazandı.
İhale şartnamesine göre, ihalenin yüzde 15'i Türkiye Cumhuriyeti'nin kendi kaynaklarından yüzde 85'i ise Türkiye Cumhuriyeti tarafından sağlanacak devlet garantisi karşılığında "yüklenici tarafından sağlanacak kredi anlaşmasından" hükmü bulunuyordu.
4 YILDIR KREDİ BULUNAMADI
Aradan geçen 4 yıl içinde ise ihaleyi alan China National Machinery (CMC) ve Taşyapı konsorsiyumu yurt iç ve yurt dışından bu krediyi bulamadı.
Bunun üzerine ihale, 29 Ocak 2023 itibari ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından ihalenin iptali ile ilgili son uyarı yapıldı.
Kredi çok kısa süre içinde sonlandırılamaz ise ihalenin iptali söz konusu olacak.
Bir tarafta Doğuş, Çelikler ve Özkar konsorsiyumundan oluşan bir başarı hikayesi başlarken, bir yandan da China National Machinery (CMC) ve Taşyapı konsorsiyumunun bulamadığı krediden ötürü bir hüsran hikayesine doğru süreci aynı zaman diliminde yaşadık.
BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
5 Ocak'ta Kayseri-Yerköy hızlı tren ihalesi için aranan kredi anlaşmasının imzalanmasından sonra Doğuş grubundan biraz bahsetmek gerektiğini düşünüyorum.
Ülkenin önde gelen firmaları neden önemli.
Anlamamız ve onları da tanımamız gerekiyor.
İNŞAAT SEKTÖRÜNDEN ÇIKACAKLAR DERKEN...
Ayhan Şahenk ile başlayan 73 yılık Doğuş grubu efsanesi Türkiye'nin en eski ve köklü şirketlerinden biri.
Doğuş grubu 1951'de Ayhan Şahenk tarafından kuruldu. Bugüne kadar 250 dev projeye imza ttı. Dünyanın 4 kıtasında Türkiye'yi temsil etti.
Ülkemizde de otoyollar barajlar limanlar, metro, hızlı tren, tüneller ve onlarca büyük projeye imza attı.
Medya, turizm, yeme içme sektöründe hem Türkiye'de hem de dünyada on binlerce kişiyi istihdam eden bir grup oldu.
Ayhan Şahenk'ten sonra grubu devralan oğlu Ferit Şahenk, şirketin atılımlarını ve ismini dünya ile tanıştırdı.
Doğuş grubu bir süredir neredeyse Türkiye'deki inşaat işlerini oldukça yavaşlatmıştı.
2 yıl önce aldıkları Kayseri-Yerköy hızlı tren ihalesi ise yurt dışından kredi bulma şartı bulunduğundan oldukça riskliydi.
Finans kuruluşlarının dünyadaki ekonomik şartlar nedeniyle kredi vermekten çekindiği bir dönemde Doğuş Grubu Birleşik Krallık'tan istediği krediyi buldu.
Bu da hem kendi adına hem de ülke adına önemliydi.
TAZMİNAT ÖDEYECEKLER
Öyle ki, 2019'da ihalesi tamamlanan Konya metro ihalesi ise kredi bulunamadığı için aradan geçen 4 yılı aşkın süredir hala başlayamadı. China National Machinery (CMC) ve Taşyapı konsorsiyumunun tazminat ödeyerek projeden dışarı atılması konuşuluyor.
Yukarıda da anlattığımız gibi şu an ihalenin iptal edilmesi riski gündemde...
ŞİRKETLER Mİ SİSTEM Mİ?
Tüm bu satırları yazarken ülkenin köklü şirketlerinin önemini ve anlamını düşündüm.
Bu firmaların hem Türkiye'de hem dünyada kredilerinin artması ülke menfaatinden başka bir şey değildi.
Türkiye'de oluşan sistemsel sorunları, ekonomide oluşan kara delikler ise maalesef ülkenin temel sorunlarıydı.
Eleştirinin odağı sistemsel kurgunun bir parçası olan şirketler değil bu kurgunun oluşmasını sağlayan sistem olmalıydı.
Dönüp bir Japonya örneğine bakmak gerekiyor.
Doğru sistemin üzerinde faaliyet gösteren ülkenin önde gelen altı Japon şirketi neredeyse ülke ekonomisinin de lokomotifi durumunda.
Öylesine başarı öyküleri ile dolu ki bu şirketler...
Dünyanın dört bir yanında da farklı ülkelerin şirketlerini de almış durumdalar.
Neredeyse, dünya ekonomisini yönetir haldeler.
Japonya'daki bu şirketlere ise ülkelerinde herhangi bir sıfat ve yafta takılmıyor.
Neden mi?
Çünkü sistemin bir alt yapısı, keskin kuralları, hukuki mevzuatı ve devleti zarara uğratmayan, kara delikleri oluşmasına izin vermeyen modeli var.
Darısı bizim başımıza
patronlardunyasi.com