BDDK yönetmeliğine göre, kamu bankalarının açığın nedenlerine ilişkin BDDK'ya bildirimde bulunması ve iki hafta içinde de açığı yasal sınırın altına çekmesi gerekiyor. Döviz açığı, bankaların döviz yükümlülüklerinin döviz varlıklarını aşmasından kaynaklanıyor. Doç. Dr. Aysel Gündoğdu, kamu bankalarına dövizi belirli bir aralıkta tutma görevi verilmiş gibi göründüğünü, döviz açığı nedeniyle kamu bankalarının yüksek risk üstlendiğini, kamu bankalarına bu kadar yüklenilmesinin bankacılık sektöründe dengeleri bozduğunu dile getirdi. Ekonomist Uğur Gürses, kuru belirli bir seviyede tutmanın bedelinin TCMB'de rezerv kaybı ve kamu bankalarında yüksek döviz açığı olarak ödendiğini söyledi.
Dolar/TL kuru uzun süredir 6,85 civarında çok dar bir aralıkta hareket ederken, kamu mevduat bankalarının döviz pozisyonu açığı yasal sınırları aştı. Döviz pozisyonu rakamı, bilanço içi ve bilanço dışı döviz varlık ve yükümlülüklerinin farkından elde ediliyor. Yükümlülükler varlıklardan fazlaysa açık pozisyon ortaya çıkıyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, yasal özkaynağı 222 milyar 510 milyon TL olan kamu mevduat bankalarının 26 Haziran 2020 itibarıyla 45 milyar 970 milyon TL’lik net döviz açık pozisyonu bulunuyor. Açık pozisyonun yasal özkaynağa oranı ise yüzde 20,65 ile BDDK’nın belirlediği yüzde 20’lik sınırın üzerinde yer alıyor.
NİSAN SONRASINDA HIZLA ARTTI
Dolar cinsinden ise 32 milyar 283 milyon dolarlık yasal özkaynağa sahip olan kamu mevduat bankalarının net döviz pozisyonu açığı 6 milyar 753 milyon dolar seviyesinde bulunuyor.
BDDK verileri, 3 Nisan 2020 tarihinde 3,3 milyar dolar seviyesinde olan söz konusu açık pozisyonunun sonraki dönemde hızla arttığını gösteriyor.
26 Haziran itibarıyla, kamu mevduat bankalarının bilanço içi döviz varlığı 86,2 milyar dolar olurken, bilanço içi döviz yükümlülüğü ise 112.2 milyar dolar oldu. Böylece, bilanço içi 26 milyar dolarlık döviz pozisyonu açığı verildi. Bilanço dışı 19,2 milyar dolarlık fazla pozisyon çıkarıldığında, net döviz pozisyonu 6,7 milyar dolarlık açık veriyor.
Net döviz pozisyonu, yabancı özel mevduat bankalarında 1 milyar 498 milyon dolar, yerli özel bankalarda 2 milyar 303 milyon dolar artıda.
BDDK mevzuatında “döviz varlıkları”, bankaların, yurt dışı şubelerine ilişkin hesapları da dahil olmak üzere, tüm yabancı para aktif hesaplarını, dövize endeksli varlıklarını ve vadeli döviz alım taahhütlerini içeriyor.
“Döviz yükümlülükleri” de, bankaların, yurt dışı şubelerine ilişkin hesapları da dahil olmak üzere, tüm yabancı para pasif hesaplarını, dövize endeksli yükümlülüklerini, vadeli döviz satım taahhütlerini içeriyor.
KAMU BANKALARI İKİ HAFTA İÇİNDE AŞIMI DÜZELTMEK ZORUNDA
2006 tarihli BDDK yönetmeliğine göre, yabancı para net genel pozisyon/özkaynak standart oranının azami sınırının aşılması halinde, bankalar aşımın nedenlerini BDDK’ye belirli bir süre içinde bildirmek zorunda.
Haftalık oranlarda oluşabilecek aşım tutarının takip eden iki hafta içinde giderilmesi zorunlu. Yönetmeliğe göre, bir takvim yılı içerisinde haftalık oranlarda, giderilen aşımlar dahil altı defadan fazla aşım gerçekleştirilemiyor.
Bir uzmanın hesaplamasına göre, kamu bankaları 20 Aralık 2019 ile 26 Haziran 2020 tarihleri arasında 6,88 milyar dolar net döviz pozisyonu açtı. Bunu ortalama Merkez Bankası kurundan yapmışlarsa mevcut 6,85’lik kur seviyesine kıyasla tahminen 3,5 milyar TL zarar ettiler. Kurun yükselmesi ve açığın devam etmesi durumunda, açık pozisyon kaynaklı zarar artacak.
“KAMU BANKALARI YÜKSEK MİKTARDA DÖVİZ RİSKİ TAŞIYOR”
Sozcu.com.tr’ye konuşan Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aysel Gündoğdu, kamu bankalarının döviz açığının yükselmesine ilişkin “Kamu bankaları yüksek miktarda döviz riski üstlenmiş durumda. Döviz pozisyonu açığı nedeniyle kur artışı zarara neden oluyor” dedi.
Kamu bankalarına hem döviz kurunu belirli bir bantta tutmak ve düşük kredi faizleri konusunda görev verilmiş gibi göründüğüne dikkat çeken Gündoğdu, “Bu durum tüm bankacılık sektöründeki dengeleri bozuyor. Normal şartlarda Merkez Bankası’nın yapması gereken işleri kamu bankaları yapıyor. Birçok yabancı bankanın Türkiye’de iş yapmak konusunda heveslerinin azaldığını görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’de en iyi regüle edilmiş sektörlerin başında gelen bankacılıkta son dönemde düzenlemelerin çiğnenmeye başlandığını ve sorunların halı altına süpürüldüğünü dile getiren Gündoğdu, şu an piyasalarda görece sakin bir ortam olsa da yeni şok riskinin bulunduğunu, döviz açığı bulunan kamu bankalarının da bu nedenle yüksek risk taşıdığını söyledi.
“KURU TUTMAK İÇİN KAMU BANKALARI DÖVİZ AÇIĞI VERİYOR”
Ekonomist Uğur Gürses de ekonomi yönetiminin örtülü bir sabit kur rejimi belirlediğini ve kuru belirli bir seviyede tutmak için TCMB rezervleri ile kamu bankalarının kullanıldığını söyledi.
Gürses, Katar ile yapılan ek 10 milyar dolarlık swap hariç tutulduğunda TCMB’nin üç ayda 31,5 milyar dolarlık rezerv kaybı olduğunu, buna bir de kamu bankalarının 6,7 milyar dolar döviz açığının eklendiğini dile getirdi.
Geçmişte kamu bankalarının dövizde açık ya da fazla pozisyon taşımadığını, yüksek açık verilmesinin yeni bir durum olduğunu belirten Gürses, “Döviz açığı kaynaklı olarak kamu bankaları yıl başından bu yana yaklaşık 2-3 milyar TL zarar etti, bu da dolaylı olarak kamu bankalarından gelecek bütçe gelirinin azalması anlamına geliyor” dedi.
Gürses, makro ekonomik bozukluklar nedeniyle kuru belirli bir seviyede tutmaya çalışmanın sonuç vermeyeceğini, ayrıca kamu bankalarının kuru speküle etmek gibi bir görevi bulunmadığını, dövize müdahale için yan yollar yerine TCMB’nin doğrudan döviz satarak kura müdahale edebileceğini ve bu yolla çok daha az miktarla daha anlamlı bir sonuç elde edilebileceğini söyledi.
Enre Deveci/Sözcü