Bulunduğu sitede yıkılan tek bina olan Ezgi Apartmanı’nda binanın müteahhiti Yakup Aktaş’ın depremden sonra sağlık sorunları nedeniyle İzmir’e gittiği ve hemen adres beyanında bulunarak ifade verdiği biliniyor.
Ezgi Apartmanı’nın müteahhiti Yakup Aktaş ve oğlu Ertuğrul Aktaş’ın avukatı olan ve dava sürecini yürüten Avukat Osman Baysal, müvekkilleri adına PD’ye konuştu.
Baysal, Aktaş ailesinin verdiği bilgileri ve dava sürecini anlatarak, Ezgi Apartmanı’nın deprem yönetmeliğine uygun olduğunu ve Aktaş ailesinin tüm belgeleri yetkililere teslim ettiğini belirtti.
İşte Avukat Osman Baysal’ın açıklamaları:
BİNADA SAYILI STATİKÇİLERDEN BİRİ OLAN TÜRKASLAN’IN EMEĞİ VAR
Ezgi Apartmanı 1996 yılında yapı kullanma izni alınmış, mimarı mimarlık ödülleri de olan Haldun Sunal tarafından yapmıştır. Ezgi Apartmanı’nın statik projesi de 2. Dönem Ankara İnşaat Mühendisleri Oda Başkanlığı ve Marmara Depreminde İnceleme Heyeti Komisyon Başkanlığı da yapmış olan Kemal Türkaslan tarafından yapılmıştır. Kendisi ülkemizin yetiştirdiği sayılı statikçilerden birisidir.
Ezgi Apartmanı’nın müteahhitliğini de 15 sene Bayındırlık Bakanlığı’nda çalışmış ve bölgenin yüzlerce binasında kontrol şefliği yapmış, 1983 senesinde istifa ederek müteahhitliğe başlayan Ertuğrul Aktaş yapmıştır. Aktaş, 2002 yılında yaşanan kriz neticesinde 2003’te iflas etmiştir. İflas edene kadar ki 20 sene içerisinde de birçok kamu binasını her seferinde vaktinde ve takdirle yapmıştır.
Ertuğrul Aktaş bu 20 senelik süre zarfında birçok kez Kahramanmaraş’ta vergi birincisi olmuş ya da ilk 10 içinde yer almıştır. 80-90’lı yıllarda kimse sigorta olayını önemsemezken, yılda 500 kişiyi sigortalı olarak çalıştırmış ve bu 20 yıllık sürede 70’e yakın çalışanını emekli yapmıştır. İnşaatlarında hazır betonu, fore kazık sistemini ve birçok inşaatla ilgili yenilik kullanan Aktaş, her zaman kaliteden taviz vermemeyi ve her yaptığı işi onuru ve şerefi kabul etmiş olduğundan, yaptığı işlerin mimari ve statik projelerini Kahramanmaraş’ta 1 lira ya yaptırabilecekken, Ankara’da bu işin profesyonelleri ile çalışıp 10 lira ödemiştir, yani kalite için asla maliyetten kaçmamıştır. Tüm Kahramanmaraş Ertuğrul Aktaş ve babası Yakup Aktaş’ın işlerinin kalitesine şahit olup güvenmişlerdir.
NEVRÜRLÜ DEMİR ŞARTI YOKKEN, NEVRÜRLÜ DEMİR KULLANILDI
Ezgi Apartmanı 1996 yılında yapı kullanma izni almıştır. O tarihlerde Kahramanmaraş’ta hazır beton daha yeni yeni kullanılmaya başlanmış olduğu halde inşaatında hazır beton kullanılarak inşaa edilmiş olup, yine keza o dönemlerde nevrürlü demir şartı yokken yine inşat aşamasında nevrürlü demir kullanılmış ve projeye uygun olarak inşaa edilmiştir.
“BU BİNE YIKILIRSA BAŞKA BİNA AYAKTA KALAMAZ”
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminde yıkılan Ezgi Apartmanı Kahramanmaraş’ın en gözde, özel ve en sağlam binalarındandır. Yapım aşaması boyunca her türlü kamusal kontrollerin dışında, binanın yapıldığı toprak sahibi Lütfi Bildirici tarafından inşaatın ilk anından son anına kadar her aşamasında ilgilenilmiş ve kontrol edilmiştir. Baştan beri hem bizim hem de binayı bilen her kişinin iddiası bu bina yıkılıyorsa o bölgede tek bir binanın ayakta kalmamış olması gerektiğidir.
KENDİ OTURDUĞU SİTEDE ŞANS ESERİ KURTULDU
Müvekkilim müteahhit Ertuğrul Aktaş, deprem günü yaşadığı evde ağır hasar alıp bulunduğu blokların önündeki 2 blokun yıkılması sonucunda o felaket gecede şans eseri hayatta kalmanın şokunu hala yaşamaktadır. Aktaş, 81 yaşındaki anne, baba ve doğumuna son bir ay kalmış gelinine 2 gün boyunca su ve yemek bulamamıştır. Hasta anne, babasına ilaç bulamayan Aktaş, Eskişehir’den 2. günün sonunda gelen kızlarının ulaştırdığı mazot sayesinde, gelinini İzmir’e ailesinin yanına götürüp hemen kaymakamlığa adres beyanı yapmıştır. Bu güne kadar ki süreçte hep adres beyanları yapılmış ve beyan edilen adreslerde bulunulmuştur.
ÇOK BÜYÜK ACI VARDI SUSTUK
Ezgi Apartman’ında birçok can gitti. Bunların içinde Aktaş’ın aile dostları da yer almış ve hala büyük üzüntüler yaşanmaktadır. Aktaş, bugüne kadar hep susarak, haklılığının mahkeme süreci dışında konuşmanın, orada çocuklarını, annelerini babalarını kaybetmiş kişilere o acılar yaşanırken saygısızlık olacağını düşünmüştür. Ezgi Apartmanı’nda evladını, gelinini ve torununu kaybeden Nurgül Hanımın verdiği mücadeleyi gördükçe, suçsuz olduğumuzu bildiğimiz halde utandık ve sustuk.
YALAN HABERLER SOSYAL MEDYADA YAYILDI
Bu süre boyunca sosyal medyada bilen bilmeyen klavye başında kendini otorite sayanların hakaretlerine küfürlerine ve kendini gazeteci sanan ve para ile inanılmaz yalan dolan iftiralarla karşı tarafı aklamaya çalışanların yayınlarına şahit olduk. Buna rağmen acılı ailelerin acısına hürmeten sustuk.
BİZİ AYAKTA TUTAN AİLELERİN AÇIKLAMALARI OLDU
Bu süreçte bizi ayakta tutan tek şey, normalde en kolay müteahhiti suçlamak iken ortada duran gerçekleri acılarına rağmen gören ailelerin binanın sağlamlığı konusunda yapmış oldukları açıklamalardır. Bizi tanıyan ve yaptığımız işlerin kalitesine bire bir şahit olan kişiler, Aktaş ailesine hep destek verdi.
DEPREMDEN SONRA BİNADA İŞLEM YAPILDI
Depremden sonra binaya sonradan başkaları tarafından uygulamalar yapıldığı da Nurgül Göksu’nun emekleriyle savcılık tarafından tespit edilmiştir. Bu tespitlerin zaten çok daha öncesinde rahmetli bina yöneticisi tarafından şikayet edildiği konular olduğu, savcılık tarafından ifadesi alınan apartman görevlisi ve rahmetli apartman yöneticisi ile beraber bu tespitleri yapan yüksek inşaat mühendisinin ifadelerinde gayet açıktır.
NORMAL BİNA GİBİ DEĞİL, DÖNE DÖNE ÇÖKTÜ
Depremden sonra gelen Türk ve Azerbaycanlı ekiplerin gerek enkaz başına gerek ulusal kanallardaki yayınlarda ifade ettiği ama herkesin göz ardı ettiği bir husus var. Binanın yıkılış şekli normal bir yıkılış değil, kusurlu yapılan binaların bu şekilde çökmeyeceği, bu binanın dönerek altındaki dükkan tarafına ve yanındaki binaya doğru çöktüğüdür. Bunu söyleyenler deprem yıkımlarında yıllarca çalışmış uzman kurtarma ekipleri ve bir binanın nasıl yıkılabileceği konusunda uzmanlaşmış kişilerdir. Binanın yıkılış şekli bile bu kadar açık ve netken bu durum hiç ortaya koyulmamaktadır.
6,5 METRELİK TAŞIYICI KİRİŞİ TAŞIYAN KOLON KESİLİP KALDIRILDI
Bir binanın ana taşıyıcı elementleri kolon ve kiriştir. Yapılan tespitlerde 6,5 metrelik taşıyıcı kirişi taşıyan kolon kesilip kaldırılmıştır. Deniyor ki kolon binanın yukarısına kadar gitmiyor. Evet gitmiyor çünkü o kolonun görevi projede taşıyıcı olarak konumlandırılmış. 6,5 metrelik kirişi taşımasıdır ve yapılan statik hesaplamalarındaki asli görevi budur. Binanın dönerek yıkıldığı yön bu kaldırılan ve taşıyıcı özelliğini kaybeden kiriş tarafına doğrudur.
BİNA DEPREME KARŞI SAVUNMASIZ BIRAKILDI
Diğer tespit edilen inceltilmiş kirişler yıkılan taşıyıcı perde duvarlar, perde duvardan havalandırma için kesilen kısımlar, asansör için kesilen tabliyeleri bir yana koysak bile kesilen kolon ve taşıyıcı özeliğini yitiren 6,5 metrelik kiriş bile binanın yıkılması için yeterli etkendir. 7,8 büyüklüğünde ama 11 şiddetindeki ve 1,5 dakika süren bir deprem göz önüne alındığında bu kolon ve kirişin deprem anında binaya ne derece hasar vereceği inşaat işlerinden anlamayan insanların bile idrak edeceği bir olaydır. Diğer tespit edilen kontrolsüz uygulamalar da göz önüne alındığında binanın depreme karşı nasıl savunmasız bırakıldığı açık ve net ortadadır.
KAROT NUMUNESİ HER YERDEN ALINMAZ
Alınan karot numunelerine gelince, ortada farklı 2-3 karot testi mevcut. Karot numunesi her yerden alınmaz. Öncelikle 13 çıkan numunenin nerden alındığı dahi belli değildir. Ayrıca o raporda numunede demir ve benzeri maddeler olduğu tespit edilmiştir diyor. Bu bile o numunenin yanlış yerden alındığını gösterir, çünkü karot numunesinde demir olmaz. Ayrıca üzerinde 1 hafta boyunca insanların iş makinalarının çalıştığı enkazın her yerinden numune alınmaz.
Gelişi güzel her yerden numune alınacak olsa peş peşe 8 saat içinde 7 büyüklüğünde 3 deprem geçirmiş ve üzerinde iş makinalarının kurtarma ekiplerinin günlerce çalıştığı enkazdan alınacak karot değeri 5 bile çıkar.
25 YILIK BİNANIN BETONUNDAKİ DİRENÇ KAYIPLARI HESABA KATILMADI
Bunun için karot kurallara uygun ve de kurallara uyan yerden alınabilir. Yine savcılığın kurallara uyan şekilde aldırdığı ve nerden alındığı net şekilde belli olan karot numune testi 18,80 çıkmıştır. Asıl gerçek kurallar uyan test budur ve bu değer düzeltmesi yapılmamış, yani 25 yılık binanın betondaki direnç kayıpları hesaba katılmamış halidir. Bu kayıp hesaba katıldığında 1975 deprem yönetmeliğine göre yapılan binada günümüz deprem yönetmeliğine uyan beton kullanıldığı açık seçik belidir.
DEPREM YÖNETMELİĞİNE UYGUN YAPILDI
Kullanılan demir kısmı ise; 1975 deprem yönetmeliğinde ve 99 yılı öncesinde pek kullanan olmasa da binanın inşaatında nevrürlü demir kullanıldığı bile savcılık tespitlerinde ve resimlerde mevcuttur. Yani hem beton olarak hem de kullanılan demir olarak binada malzeme konusunda hiçbir eksiklik söz konusu değil aksine yapıldığı tarihin deprem yönetmeliklerinin üstünde bir kaliteyle yapılmıştır.
PARAYLA HOCALARA RAPOR HAZIRLATTILAR
Yapılan ve yaptırılan raporlar, orta firma sahipleri tarafından parayla yaptırılmış Gazi Üniversitesi raporu diye lanse edilen ama Gazi Üniversitesi’nden çıkmayan, üniversite onayı olmayan, sadece ücret karşılığında Gazi Üniversitesi’nde hocalık yapan 2 kişiye dışardan yaptırılmıştır. Taraflı çelişkilerle dolu ve tamamı mühendislikten uzak varsayımlar üzerinden yapılan hesaplamaların olduğu bir rapor var ve bu rapora savcılıkta itirazlarımız var.
KOPYALA YAPIŞTIR DEĞERLENDİRMELER YAPILDI
Yine savcılık tarafından Karadeniz Teknik Üniversitesi’ne yaptırılan rapor var. Ancak ne hikmetse, normalde savcılığın tespit ettiği delilleri, ifadeleri yollaması gereken evraklarla beraber, taraflı şekilde yaptırılmış Gazi Üniversitesi hocalarının yaptığı rapor da yollanmış. KTÜ’nün raporu incelendiğinde birçok yerde bu ücretle yapılan rapor Gazi Üniversitesi raporu gibi algılanıp çok yerde kopyala yapıştır şekilde bu hocaların taraflı çelişkili raporuna atıfta bulunup değerlendirmeler yapılmıştır.
18,80 ÇIKAN GERÇEK KAROT DEĞERİ DİKKATE DAHİ ALINMADI
Bu durum bile KTÜ’nün raporunun çelişkili olduğunu göstermektedir. Raporlarda bahsedilen etriye aralıkları yetersizdir tezi bile yanlıştır. Çünkü peş peşe 3 büyük deprem geçirmiş ve üzerinde günlerce ağır kurtarma çalışmaları yapılmış bir enkazda etriye aralıklarının tespit edilemeyeceğini onlarca inşaat mühendisi söylemektedir. Raporlarda hesaplamalar hep 13 çıkan hatalı karot testine göre yapılmıştır. Nedense savcılığın alındığı yer belli olan kurala uyan ve 18,80 çıkan gerçek karot değeri dikkate dahi alınmamıştır. Yine binanın yıkılış şekli ve yönü hiç dikkate alınmadı. Ayrıca binada kaçak kat olmaması, bunun deprem öncesi binanın resimleriyle ortadayken ve yapı kullanma izninde binanın katı ve mevcut dükkan ve daireler belliyken asılsız ifadeler vardır.
BİNANIN YIKILMASINA NEDEN OLAN GERÇEK SEBEPLER AÇIKÇA ORTADA
Öte yandan müvekkilim müteahhit Ertuğrul Aktaş ile olmayan, bizim dışımızda yaptırılan Ankara İnşaat Mühendisleri Odası raporu ve ODTÜ onaylı 2 rapor hiç dikkate alınmamıştır. Bu iki rapor incelendiğinde görülüyor ki Gazi Üniversitesi hocalarına dışardan taraflı yaptırılan ve bu rapora atıfta bulunarak kararlar veren KTÜ raporunda hangi çelişkilerin olduğu, hesaplamaların nasıl hatalı olduğu ve nerelerde varsayımlar üzerinden hareket edildiği açıkça görülecektir. Bu iki rapor dikkate alınsa baştan beri binanın yıkılmasına neden olan gerçek sebepler açıkça görülecektir.
BİNA PROJESİ EKSİKSİZ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Bina projesine uygun olarak taşıyıcı tüm unsurları ve kullanılan malzemeler olarak tam ve eksiksiz şekilde yapılmıştır. Yapı kullanma izni ruhsatları tüm denetimlerden eksiksiz şekilde geçerek alınmış olup, toprak sahibi Lütfi Bildirici’nin de baştan beri şahitliğinde yapılıp teslim edilmiştir. İnşaat bitiminde gerekli kurumlardan, gereken yapı kullanma izni ve diğer izin belgeleri alındıktan sonra tek bir çivi dahi binaya tarafımızdan çakılmamıştır.
BİNAYA KIZININ ADINI VERDİ
Yaptığı her binayı eksiksiz ve şartlara uygun olarak yapan müvekkilim müteahhit Ertuğrul Aktaş için Ezgi Apartmanı’nın anlamı da bir başkaydı. Aktaş’ın sülalesinde tek kız çocuk olan kızı Ezgi’nin adını apartmana vermiştir. Kendisinin üzüntüsü ikiye katlanmıştır.
AYNI SAYGIYI GÖRMEYE DEVAM EDİYORUZ
Hukuk sistemine olan inancımız tamdır, tarafsız adil verilecek her karara boynumuz adalet önünde kıldan incedir. Müvekkilim müteahhit Ertuğrul Aktaş’ın adaletten önce de önemli olan vicdani sorumlulukları, onuru, şerefi ve haysiyetidir. Kahramanmaraş’ta tepeden yere çakılarak iflas eden bir kişinin başı dik ve eski saygılı itibarla dolaşması çok zordur, ama Aktaş, bu saygıyı görüp aynı itibarı görebiliyor. Bunun sebebi de dürüstlüğü ve insana değer vermesinden kaynaklanıyor.
Bu davada aklanacağımıza inancımız sonsuzdur. Ancak bu depremde 3 kuruşluk hırs ve kazanç için vefat eden rahmetlilerin acısını hafifletmeyecek. Kimsenin bir daha bu acıları yaşamamasını temenni ediyoruz.
patronlardunyasi.com
İLGİLİ HABER