LUX


Radikal yazarı Müge Akgün'ün Saray Muhallebicisi'nde başına gelen kötü olay..

Haftasonu gazetelerin eklerine göz gezdiriyorum. Her köşeden bucaktan yeni bir yer fışkırıyor. Kimi taze açılmış, kimi yeni açılacak yerlerin listesini veriyor. Eski yıl biterken yeni yılı yeni yerlerle, yeniliklerle karşılamak galiba hepimizin hoşuna gidiyor. Ama bir yandan da düşünmeden edemiyorum. Bu kadar yeniye meraklı bir toplum, nasıl kök salmış, yıllanmış mekânlara sahip olacak. Daha doğrusu hep yeni yer peşinde koşarken nasıl eski yerleri yaşatacak.

O DA BİR KLASİKTİ AMA!

Ancak, sahip olduğu adın kıymetini bilmeyen, klasikleşmiş olmanın verdiği rahatlıkla kaliteden ödün veren yerler de var. Birkaç gün önce tavuk suyu çorba, tavuklu pilav, aşure, döner gibi klasikleşmiş yemeklerini sevdiğim için öğlen ya da bir sinema öncesi akşam yemeği için uğradığım Saray Muhallebicisi’nde inanılmaz hayal kırıklığı yaşadım.

Önce dürüm döner istedik. Özellikle de lavaşın nasıl olduğunu sordum. Döneri yanık ya da çiğ istemediğimi de söyledim. Önüme ısıtıldığı halde lastik gibi bir lavaş içinde tatsız tuzsuz yanık bir döner geldi.

Ayran deseniz ekşi. Neyse yanlış seçim demek ki burada artık döner yenmeyecek ne de olsa adı muhallebici bir sütlaçla ağzımızı tatlandıralım dedik. Bu kez de üzeri simsiyah (kanserojen etkisi) içi de beklemekten taş gibi olmuş, sütlaç değil adeta bir lapa geldi. Bir kaşık alıp bıraktık. Geri götürdüm, bunun üstü biraz fazla yanmış biz size yenisini verelim dediler. Yenisini aldım, evet üstü az yanmış ama içi aynı kıvamda yutmak mümkün değil, hesabı isteyip kalktık.

Bir gün lezzetsiz bir şeyler yiyerek ya da aç kalarak masadan kalkmanın hiç önemi yok ama 80 yıllık marka olmuş bir yerin listemden çıkmış olması üzdü beni. Demek ki yeni bir muhallebici bulmanın vakti geldi, yeni çok başarılı dönerciler zaten var listemde...

Sahibi topbaş ailesi

Kadir Topbaş, Saray Muhallebileri adıyla Türkiye’nin en büyük pastane zincirlerinden birine sahip. Saray Muhallebicisi ise 1860’lı yıllarda Kerem Çavuş tarafından İstanbul Fındıklı’da kuruldu. Daha sonra torunu Hüseyin Topbaş tarafından İstiklal Caddesi’nde şubesi açıldı.