Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, ''kadının toplumsal kalkınmamızdaki rolü, daha da gelişeceği yerde, kifayetsiz iktidarlar yüzünden bir dönem akamete, kesintiye uğramıştır'' dedi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ile Esnaf ve Sanatkar Odaları Birlikleri (ESOB) tarafından yürütülen ve Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen, ''Kadın Girişimciliğini Destekleme Projesi'' Hilton Oteli'nde düzenlenen toplantı ile tanıtıldı.
Toplantının açılışında bir konuşma yapan Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, yaklaşık 4,5 milyon avro bütçeli proje ile kadınların eğitilmesi için hizmet verileceğini anlattı.
Türkiye'de kadınların gerek siyasi, gerek sosyal haklar gibi çok önemli kazanımları yasal olarak bir çok Avrupa ülkesinden önce elde ettiğini ifaden eden Çağlayan, bunun kökeninde ise Türk milletinin her türlü ayrımcılığı reddeden, kadın ve erkeği aynı mükellefiyetlerle sorumlu tutan, bir inanca ve bir medeniyet anlayışına sahip olmasının yattığını kaydetti.
Çağlayan, ne var ki böylesine zengin, böylesine hoş görülü bir medeniyete sahip olunmasına rağmen, kadının toplumsal kalkınmadaki rolünün daha da gelişmesi gerekirken, kifayetsiz iktidarlar yüzünden bir dönem akamete, kesintiye uğradığını bildirdi. Bu yüzden kadınların, toplum hayatında üstlendikleri rolün, bugün itibariyle henüz istedikleri seviyelere ulaşmadığına vurgu yapan Çağlayan, ''siyasi irade olarak bizim verdiğimiz en büyük mücadelelerden biri, kadına karşı her türlü ayrımcılığın, her türlü şiddetin bütünüyle soyutlanması, tecrit edilmesidir'' dedi.
Kadınların kız çocuklarının hayatlarını kolaylaştırma, onların sosyal hayata daha aktif olarak katılımlarını sağlamak için gereken her türlü adımı attıklarını ve atmaya devam edeceklerini söyleyen Çağlayan, şunları kaydetti: ''Kadınların siyasi hayata katılması, yönetime katılması, iş gücüne dahil olmaları, onların en temel vatandaşlık haklarıdır. Ancak şunun altını da özellikle çizmek istiyorum. Kadınlarımızın iş gücüne katılımından mahrum bırakılmasına karşı olduğumuz gibi, kadın iş gücünün ucuz emek olarak istismar edilmesinin de şiddetle karşısındayız. Bunun için siyasi irade olarak, üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getiriyor, bu konudaki yasal düzenlemeleri gerçekleştiriyoruz.''
''KADINLAR İŞ DÜNYASINDA İSTEDİĞİMİZ SEVİYEDE DEĞİL'
Kadınların sosyal alanda, siyasi hayatta, ekonomik alanlarda her geçen gün daha da güç kazanmasına rağmen, iş dünyasında bu gün itibariyle istedikleri seviyede olmadığını kaydeden Çağlayan, mevcut rakamların Türkiye'de kadın girişimciliğinin gelişimine şiddetle ihtiyaç bulunduğunu gösterdiğini kaydetti. Son nüfus sayımı sonuçlarına göre Türkiye'de toplam nüfusun 70 milyon 586 bin civarında olduğunu gösterdiğini anımsatan Çağlayan, iş gücü istatistiklerine göre toplam 25 milyon çalışanın yüzde 73'ünün erkeklerden oluşmasına karşın, kadınların oranının sadece yüzde 26,5 olduğuna dikkat çekti.
Çalışan kadınlar arasında, sadece yüzde 1,2'lik kesimin işveren ve yüzde 13'lük kesiminde serbest meslek sahibi olarak yer aldığını ifade eden Çağlayan, şöyle devam etti: ''Sanayi ve Ticaret Bakanlığımızın, e-esnaf ve sanatkar veri tabanı kayıtlarına göre, toplam 1 milyon 856 bin esnaf ve sanatkarımız için muhtelif mesleklerde 149 bin 772 kadın esnaf ve sanatkarımız mevcut. Bunların yaptıkları işlere göre dağılımına bakıldığında ise 28 bin 909 bakkal, 1038 fırıncı, 1250 kantinci, 2 bin 767 pazarcı, 4 bin 477 lokantacı, 6 bin 789 tuhafiyeci, 1867 emlak komisyoncusu, 4 bin 641 konfeksiyon imalatçısı ve satıcısı, 3 bin 997 terzi, 12 bin 821 kuaför ve benzeri esnaf ve sanatkarlarımız bayanlardan oluşmaktadır.'' Görüldüğü gibi Türkiye'de kendi işinde çalışan ve girişimci olan kadınların sayısının artırılması konusunda acil ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Çağlayan, kadınların enerjilerinden ve yapı itibariyle sahip oldukları yapıcılıklardan da yararlanılması gerektiğini vurguladı.