İşte Başaranlar


Yasemin Salih'in haberi

KOÇLAR bu sözü çok seviyor. Ünlü yazar G.K. Chesterton'a ait: “Büyük adamlar, başkalarına kendini küçük hissettirir. Gerçek büyük adamlarsa, başkalarına kendini büyük hissettirenlerdir...”

Artık pek çok yönetici gerçek büyük adam olma peşinde. Çünkü artık yöneticilerin okudukları okullar, kazandırdıkları paralar kariyerinde en tepeye çıkmasına ve uzun yıllar orada kalmasına yeterli olmuyor. Yarışın bir noktasında, günlük detayların içinde ana konudan hatta kendilerinden kopup, yittikleri dönemlerde bir yol göstericiye ihtiyaç duyuyorlar. Belki sadece kendilerini uzun uzun dinleyen ve bunu aleyhte kullanmayacaklarından emin oldukları biriyle konuşmak bile tepe yöneticilerin ilacı olabiliyor. Uzun süren zorlu bir rekabetten sonra geldikleri noktada, artık etraflarında pek dostları kalmadığını tahmin etmek zor olmasa gerek...

Aslında bütün bunlar, kariyerlerinde son derece başarılı ve zeki bu yöneticilerin neden bir koça ihtiyaç duyduğu sorusunu yanıtlıyor.
Türkiye'de genel kullanımıyla “koçluk” (coaching) olarak adlandırılan bu kavram, NLP gibi teknikleri kullanarak, kişilerin içinde varolan güçleri ortaya çıkarmak, bu güçleri fark etmesini ve kendi kaynaklarıyla bir yol haritası çıkarmasını sağlamak olarak anlatılabilir.

Birçok yönetim sistemi gibi koçluk da 1960'lı yıllarda Amerika'da ortaya çıkmış. Avrupa'da yaygınlaşması ise daha sonraki yıllarda olmuş. İngiltere, işin Avrupa merkezi demek yanlış olmaz sanırız. Dünyaca ünlü koçlar, mavi gezegenin her yerini dolaşıp, şirketlere, patronlara, üst düzey yöneticilere yol gösteriyorlar. Amerika'da bu iş öylesine büyümüş ki, yıllık kazancı uluslararası bir CEO'nun geliriyle eşit koçlar var. Türkiye, henüz bu düzeye gelebilmiş değil. Kimilerine göre, isim yapmış bir koçun yıllık geliri uluslararası bir şirketin satış direktörüyle eşleştirilebilir. Ama herkesin birleştiği nokta, pozisyon olarak koçların, şirketlerin yönetici kademelerinde yer aldığı...

Türkiye'de koçluğun geçmişi sadece 10 yıl öncesine dayanıyor. Ancak, 2001 krizinden sonra hem koçluk hizmeti verenlerin hem de alanların sayısında ciddi bir artış var. Bunda, yöneticilerin rekabete ayak uydurmak için farklılık yaratma arayışının payı büyük. Öte yandan, krizde müşteri kaybeden eğitim şirketleri müşteri kaybedince, bu mesleği yapan birçok kişi koçluk alanına kaydı. İngiltere ve Amerika'ya gidip koçluk eğitimi ve sertifika aldılar.

Peki koçlar bu yöneticilere ne sağlıyor, günün sonunda ne kazandırıyor ki, bu kadar ilgi görüyorlar. Bu soruların yanıtını Türkiye'de aramak çok zor. Yanıt yine Amerika ve İngiltere'de. Önde gelen üniversiteler ve araştırma şirketleri koçluğun firmalara neler kazandırdığıyla ilgili araştırmalar yapıyor. Manchester Inc.'in araştırmasına göre, koçluk için yapılan yatırımların geri dönüş oranı yüzde 5.6.
Manchester Inc.'in, Fortune 1000 içinde yer alan şirketleri kapsayan araştırmasında başka ilginç sonuçlar da var. Koçluk hizmeti alan yöneticilerle yapılan görüşmelerde, yöneticilerin yüzde 77'sinin koçluk sonrasında astlarıyla ilişkilerinin düzeldiği, yüzde 71'inin yöneticileriyle ilişkilerinin düzeldiği, yüzde 67'sinin ekip çalışmasında başarılı olduğu, yüzde 61'inin de iş tatmininde artış yaşadığı ortaya çıkmış...

Case Western Reserve Üniversitesi'nin yaptığı bir başka araştırmaya göreyse, koçluğun bir yönetici ya da şirket üzerindeki etkisi yedi yıl sürüyor. International Personal Management Association da bir araştırmasında, koçlukla desteklenen bir eğitimin yarattığı verim artışını yüzde 88 olarak bulmuş...
Evet, koçluğun gelişmiş ekonomilerde yarattığı sonuçlar bunlar. Son yıllarda Türk şirketlerinin de koçluk hizmetine ilgisi artmış durumda. Türk patronlar, bizzat koçların kapılarını çalıp, kurumsallaşma ya da ikinci jenerasyona işi devretme süreçlerinde destek alıyorlar.

Seçimler yaklaşırken siyasilere koçluk yapanlar da var, üniversiteye hazırlanan bir öğrenciye de... Bizim bu haberde yer verdiğimiz 8 ünlü koç, iş dünyasının orta ve üst düzey yöneticileriyle patronlara koçluk yapıyor. Çok daha fazla insan koçluk hizmeti veriyor diyebilirsiniz. Ancak biz sadece büyük şirketlerin çalıştıkları ve müşteri sayıları ciddi bir orana ulaşmış koçlarla görüştük...

Dost DENİZ / Mare Fidelis
“ŞİRKETLERİN EN YALNIZ YÖNETİCİSİ GENEL MÜDÜRLER”

Dost Deniz, Türkiye'nin ilk koçlarından. Daha çok yaşam koçluğuna odaklanmış bir isim. Bu işi meslek edinmesi, farklılıklarından biri. Altı yıldır koçlukla ilgileniyor ve profesyonel hizmet veriyor. Koçluk deneyimi bin saati aşan Deniz, aynı zamanda Gelstalt Institute of Cleveland'ın öğretim üyelerinden. Kendisi ise ODTÜ Endüstri Mühendisliği mezunu...

Dost Deniz'in kurucu ortağı olduğu MareFidelis Koçluk, şirketlere kurum içi koçluk sistemi oluşturulması, birebir koçluk çalışmaları gibi hizmetlerini Amerikalı ADS Consulting Group'la işbirliği halinde veriyor. MareFidelis'te Dost Deniz'le birlikte yedi koç var. Dost Deniz şirketlerin ilk iki kademedeki yöneticilerine, diğer altı danışman ise orta düzey yöneticilerine bireysel koçluk veriyor.

Deniz'e göre başarılı insanlar gelişime ihtiyaç duyduklarında koçlara geliyorlar. Koçların klasik konuları arasında, üst düzey yöneticilerin kritik ve stratejik ilişkiler kurmasına, bunu yönetmesine destek vermek var. Deniz, “Artık işe yaramayan yöntemlere alternatif geliştirmek, takımın hedefine ulaşmasını sağlamak bizim işimiz” diyor.

Bazen yöneticilerin de birer insan olduklarının unutulduğunu düşünüyor Dost Deniz: “Genelde onları o seviyeye getiren beceriler artık geldikleri pozisyonda yetersiz kalıyor. Yeni beceriler edinmeleri gerekiyor. Koçlar bunu bulmalarını sağlıyor. Tepe yöneticilerin en büyük sorunu ise yalnızlık. Bir genel müdür şirketin en yalnız kişisi.”

Deniz'e göre, hiç kimse onunla kendi gündemi olmadan konuşmuyor. Konu mutlaka dönüp dolaşıp o kişinin kendi gündemine geliyor. Koçlar ise, bir CEO'yla kendi gündemi olmadan konuşan kişiler. Bu nedenlerle kurumların artık koçluk eğitimine daha fazla bütçe ayırdıklarına dikkat çekiyor Deniz. Ve olumlu sonuçlar arttıkça, bu alanın daha da büyüdüğünü vurguluyor.

Mahir ÜNAL / Anka Consulting Group Yönetim Kurulu Başkanı
KADİR TOPBAŞ'A DA KOÇLUK YAPTI

Mahir Ünal da bu işte ilk anılan isimler arasında. 1999 yılından bu yana yaşam koçluğu yapıyor. Aynı zamanda Newport International Üniversitesi'nde Davranış Bilimleri Bölüm Başkanı olarak da görev yapıyor. Şirketi Anka Consulting, hem yönetim danışmanlığı hem de eğitim alanında faaliyet gösteriyor.
Mahir Ünal, hem ekonomi, hem siyaset hem de spor alanında koçluk tecrübesine sahip. Beşiktaş futbol takımına mentorluk yapıyor. Onu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ı bu koltuğa oturtan isimlerden biri olarak da anabiliriz. Yerel seçimlerde Topbaş'ın koçluğunu üstelenen Ünal, seçimler konusunda tecrübeli. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş'a da başkanlık seçimi sürecinde koçluk yapmıştı.
Ünal, birebir koçluk hizmeti verilebilmesi için, ilgili yöneticide liderlik vasıflarının olması gerektiğini belirtiyor. Buna da lider koçluğu deniliyor.
Ama Ünal, Elif Germiyanlıgil gibi sosyetik isimlere de yaşam koçluğu yapmış. “Lider koçluğunda liderlik vasfı o kişide vardır, siz geliştirirsiniz. Yaşam koçluğunda ise kişinin günlük yaşamındaki sorunlarına, performansına dönük çalışıyorsunuz” diyor. Siyasilerle çalışırken ise strateji odaklı çalıştıklarının altını çiziyor.
Koçlar, birlikte çalıştığı kişinin güçlü yanlarına odaklanıyor. Ünal'a göre koçluk, değerli olan insanı alıp hedefe taşımak. Ama o, bütün bunlara rağmen koçluğun bir meslek olmadığını söylüyor. Bu yüzden, Türkiye'nin en çok kazanan koçlarından biri olmasına rağmen sadece bu işi yapmıyormuş.
Mahir Ünal, yılda 10 kişiye birebir koçluk yapıyor. Bu sayıyı aşmamaya da özellikle dikkat ediyor. Nedenini de şöyle açıklıyor:
“Haftada 5-7 milyar arasında para aldığım, ama sadece iki kez görüştüğüm insanlar var. Ben insanlara bir şey öğretmiyorum, onlarda olanı fark ettiriyorum. Bunu fark ettikten sonrası biz buna yola girmek diyoruz, kolay. Bu kimi insanlarda 3-6 ay sürer ama hiç 1 yıl boyunca uğraştığım olmadı. Kişiler 3-6 ay içinde kendi kaynaklarından kendi çözümlerini üretmeye başlıyorlar.”
Mahir Ünal, koçun görevini, kişinin bilinçaltıyla bilinci arasında bağlantı kurmak olarak tanımlıyor. Bunun için de NLP'den aile terapisine kadar birçok yöntem kullanıyor.

Dilek YILDIRIM AKGÜN / İlgi Coaching
YÖNETİCİLİKTEN KOÇLUĞA GEÇTİ

Koçluk yaygınlaştıktan sonra, Türkiye'de bu alanda eğitim görenler ve daha sonra sertifika alıp, profesyonel koçluk yapmaya başlayan isimler de oldu. Bunlardan biri de Dilek Yıldırım Akgün. 2004'ten beri koçluk yapan Akgün, Profesyonel Co-Active Coach sertifikasına sahip. Aynı zamanda Uluslararası Koçluk Federasyonu Türkiye Başkanı...
Unilever kökenli olan Akgün, son olarak Frito Lay Gıda'da yöneticilik yapmış. Koçlukla tanışması ise 1997 yılında bir liderlik eğitimi sırasında olmuş. Bu alandaki yeteneklerinin farkına vardığını söyleyen Akgün, 116 saatlik temel koçluk eğitimini tamamladıktan sonra, 2006'da de 6 aylık ileri düzey eğitimden geçmiş.
Akgün, daha çok yönetici koçluğu yaptığını ve bugüne kadar 100'e yakın danışanı olduğunu vurguluyor. İlgi Coaching, koçluk programı sonunda daha çok motivasyon, şirketlerdeki müşteri memnuniyeti ve karlılığının arttığı yönünde geri bildirimler alıyormuş. 
Akgün'e göre koçlukta dikkate alınan önemli bir formül var: Performans = Potansiyel - engeller. Engeller kalktıkça, potansiyelin ortaya çıktığını söylüyor Akgün. Koçlar, doğru soruları sorarak ve derin dinleyerek yöneticilerin engelleri görmelerini sağlıyor. Bu farkındalık yaratıldıktan sonra da, kişiler iç engellerini aşmayı, dış engelleri de yönetmeyi öğreniyor. Örneğin, “Ben bu yaştan sonra dil öğrenemem” bir iç engel... Akgün, sorular ve seçenek değerlendirmeleriyle insanların bu iç engelleri aşmalarını sağladıklarını belirtiyor.
Dilek Yıldırım Akgün, Türkiye'de hala CEO'lar arasında koçluk hizmeti almayanlar olduğunu belirtiyor. Tüm üst düzey yöneticilerin koçluk hizmeti almaya başlamalarının da zaman alacağını düşünüyor. Akgün, koçluk eğitiminin yöneticilere katkılarını şöyle anlatıyor:
“Tabii ki çözüm üretmek hepimizin elinde bir konu. Fakat bazen konuya hep aynı noktadan bakıp belirli bir perspektifte kalabiliyoruz. Yeni bir göz, basit ama önemli bir bakış açısı getirebiliyor. Ayrıca birine karşı sorumlu olmak, harekete geçmek için verilmiş söz de itici bir güç.”

Metin KARABAĞ / Mentalis Coaching
“KOÇLAR SÖZDE DEĞİL, ÖZDE LİDERLER YARATIR”

Metin Karabağ, Almanya'da doğup eğitim görmüş, reklamcılık kökenli bir isim. Tetra Pak Türkiye'de bölge genel müdürüyken, 2004 yılında profesyonel koçluk yapmaya karar vermiş. Mentalis şirketinde, hem kişisel hem de kurumsal liderlik koçluğu yapıyor.
ICF üyesi olan Karabağ, bu kuruluşun Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak da faaliyet gösteriyor. Koçluğa 2004 yılında başlasa da, koçlukla tanışmasını Almanya'da lise yıllarında beyzbol oynadığı döneme dayandırıyor. Takımdaki spor koçunun kendisini çok etkilediğini anlatan Karabağ, bugünkü koçluğun da, spor koçluğu ve yönderlik hizmetinden türediğini vurguluyor.
Metin Karabağ'a göre, koçun asıl tercümesi “çalıştırıcı”... Profesyonel yöneticiyken de, koçluğu bir yönetim stili olarak benimsemiş Karabağ. Onun tarifine göre koçluk, olduğumuz ve olmak istediğimiz yer arasına odaklanıyor. Bir koç insanın potansiyeline inanır. Metin Karabağ, lider koçluğunu şöyle anlatıyor:
“Düşünün artık başarmışsınız, ama etrafınızda samimi olan insanların sayısı azalıyor. Kararları teyit eden bir ortam bulmak zorlaşıyor. Öte yandan sorumluluk ve otoriteniz artıyor. Herkes karar kalitenize ve hızınıza muhtaç. Koçluk, size objektif olma platformu sağlıyor. Dış etkenlere bağımlılığınızı siz kontrol eder hale geliyorsunuz. Sözde değil, özde lider oluyorsunuz.”

Gamze BAYRAKTAROĞLU / Navitas Koçluk Eğitim Danışmanlık
“İŞİMİZ REÇETE YAZMAK DEĞİL”

2004 yılından bu yana koçluk yapan Gamze Bayraktaroğlu, dünyanın en büyük koçluk okullarından sayılan CTI'in sertifika programını tamamlayarak başlamış. Bayraktaroğlu'nun yönetici ortağı olduğu Navitas, aynı zamanda bu kuruluşun Türkiye temsilciliğini de yürütüyor.
Gamze Bayraktaroğlu, daha çok kurumsal hedeflere odaklı, kariyer koçluğu yaptığını belirtiyor. Halen 13 danışanı varmış. Bunların ikisi genel müdür, üçü genel müdür yardımcısı ve orta kademe yönetici, ikisi patron, biri de yönetici adayı...
Navitas'a bazen “Ben hızlı bir şekilde yönetici olmak istiyorum” türünden taleplerle gelenler oluyormuş. “Patronlar ise genelde iki durumda geliyorlar” diyor Bayraktaroğlu: “Birinci jenerasyona dahil olanlar artık yönetimi çocuklarına devretmek istiyorlar. Bu süreci de koçla yürütmeyi tercih ediyorlar. İkinci jenerasyon ise şirkete yenilik katmak istiyor. Bunu düzgün yapmak için de bir koçla çalışmayı tercih ediyor.”
Gamze Bayraktaroğlu'na göre, koçlar kişilerin nerelerde tıkandığını gören ve güçlü yanları gösteren kişiler. Koçlar herhangi bir iş öğretmiyor; kişilerin güçlü ve zayıf yönleri üzerinde çalışıyorlar. Bayraktaroğlu, “İnsanlara reçete yazmıyoruz” diyor. Ardından da bazı ilginç deneyimlerini bizimle paylaşıyor:
“Bir ilaç firmasında başarılı, ancak takımla uyumsuzluğu nedeniyle işten atılmak üzere olan bir yönetici vardı. Şirket 'Bir de koçluğu deneyelim' deyip bize gönderdi. Bu yönetici arkadaşlarıyla geçimsiz, iletişim kuramayan biriydi. Koçluk sırasında işi takımdan daha fazla önemsediğini fark etti. O kadar işe yoğundu ki, iletişim kısmını ıskalıyordu. Çalışma sonunda şirket, değil işten atmak üç ay sonra terfi ettirdi o yöneticiyi...
Bir başka örnek de, bir şirkete dışardan transfer yoluyla gelen bir genel müdürdü. İçerdeki yöneticilerin bir beklentisi olduğu için, dışardan gelen bu sürpriz isme tepki vardı. 'Nasıl daha sağlıklı düşünürüm' diye bize geldi. İki ay önce başladı çalışmalarımız. Şimdi sorunlar çok hızlı şekilde sorunlar, ekip de onu kabul ediyor.”

Banu GÖKÇÜL/ Akarma Koçluk
“ÇOK ÖZEL HAYATLARA BİLE GİRİYORUZ”

Banu Gökçül, aslında 12 yıldır eğitim sektörünün içinde. 2001 krizinde şirketler eğitim bütçelerini kısınca, kendine başka bir alan seçmeye karar vermiş ve Akarma Koçluk'u kurmuş.
Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Gökçül, psikodrama sertifikası sahibi. Aynı zamanda davranış bilimleri alanında doktora yapmış. Bu eğitim ona koçluk sırasında farklı teknikler kullanma fırsatı sunuyor. Hipnoz da bunlardan biri. Müşterileri orta ve üst düzey yöneticiler. Zaten başarılı insanların koçluk istediklerini söylüyor Gökçül: “Amerika'yı yeniden keşfetmiyoruz. Kişilere ayna tutuyoruz. Aslında hepimizin ihtiyacı var buna. Ben de diğer meslektaşlarıma gidiyorum. 1-2 yıl süren danışanlarım var.”
Banu Gökçül, kişilerin farklı davranış özelliklerine dikkat çekiyor. Bazıları sürekli heyecan istiyor, bazıları sürekli yeni bilgi akışı olmazsa sıkılıyor, bazıları mutlaka sonuca odaklı... Hata yapmaktan, yeni ilişkilerden korkanlar var... Aslında bu davranışlar kişilerin yaşamlarıyla ilgili. Gökçül de koçluk sırasında bunları göz önünde bulundurduklarını ve bunların kişiye engel olmasını önlediklerini belirtiyor.
Akarma, halen 4 şirketle çalışıyor. Sadece üst düzey yöneticilerin oluşturduğu 40 kişilik bir danışan demek bu. Gökçül, günde 6 kişiyle görüşüyor ve bir seans bazen 2 saati bulabiliyor. Bu kişilerin ücretlerini şirketleri ödüyor. Tabii şirket patronları da geliyor. Gökçül, patronların genelde geldikleri sorundan çok farklı başka bir sorunla yüzleştiklerini anlatıyor:
“Bu tür sorunlar bilimsel testler ve soru-cevaplarla ortaya çıkıyor. Danışanlarda 4-6 seans sonra değişim başlıyor. Örneğin, fobilerini 2 seansın sonunda yenenler oluyor. Yöneticilerin topluma hitap etmekte ciddi sıkıntıları var. Seanslar sonrasında bunu yeniyorlar, bu bile hayatlarını değiştiriyor. Onların ev hayatına, hatta çok özel hayatlarına da girebiliyoruz.”

Serap GÖKMEN / John Seymour Türkiye Temsilcisi
İNGİLİZ KOÇLAR BİRLİĞİ'NİN KADROLU EĞİTMENİ

Serap Gökmen de yıllarca yöneticilik yaptıktan sonra, 2004 yılında kendi işini yapmaya karar veriyor. İngiltere'ye koçluk eğitimi almaya gidiyor ve İngiliz Koçluk Birliği'nin sertifikasına sahip oluyor. Daha önce John Seymour Associates İngiltere'nin Türkiye temsilciliğini alan Ayşegül Ekmekçioğlu'na ortak oluyor...
Gökmen, İngiltere'de 46 günlük bir eğitimden geçiyor. Ama Gökmen'in koçluğun temel yöntemlerinden NLP'ye merak sarması, on yıl öncesine dayanıyor. Yöneticiyken de kendi kişisel gelişimi için NLP'yle ilgilendiğini belirtiyor. Şu anda ortağıyla birlikte, İngiliz Koçlar Birliği'nin kadrolu eğitmenleri olarak görev yapıyorlar.
Serap Gökmen, yaşam koçluğu yapmıyor. Gökmen'e göre, yaşam koçluğunu psikoloji geçmişi olanlar vermeli. JSA Türkiye'de daha çok yöneticilik ve koçluk eğitimleri veriliyor. Daha çok orta ve üst düzey yöneticilere koçluk yaptıklarının altını çiziyor Gökmen. Örneğin, yöneticilerin sunum fobisi yenmelerini, doğru sunum teknikleri edinmelerini sağlıyorlar.
Gökmen, yöneticilerle en çok terfi öncesi görüştüklerini söylüyor: “Orta düzey yönetici genel müdür olmak istiyor. Bu kişiyi o hedefe nasıl ulaştırabiliriz, buna bakıyoruz. Bir de yöneticiler sektör değiştirmek istediklerinde geliyorlar. Ne istediklerini bilmiyorlar. Örneğin, tekstil sektörüne 25 yılını vermiş bir genel müdür artık sektör değiştirmek istiyor. Ama onu neyin mutlu edeceğini bilmiyor.”
Gökmen'e göre, şirketlerde CEO'ların “eller yukarda yöneticiler” olarak algılanmaları, yani bir iş yapmıyormuş gibi algılanmaları çok yanlış. CEO'lar doğru hedefe gitmek için büyük bir tempoda çalışıyorlar. Ama burada sorun, hep aynı gözlükle bakmaları. İşte koç onlara farklı bir gözlük sunuyor. Şu anda JSA'in müşteri portföyünde iki CEO var. Elbette koçluk işinde gizlilik ana unsur. Özellikle de CEO'lar mutlaka sözleşme yapıyorlar bu konuda. Ama etik olarak da koçların sözleşmenin süresinden sonra bile bildiklerini kimseyle paylaşmamaları gerektiğini vurguluyor Gökmen. Türk yöneticiler, bir koçtan eğitim aldığını bile gizliyormuş. Bu nedenle genellikle yöneticilerin ofislerinde değil, koçun ofisinde ya da dışarıda bir yerlerde seanslar yapılıyor. Gökmen, ücretlerin genellikle şirketler tarafından ödendiğini sözlerine ekliyor.
JSA'in koçluk eğitimlerinden bu güne kadar 100'e yakın kişi yararlanmış. İki gün süren eğitimlerin ortama ücreti 400 YTL. Gökmen, Türkiye'de koçların gelirlerinin henüz İngiltere kadar artmadığını belirtiyor: “İngiltere JSA'de bir koç bir seansta 450 pound alıyor. Orada koçlar muazzam paralar kazanıyorlar. Türkiye'de ise iyi bir koçun yıllık kazancı, iyi bir satış direktörüyle kıyaslanabilir.”
Serap Gökmen, şu anda haftada 4 yöneticiye koçluk veriyor.

Demet UYAR EZELLER / Navitas Koçluk Eğitim Danışmanlık
KOÇLUĞUN OKULUNU KURDU

Demet Uyar Ezeller de Türkiye'deki ilk koçlardan. 10 yıl önce koçluk kavramıyla tanışmış. Ancak 6 yıldır profesyonel koçluk yapıyor.
Ezeller, MSD İlaç'ta finans yöneticiliği yaparken, yurtdışından eğitmenler gelip, yöneticilere koçluk eğitimi vermiş. O da bunu takım arkadaşlarına uygulamış. Sonuçlar başarılı olunca da iş değiştirip, Gamze Bayraktaroğlu'yla birlikte Navitas'ı kurmuş... 
Demet Uyar Ezeller, Amerika'da CTI'de eğitim almış, 2001'de sertifikasını alıp, 2002'de koçluk yapmaya başlamış.
Ezeller, sadece yabancı değil Türk şirketlerinin de son iki yıldır koçluğa ilgisinin arttığını söylüyor. Şu anda 12 üst düzey müşterisi var. Bunlar arasında ünlü CEO'lar da varmış. Sadece NLP değil tüm teknikleri kullandığını söyleyen Ezeller, koçlukta kişiye özel ihtiyaçların ortaya çıktığını vurguluyor:
“Yöneticiler yükseldikçe, kişisel ilişkileri ve liderlik becerilerinde desteğe ihtiyaç duyuyorlar. Biz burada co-active koçluk yapıyoruz. Yeni danışan da sürece katılıyor. Birlikte beklentileri, ihtiyaçları tasarlıyor, hedefleri belirliyoruz. Buna göre de bir yol haritası çıkarıyoruz.”
Güçlü, açık uçlu sorular, yöneticilerin farkındalık yaratmalarını sağlıyor. Bunlar genellikle tıkandığı noktaya bağlı sorular oluyor. Bu duruma nasıl farklı gözule bakabiliriz ya da sen farklı bir pozisyonda olsaydın ne yapardın, senin için önemli olan ne, ne istiyorsun gibi sorular bunlar. Yöneticiler, koçun yanına gelene kadar bu soruları kendine sormamış oluyor. Koçluk eğitimlerinden sonra, yöneticilerden, “daha yaratıcı düşündüm, ilişkilerim gelişti ya da ekibin motivasyonu arttı” gibi geri bildirimler aldıklarını anlatıyor Ezeller.
Ezeller'in kapısını çalanların arasında şirket patronları da var. Ambalaj, kırtasiye, finans, gıda gibi sektörlerden patronlarla çalıştıklarını belirtiyor. Örneğin böyle bir patron, çok geç saatlere kadar çalışıp, ailesini ihmal ettiğini ama bir türlü işi profesyonellere devredemediğini söyleyerek Navitas'a gelmiş. Birlikte yeni yöntemler geliştirmişler. Raporlama sistemleri oluşturmuşlar. Şirket yavaş yavaş profesyonellere devredilmiş, patron da raporları takip eder hale gelmiş. Şirkete bir genel müdür alınmış ve kendisi de CEO olarak işine devam etmiş.
Navitas'ın en büyük özelliklerinden biri, koçluk eğitimleri. Yılda ortalama 50 kişi burada koçluk eğitimi alıyor. Bunların 25'i ileri düzeye geçiyor. Eğitimler 25 kişilik gruplarla yapılıyor ve 15 gün sürüyor. Modül başına bin 850 YTL artı KDV ücret ödeniyor. Bir de şirket içi koçlar yetiştirdiklerini söylüyor Demet Uyar Ezeller. Bu eğitimler de 6 günlük programlarla veriliyor. Bugüne kadar yaklaşık 20 kuruma bu tür eğitimler verilmiş.
Ezeller de Türkiye'de koçların yurtdışına kıyasla daha az kazandıklarını belirtiyor: “Amerika'daki koçlardan birinin sadece bir danışandan yılda 200 bin dolar kazandığını biliyorum. Türkiye'de ise iyi seviyede bir koçun bir saatinin karşılığı ortalama 500 dolar.”

1.5 milyar dolarlık pazar

2006 yılında ICF (Uluslararası Koçluk Federasyonu) tarafından, PricewaterhauseCoopers'a, dünyanın koçlukla ilgili ilk küresel araştırması sipariş edilmiş. Türkiye dahil 74 ülkeden 6 bin koç katıldığı araştırmanın sonuçlarına göre;
* Koçluk mesleğinin dünya ekonomisine katkısı yaklaşık 1.5 milyar dolar,
* Koçların ortalama yıllık kazançları 50 bin 510 dolar,
* Koçların yüzde 69'u kadın,
* Koçların ortalama yaşı 46-55 arasında değişiyor ve 5-10 yıldır bu mesleği yapıyorlar,
* Koçların yüzde 53'ü yüksek lisans veya üstü seviyede eğitimli.
* Bir koçun ortalama 11 aktif müşterisi var.
* Danışanların yüzde 56'sı kadın, yüzde 44'ü erkek. Yaşları ise 38-45 arasında.

ICF Türkiye Şubesi üyeleri arasında da bir araştırma yapılmış. Araştırmaya 49 üye katılmış. Buna göre;
* Türkiye'deki koçların yüzde 80'i kadın.
* Koçların ortalama yaşı 40.
* Ortalama iki yıldır koçluk yapıyorlar.
* Koçların yüzde 92'si lisans ve üstü seviyede eğitim görmüş.

Koç seçerken dikkat!

* ICF onaylı bir eğitimden geçip geçmediğini kontrol edin.
* Koçluk konusundaki deneyimini araştırın.
* Mutlaka referans isteyin...

Para