Kültür-Sanat


Osmanlı Devleti'nin kent ölçekli ilk elektrik santrali olan Silahtarağa Elektrik Santrali'nin arşivinde yer alan harita ve planların izleyiciye sunulduğu sergi, İstanbul'un 20. yüzyıldaki mimari, kültürel ve sosyoekonomik dönüşümüne ışık tutuyor.

Tarihi harita ve planlarının yer aldığı sergide eserlerle, İstanbul'un elektrik altyapısının gelişimini belgelemenin yanı sıra kentin mimari, kültürel, sosyal ve ekonomik dönüşümü de ele alınıyor.

SERGİDE YAKLAŞIK 8 BİN 900 İSTANBUL HARİTASI BULUNUYOR

Sergiye ilişkin açıklamada bulunan İstanbul Bilgi Üniversitesi Özel Projeler Müdürü ve Öğretim Görevlisi Amed Gökçen, Silahtarağa Elektrik Santrali'nin kuruluş ve kapanış yılları olan 1914-1983 arasındaki harita ve paftaların bir kısmını sergilediklerini belirterek, "Bu paftaların, haritaların önemli olmasının birkaç sebebi var. Bunlardan bir tanesi bu haritaların her biri İstanbul'a dair tek örnek. Mevcut harita gruplarının en büyüğü. Sergide yaklaşık 8 bin 900 adet İstanbul harita ve paftası bulunuyor ve çoğunlukla aslında bunlar İstanbul'un tam da yerli yerine oturduğu 1950 sonrası haritalar." dedi.

Gökçen, İstanbul'un haritacılık esaslarına göre 1800'lerin ortalarından sonra tam olarak çizilebildiğine işaret ederek, "O yüzden buradaki haritalar, tarihsel açıdan da İstanbul'un anlaşılması açısından da oldukça önemli. Biz de onların küçük birer örneğini ilgililere sunmak istedik." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul'un nasıl yaşayan bir şehir olduğunu 1950 sonrasında bu haritalara bakarak görmenin mümkün olduğunu ifade eden Gökçen, şunları kaydetti:

"Bir öğrenci grubumuzla birlikte yapmaya başladığımız bir iş var. Yapay zeka teknikleriyle bu haritaları üç boyutlu olarak üst üste koymaya çalışıyoruz ve bu çalışmayla şehrin hareket ettiğini görebiliyorsunuz. Özellikle 1950 ve 1980'e kadar geldiğimizde İstanbul resmen yaşıyor. Yeni sokaklar, meydanlar, apartmanlar, yeşil alanlar ve şehirde sürekli bir yenilenme var. Dolayısıyla baktığımızda şehrin ne kadar yer değiştirdiğini görebiliyoruz. Bu ayrımı gösterebilmek için 1924 haritasını, 2025 haritasının üstüne monte ettik."

SADECE HARİTALARDAN İBARET BİR ARŞİV DEĞİL BURASI

Serginin açılışında konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ege Yazgan da arşivlerden böyle bir serginin çıkartılmış olmasının çok büyük bir emek olduğunu söyleyerek, "Tüm hocalarımızın katkısıyla gerçekleşmiş bir olay. İstanbul Bilgi Üniversitesi olarak buna en başından beri büyük destek verdik. Sergi daha çok haritalar üzerinde ama arşivi gezmiş olan herkes bilir ki, sadece haritalardan ibaret bir arşiv değil burası." ifadelerini kullandı.

Yazgan, arşivin kentleşme alanında çalışan insanlar için çok önemli materyaller sunmasının yanı sıra sosyal bilimlerin tüm alanlarında çalışacak olan insanlar için de çok fazla belge, bilgi ve eskiden kalmış olan dokümantasyonu kapsadığını anlattı.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkan Yardımcısı Mehmet Can ise göreve gelirken akademik özgürlük ve bilgi arşivi ile ilgili 2 mirası devraldıklarını dile getirerek, "İlk duyduğumda 'arşiv' derken neden bahsediyorlar diye merak ettim. Arşive geldiğimiz zaman burada devasa bir nokta olduğunu gördüm. Mümkün olduğunca, elimizden geldiğince destek vermeye çalıştık." dedi.

Sergide yer alan 1950-1980 yıllarına ait olan eserler ayrıca İstanbul şehir planına yön veren Charles Edward Goad, Alman Mavileri, Necip Bey, Jacques Pervititch, Suat Nirven ve Henry Prost (1936-1951) haritalarını tamamlayıcı bir nitelik taşıyor.

Sigortacılık veya şehir planlaması gibi amaçlarla hazırlanan önceki haritaların devamı niteliğinde olan bu belgeler, İstanbul'un her semtini, bu semtlerin elektrikle aydınlanma sürecini ve gelişimini gösteren tek harita grubu olmasıyla öne çıkıyor.

"İstanbul'un Aydınlık 100'ü" sergisi, 21 Kasım'a kadar görülebilecek.

patronlardunyasi.com