Oksijen yazarı Ayşegül İldeniz bugünkü köşe yazısında yapay zekayı ve internetin sonunu yazdı.
İşte o yazı:
İlya ve endişeli ekibin terk-i diyarına şaşırdık mı? Hem çoklu modalite hem milyon kelimeli komutlar hem de ortalığı basan YZ ajanları! Gelecek mühendisliğinin bu kadar çılgın olduğu bir zaman daha olmadı. Okyanusta yüzmeyi, şelaleden atlamayı sevenler ayağa kalksın
Yapay zekâ vertigosu devam ediyor.
Bu vertigonun tanımı: Her sabah, beş yıl sonra olacağını düşündüğünüz şeylerin gerçek olma endişesiyle uyanma ve olduğunu görüp daha da çok endişelenme duygusu.
Geçen hafta Santa Clara’da büyük bir grupla bir toplantı yaptım. Konuşmacı genel müdür “pazar gecesi yaptığım prezantasyonu çöpe attım, salı gecesi oturup tekrar yazdım” dedi. Son bir buçuk yılı çok iyi özetleyen bir cümle oldu bu. Aradaki iki günde Google IO oldu, ChatGPT yeni versiyonu piyasaya çıktı, Microsoft yapay zekâlı ve her hareketinizi takip eden bilgisayarı tanıttı. Ortaya çıkan yepyeni özelliklerle yapabileceklerimiz birden değişti. Başımın dönmesi normal. Tüm gelişmeleri takip edip “Bunlar da ne demek?” demeniz daha da normal.
Google IO ve ChatGPT4o lansmanlarına dair açıklamaları takip ettiğinize ve yorumlamaya çalıştığınıza eminim. Büyük duyuruların magazin tarafı ilk başta ağır basar, sonra gerçekten ne anlama gelecekleri yavaş yavaş ortaya çıkar. Hem bu haberlerin anlamı hem de bugünlerde Silikon Vadisi’nde hararetle konuşulan ve hayata geçirilmeye çalışılan akımları özetlemeye çalışacağım.
Yönetici özeti:
İnternetin sonu geliyor olabilir. Google tüm sorularımızı kendi yapay zekâsıyla yanıtlamak niyetinde. Web’e hala ihtiyacımız olacak mı?
İlya ve yapay zekânın kontrol altına alınması için çırpınan ekip dağıldı. Son bir yıldır “YZ ilerlemesi insani değerlerle uyumlu olmalı” diyen ekip gitti…
Çoklu modalite gerçek oldu. Görsel, sesli ve yazılı her çeşit girdiyi artık kolay şekilde işleyen bir yapay zekâ var.
Bağlam (kontekst) penceresi kocaman oldu. Bağlamı, makineye verdiğiniz komutun boyutu diye düşünün. Yapay zekânın temel engellerinden biri olan bağlam penceresinin kısıtlı olma problemi çözüldü. İnsan seviyesine gelmeye yolumuz çok uzun da olsa 2 milyon simge (token) hatırlamak için hiç de kötü bir rakam sayılmaz.
Yapay zekâ ajanı yapan start-up’lar öldü, yaşasın yeni ajanlar! Binlerce farklı kullanım modeli geliştiren YZ şirketi kurulmuşken, çoğu birden iptal oldu. Gemini ve GPT4o çok fonksiyonlu ve harekete geçebilecek yapay zekâ ajanları çıkarıyorlar, hem de bir tanesi pek flörtöz!
Yapay zekâ buluttan edge’e, yani elinizdeki cihazlara iniyor. Cep telefonunuz, bilgisayarınız yakında daha “hafif” akıllı teknolojilerle çalışacak.
Ve sürpriz: Tarihinizi, yani her hareketinizi kaydedecek!
İNTERNETİN SONU MU GELİYOR?
Uzay Yolu’nda Kaptan Kirk bilgisayara “Bilgisayar, bizi dünyaya geri götür” der. Bilgisayar kaptanın sesini tanır, emrini anlar ve harekete geçerek foton torpidolarını ateşler. Google arama motorunda bizi direkt yapay zekâ ile buluşturdu. Niyeti, bunu reddetse de “arama motoru” dediğimiz şeyi ortadan kaldırarak tüm arama sonuçlarını bizim adımıza yapmak gibi görünüyor. Bu arada da Perplexity AI şirketinin tehdidini bertaraf ediyor. Arama sayfasına girdiğiniz anda, soru yanıtlarını istemediğiniz halde sayfanın en üst ve en altında kendince yanıtlıyor. Planları sene sonunda 1 milyar kullanıcıya ulaşmak. Arama motoru yerine ne arıyorsanız yanıtını veren akıllı bir asistanınız oldu diye düşünün.
Başka bir deyişle bilgisayar iletişimi için artık internet gerekmeyecek, tek bir arayüz karar verici olabilecek. Kendi seçip beğendiğimiz web sitelerine girmek yerine, bizim adımıza seçtiği sitelerden sonuç derleyip yorumlayan bir yönetici diyelim. Farklı web sitelerine girmememiz, bu web sitelerinin Google reklamlarından para kazanamaması, yani şirketleri kapamaları anlamına gelecek. Bu hafta birçok internet haber sitesi çalışanları şimdiden iş aramaya başladıklarını duyurdular. İçerik sağlayıcılar Google’a çok kızgın. Sadece onlar mı kızgın? Her yeni teknoloji insanları eşitleyip özgürleştirecek diye heyecanlananların sonu yine hayal kırıklığı.
İLYA VE TÜM ENDİŞELİLER RESİMDEN ÇIKAR
Başka endişeli bir beklenti daha gerçek oldu. İlya Sutskever, yani yapay zekâ ile insanlığın hedeflerini bir an önce uyumlu hale getirmemiz gerektiğini, yoksa varoluşsal tehlikeyle karşılaşacağımızı söyleyen OpenAI kurucusu, şirketten ayrıldı. Hatırlarsanız, Kasım 2023’te sürreal bir hafta sonu İlya, CEO Sam Altman’ı yerinden etmeye çabalamış, başaramayıp son anda geri dönmesi için ısrar etmişti. İlya ile, şirkette bu konunun baş sorumlusu Jan Leike’nin de içinde olduğu 10 kişi daha şirketten ayrıldı. Herhangi bir açıklama yapmalarına olanak yok çünkü imzaladıkları anlaşma buna izin vermiyor, yoksa milyonlarca dolarlık hisse senetlerini kaybediyorlar. Leike anlaşmayı umursamayıp açıklamasını yaptı: “Şirketin öncelikleri ile bizim yapay zekâ uyumu konusunda başarmak istediklerimiz örtüşmüyor, kendimize yer bulamadık” diye gerçekleri söyleyiverdi. OpenAI dünyayı tam hız yapay zekâya alıştırırken insani değerlerle uyum ve güvenlik konusunda çalışan bu küçük ekibi pek de önemsememişe benziyor. Şaşırdık mı?
HEM YAZI HEM SES HEM GÖRSEL ZEKÂ
Beni dinleyenleriniz “Çoklu modaliteyi çözersek başka bir dünyaya ışınlanıyoruz” dediğimi duymuştur. Dediğimi unutun, çözdüler… Yapay zekâ modellerini kullanmamıza yardım etme niyetiyle kurulan irili ufaklı birçok şirket bu hafta itibarıyla yok oldular. Elinizdeki telefonun kamerası çevirmen, öğretmen, rehber, haberci, dermatolog olmaya çok yaklaştı; hatta kız arkadaş, şarkıcı, yorumcu, asistan da oluverdi. Her gördüğümüzü ve duyduğumuzu bize özetleyip yorumlayabilen bir kapasite ile karşı karşıyayız. Bu sabah Gemini’ya bahçemde kurumaya yüz tutmuş üzüm asmasının videosunu gösterip nasıl kurtaracağımı sordum. Gemini, bahçıvanın yerini tutabilecek bir yanıt veremeyince, videoyu yapay zekayla İspanyolcaya çevirip bahçıvana yolladım. İşi gücü bırakın kullanım modeli avcılığına çıkın, zaman bu zaman!
TARİHİNİZİ YANINIZDA GEZDİRMEYE HAZIRLANIN
Google 2 milyonluk simge (token) sayısına ulaştı. Aldığı komutların boyutu, yani gördüğü, duyduğu ya da okuduğu girdilerin penceresi birdenbire 1,4 milyon kelime ya da 2 saatlik bir video uzunluğuna yükseldi.
Bütün bir filmi, kocaman bir ansiklopedi ya da karmaşık birçok kitabı anlayıp özetleyen, ya da tüm bunların içindeki tek bir kelime ya da simgeyi hatırlayan fil hafızalı bir yapay zekâmız oldu. Yapay zekânın on soru sorduktan sonra saçmalamaya başlamasına tam alışmıştık ki olay düzeldi. Çocuk (yapay zekâ) sonunda biz insanları insan yapan hafıza olayına da el attı. Simge sayısını sonsuza çekersek tüm yaşamımızı yanımızda taşıyabileceğiz. Microsoft’un yeni ajanı bilgisayar kullanım tarihinizin tümünü hatırlayacağını garanti ediyor bile. Hatırlamak istemediğiniz şeyler de dahil olarak! Her yaptığımızı hatırlayan bir makine! Eminim böyle bir bilim kurgu filmi vardı. Ama hangisi? Ah biri bana hatırlatsa!
AKSİYON ALAN AJANLAR GELİYOR
Omuzunuzda size eşlik edecek küçük meleklerin sayısı birdenbire arttı. Her şeyi sorabildiğimiz yardımcılar zaten ortaya çıkmıştı. Bir de şimdi yapay zekâ ajanları geliyor. Yapay zekâ ajanları asistanların komutlara verdiği desteğin ötesinde karar alarak eylemde bulunabiliyorlar. Duyguları anlıyorlar, görüş yetenekleri daha sofistike, kod ya da matematik denklemini anlayabiliyor ve düzeltebiliyorlar. Örneğin finansal danışman ajanı yatırım kararı, üretim ajanı ise fabrika sürecine dair aksiyon alabiliyor. Bu yıl ajanların yılı olacak. En basit kullanım modellerini gerçeğe dönüştüren ve büyük dil modellerinin içinde gömülü gelen ya da kullanmak için ayrıca satın aldığınız küçük yardımcıların yılı. Tam, “ortaya her işi yapan binlerce ajan şirketi çıkacak” derken geçen haftaki duyurularla birçoğu demode oldu. Büyük şirketler yine herkese fark attılar ve birçok iş modelini ortadan kaldırıp bedava yapıverdiler.
ARTIK BULUTTAN AŞAĞI İNSİN
Vadideki en büyük tartışma YZ buluttan aşağı nasıl inecek konusu. Parasını veriye gömüp o şekilde para kazanan Google, Amazon, META’ya büyük dil modelleri ve yapay zekâ güneş gibi doğmuşken, hayatını edge computing satarak kazananlar karalar bağlamıştı. Şimdi hepsi harekete geçmenin yollarını arıyorlar. Microsoft YZ’yi bilgisayara indirdiğini iddia etti bile. Yapay zekayı Apple şimdilik tabletlerine, yakında cep telefonlarına, Rabbit küçük turuncu bir düğmeye, Intel işlemciye indireceğini söylüyor. Ez cümle, içinde sinir ağı bulunduran ve algoritmaları optimize edebilen, az enerji harcayan ufak bir donanım parçası yapabilsek her şey çözülecek iddiasındalar
Bu vertigoyu inanın tüm dünya olarak yaşıyoruz. Baş dönme duygusu hem şaşırtıcı hem alışması zor ama aynı zamanda çok heyecanlı ve uzun süredir “yok artık” demeyenler için süper merak uyandırıcı. Gelecek mühendisliğinin bu kadar zor, bu kadar çılgın olduğu bir zaman daha olmadı. Okyanusta yüzmeyi, şelaleden atlamayı sevenler ayağa kalksın!
Vertigo sevmeyenlere ise Türkiye’deki diğer yazar dostlara kulak vermelerini öneririm. Gelecek belki gerçekten “analog olur”, yapay zekâ işlerin belki “sadece yüzde dördüne dokunur”
Galakside otostop mu yapsak, ne yapsak?
patronlardunyasi.com