Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Adnan Memiş, yıllardır emek verdiği ve ‘Hayatımın projesi’ dediği ‘Deniz Yıldızları’ Projesiyle Darıca’da yüzlerce öğrencinin iyi eğitim almasını sağladı.
Memiş, 1998’de Darıca’da bir iş görüşmesinden dönerken kötü bir görüntü sü olan bir ilkokulu görünce müdürüyle konuşuyor. Kişisel çabasıyla başlayan okul onarımı, Garanti Bankası yönetimi ve çalışanların gönüllü desteğiyle yeni bir okul projesine dönüşüyor.
“Bir öğretmen çocuğuyum. Anadolu’da öğretmensiz, okulsuz büyüyen çocukların öykülerini çok iyi bilirim. Eğitime olan hassasiyetim hiç bir zaman azalmadı” diyen Memiş, bugün bir ilkokul ve dört Anadolu Lisesi’nden oluşan ‘Deniz Yıldızları’ Projesi’nin başlanğıç öyküsünü şöyle anlattı:
“Banka yönetimi okul projesine destek verince Garanti Bankası çalışanlarının gönüllü katılımını sağlamak için duyurmamız gerekti. Yazdığım metni asistanım, ‘Güzel ama bir şey eksik’ deyince, ‘Tamam ne demek istediğini anladım’ dedim ve çalışanlarımıza ‘Denizyıldızı’ öyküsünü ilettim.
Öykü şudur. Yazılarını yazmak üzere okyanus sahillerine giden bir yazar, sabaha karşı sahilde danseder gibi hareketler yapan birini görür. Biraz yaklaştığında bu kişinin sahile vuran denizyıldızlarını okyanusa atan genç bir adam olduğunu fark eder. Yazar, genç adama yaklaşarak sorar: “Neden denizyıldızlarını okyanusa atıyorsun?”, genç adam yanıtlar: “Birazdan güneş yükselip sular çekilecek. Onları suya atmazsam ölecekler.”, yazar devam eder: “Kilometrelerce sahil ve binlerce denizyıldızı var. Ne fark eder ki?”, genç adam yazarı dinledikten sonra yeniden bir denizyıldıızı daha alır ve alır ve okyanusa fırlattıktan sonra yanıtlar: “Onlar için fark etti. Yazar genç adamın yaptığının, olup biteni izlemek yerine bir şeyler yapmak olduğunu anlar ve ona katılarak sabahı okyanusa denizyıldızı atmakla geçirir.”
Adnan Memiş’in 1998’de Garanti Bankası okyanusuna attığı bir denizyıldızı bugün yüzlerce denizyıldızı yetiştiren bir ilkokul ve dört Anadolu Lisesi oldu.
Kalbini iğne oyasına kaptırdı
Memiş’in bankacı kimliğine sığmayan kişiliği eğitim alanıyla sınırlı değil. Adnan Memiş, iğne oyası ve toprak altı eser koleksiyonu da yapıyor.
Adnan Memiş, bir İstanbul gezisinde Mısır Çarşısı’nın renkli dünyasında keyiflenmeye çalışırken çarşının turistik ürünlerin satıldığı dükkânlarının kendisini nasıl boğduğunu anlattı. Tarihi çarşıda gördüğü herşey kendisini mutsuz etmiş, ‘Bunlar ne değersiz, özelliksiz şeyler. İnsanlara bunları mı satıyorlar?” diye Çarşı’dan çıkmayı düşünürken gözü bir dükkânın vitrinine takılmış. İçeri girip ilgisini çeken el işi ürünlerini satın almak istemiş.
‘Bunlar satılık değil. Dükkân sahibinin özel koleksiyonu’ diye yanıt alan Adnan Bey, bu yanıta Mısır Çarşısı’nın kendisinde bıraktığı iç bunaltıcı duyguların da etkisiyle sert bir tepki veriyor. ‘Bu kadar güzel şeyleri vitrine insanlara satmamak için mi koyuyorsunuz?’ diyor.
Memiş’in isyanından etkilenen dükkân çalışanları, kendisini dükkânın alt katına alıyorlar. Orada yukarıdaki ürünler gibi olmasa da gönlünü alacak başka el ürünü işler gösteriyorlar. Bir kaçını satın alıyor. Altı yıl önce iğne oyasıyla başlayan bu ilişki şimdi tutkulu bir koleksiyonerliğe dönüşmüş.
Her cumartesi Mısır Çarşısı’nda
“Ertesi cumartesi kendimi yine Mısır Çarşısı’nda buldum’ diyen Adnan Memiş’in bu ilgisi karşısında daha fazla duramayan dükkân yetkilileri, kendisini alt kattan daha kıymetli iğne oyalarının bulunduğu üst kata alıyorlar. Gönlünü iğne oyasının inceliklerine kaptıran Memiş, göz nuru, el emeği değerli oyaları korumak için bir İspanyol firmasının Türkiye temsilciliği ile temasa geçmiş. Adnan Memiş, büyük bir özenle sakladığı iğne oyalarını İspanya’dan ithal edilen özel kutularda tutuyor.
Oyaları tüm Türkiye görecek
İğne oyalarının özelliklerini, dillerini, yörelerini bilen koleksiyonerleri bulmaya çalışan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Adnan Memiş, iki koleksiyoner hanıma ulaşıyor. Bu hanımlardan Semra Erkan’dan danışmanlık alan Memiş, Erkan’ın bilgisine hayran oluyor.
“Daha elinizde havadayken uzaktan oyanın bütün özelliklerini sayar” diyen Memiş, 7 dil bilen Semra Hanım’la birlikte çalışarak iğne oyalarını müzede sergilemek için arşiv çalışması oluşturuyor. Oyalar önce özelliklerine göre arşivlenecek, daha sonra da Adnan Bey’in atalarından kalan Safranbol’daki üç özel konaktan biri olan Hacı Memişler Konağı’nın restoransyonun ardından burada müze eserleri olarak hakkın karşısına çıkarak ‘gerçek el emeği’nin hatırlanacağı güzellikler olarak anılacak ve Türkiye’yi il il gezerek dilden dile anlatılacaklar...
Toprak altı esere de ilgi duyuyor
İğne oyası koleksiyoneri olan Adnan Memiş’in bundan önce başlayan çok değerli toprak altı eser koleksiyonerliği de var. Yıldız Sarayı’na kayıtlı olan 140 eseri bulunan Memiş, kandil ve yarım büstlerden oluşan toprak altı koleksiyonuna 10 yıl önce başlamış. Arkadaşı Vedat Semiz’den etkilenerek toprak altı eserleri toplamaya başlayan Memiş, koleksiyonerliğe olan tutkusunu Anadolu’ya olan sevgisine bağlıyor.
Kadife Şahin/Milliyet