Şelale Kadak'ın röportajı
Sahibi olduğu Palmali Grubu'nun krizden güçlenerek çıkacağını söyleyen milyarder Azeri Mübariz Mansimov, "Armatörlerin parasının olmadığına inanmıyorum. Piyasalar üç aydır bozuldu. Ne yaptılar paraları. Çok kötü bir şey. Türkiye'de herkes evine gidiyor, kriz konuşuyor" diyor..
Dolar milyarderi Mübariz Mansimov, yurtdışında yaşayan en zengin Azeri olarak tanımlanıyor. 1.3 milyar dolarlık servetiyle Forbes dergisine göre, dünyanın en zengin 897'nci zengini olan Mansimov, Türkiye'nin de 22'inci büyük zengini ve 13 yıldır İstanbul'da yaşıyor. Artık Türk vatandaşı da olan Mansimov, 125'i kendisine ait ve bu rakamın üstünde ayrıca kiraladığı yaklaşık 270 gemiyle dünya gemi taşımacılığını elinde tutuyor ve 20 ülkede 40'ın üzerindeki şirketleriyle faaliyet gösteriyor. Röportaj yapmak üzere İstanbul Akatlar'daki şirket merkezinin en üst katında ihtişamdan uzak odasında buluştuğumuzda, ilk sözü "Artık röportaj yapmıyordum. Siz olmasaydınız yine de yapmazdım. Ben göz önünde olmak istemiyorum" oluyor.
Basının ilgisinden sıkıldığını, magazin haberlerinde ise asla yer almak istemediğini anlatırken aile huzurunun önemine dikkat çekiyor. Global krizin her sektörü, herkesi etkilemeye başladığı şu günlerde özellikle Mansimov'a mikrofon tutmamdaki amaç, taşımacılığın durma noktasına gelmiş olmasından, dünyanın en büyük beşinci denizcilik şirketi olarak gösterilen Palmali Grubu'nun nasıl etkilendiğini öğrenmek. Merak ettiğim bir başka önemli konu da, Türkiye'ye bugüne kadar 500 milyon dolar yatırdığını söyleyen Mansimov'un yapmayı planladığı Türkiye yatırımlarıyla ilgili herhangi bir erteleme ya da iptal olup olmadığı. Tabii sohbet sadece global krizle sınırlı kalmıyor. İlgiyle okuyacağınızı tahmin ettiğim Mansimov söyleşisine buyurun lütfen...
* En zengin Azeri Türkiye'yi kendine merkez seçince haliyle büyük ilgi uyandırıyor. 13 yıldır bu ülkede yaşıyorsunuz ama bu yıl itibariyle şirket merkezini de Malta'dan İstanbul'a taşıdınız. Neden?
Ben Türk'üm. Azeri olduğuma göre Azeriler de Türk soyudur. Dünyanın her yerinde çalıştım ama Türkiye'de kendimi daha rahat hissediyorum. Dilimiz, kültürümüz aynı. Türk insanları daha sıcak. Bir işadamı olarak burada kanun çerçevesinde doğru çalıştığında, Türkiye'de iş hayatı için dünyanın en güzel şartları var. Bakü'ye yakın. İşlerim genelde Azerbaycan'da, Rusya'da. Artık yoğun yatırımlarımızı Türkiye'de yapacağımız için burada olmak istedik. Konum olarak da İstanbul çok iyi. İşimiz deniz işi. Gemilerimizin neredeyse hepsi bu boğazdan geçiyor. Burada olmamın bir başka önemli sebebi de tüm sevdiğim ağabeylerim, arkadaşlarım burada yaşıyor.
* Şirketin taşınma işi ne zaman tamamlanacak?
2009 sonuna kadar tamamlamış oluruz.
* Niye o kadar uzun sürüyor?
Palmali büyük bir grup. 20 ülkede varız. 40'ın üzerinde şirketimiz var. 300 kişi olduk şu anda merkezde. Dünyadaki toplam istihdamımız şu anda 45 bin.
110 MİLYON TON PETROL TAŞIDIK
* Gemi taşımacılığındaki yerinizden biraz söz eder misiniz? Hakikaten dünyada taşımacılığın büyük bölümünü elinizde tutuyor musunuz?
Palmali'nin kendine ait 100'ün üzerinde gemisi var. Kiraladıklarımızla 270'e çıkıyor. 2008'de biz 110 milyon ton petrol taşıma hedefi koymuştuk. Şu anda bu rakamı geçtik.
* "Krizin öncü göstergesi taşımacılıktaki endekslerden anlaşılır" deniyor. Ve talep daraldığından birçok denizcilik şirketi zorda olduğunu duyuruyor. Bu sektördeki durum nasıl? Siz etkilenmiyor musunuz?
Genelde Türkiye'deki ve dünyadaki armatörler neden etkileniyor?
Spotta çalıştıklarından... Her zaman kaybediyorlar. Gemisi var ama garantisi yok. Ama bizim gemilerimiz hep yüke göre. Önce yükü bulur, sonra gemi için anlaşırız. Her zaman filomuzu büyütelim, dışarıdan gemi almayalım gibi bir derdimiz de yok. Niye? Çünkü bu krizde herkes biliyor ki ham petrol ihracatı azalacak. OPEC kararını verecek. Rusya azaltmak istiyor. O zaman taşımacılık da azalacak. O zaman da biz elimizden ilk kiralık gemileri çıkartacağız. Ama bugünü soruyorsanız, şu anda öyle bir derdimiz yok. Kriz Palmali'ye tam tersine iyi geldi. Çünkü biz navlunu dolar olarak alıyoruz. Ama gemilere yatırılan paraların neredeyse yüzde 60'ı euro üzerindendir. Şimdi bunlar düştü. Sırf bu yüzden son dört gemide birkaç milyon dolar kârlı bile çıktık. Gemiler ucuza mal oldu. Gemilerin masrafları yüzde 30 azaldı. Petrol fiyatları yüzde 80 aşağı indi. 1200 dolara aldığımız yakıtı şimdi 600 dolara alıyoruz. Palmali olarak biz krizden etkilenmedik, tam tersine güçleniyoruz.
MALİYETLERİ KRİZ DÜŞÜRDÜ
* Peki denizcilikte kriz kimi daha çok etkiledi?
Ben sektörümüzde krizi kabul etmiyorum. Tamam maalesef kuru yük taşımacılığında acınası bir durum var. Ama tanker sahipleri bunu söyleyemez. Petrol taşıyanlar için bir sorun yok. Bir de kriz olarak bakmamak lazım. Bu bir zikzak. Hep yukarı gitmiyor, bazen de aşağı gidiyor. Bu arada güçlü şirketler daha güç lenir, güçsüz şirketler de kaybolur gider. Zaten dünyada her şey o kadar balon olarak şişti ki. Bakkal da gelip gemici oldu. Gemici gidip bakkal oldu. Her şey karıştı. Sektörler karıştı. Enerji sektöründe çalışan arkadaşımız geldi armatör oldu. Bankacı geldi armatör oldu. Bu işi bilmeyenler bu işe girdi. Bir de en büyük yanlışlık Türkiye'de armatörlerin mesela 10 gemileri var. Hepsi aynı tonaj taşıyor. Oysa bizim 3 bin tonluk da, 170 bin tonluk da gemimiz var. Yani yelpaze büyük. Bu çok önemli. Biz ayrıca 5 yaşın üzerindeki gemileri hemen satarız. Gemileri genç tutarız. Yılda 15 gemi gelirse 15 de gider. Biz bu yıl gemi satışlarında da iyi para kazandık.
* Krizden önce mi sattınız?
Evet, hepsini krizden önce sattık. Sattığımız beş yaşındaki geminin parasıyla şu anda 1 yaşında gemi alıyoruz, üstelik elimizde de para kalıyor.
Süt fabrikası satın alacağım
"Azerbaycan'da süt endüstrisindeyiz. Oradaki fabrikanın bütün mühendislerini Türkiye'deki fabrikalardan transfer ettik. Üst yönetim hep Türk. Sistemi orada tamamen oturttuktan sonra, Türkiye'de gıda sektörüne girmek istiyorum. En sıcak baktığım sektör gıda. Hali hazırda bir süt fabrikasını satın alabilirim burada. Zaten durumları iyi değil. Kim satarsa tabii. Asla ortak olmam."
Batan şirketlerle işimiz olmaz!
* Son zamanlarda ortaklık teklifi arttı mı?
Her gün geliyor. Yüzlerce geliyor. Ama Palmali hiç kimseye ortak olmaz. Bir de biz fırsatçı değiliz. Şimdi istesek batan şirketleri satın alırız. Dışarıdan da bankalar bize teklifle geliyor. Çünkü ellerinde gemiler var. Ama biz o işlere girmeyeceğiz. Politikamız şu. Başkasının sırtından para kazanmadık, kazanmayacağız. Ben Kafkas'ım. Bizde 'Başkasının derdinden para kazanmak günahtır' derler. Batan şirketlerle işimiz olmaz. Palmali benim ve öyle kalacak.
* Kriz kazandığınız parayı azaltacak mı?
Hayır, ben öyle görmüyorum. Rakamsal olarak 100 değil, belki artık 50 dolar kazanacağız. Ama o 50 dolar 150 dolar değerinde olacak.
* Sizce dünya ne zaman düze çıkar?
AB'de bankalar düze çıksın diye her ülke para veriyor. 2009'un sonunda düzelme başlar sanıyorum. Ancak balon şirketler batar. İnsanlar borsada oynamaya bir dönem korkar. Çok Türk biliyorum, yurtdışındaki borsalarda oynuyordu. Şimdi hepsi parasın getirecek. Türk'ün parası Türkiye'de kalsın. İşadamları yatırımları durdurmamalı, insanları işten atmamalı.
Cimri insan iki kere öder, gemimi Somali'de bekletmem
Ben Türkiye'de herhangi bir armatörün parasının olmadığına inanmıyorum. Piyasa iki aydır bozuldu. Ne yaptılar paraları? Çok kötü bir şey. Herkes devletten para istiyor!..
* Somalili korsanlardan korkmuyor musunuz?
Hiç korkmuyorum. Her gün oradan iki gemimiz geçiyor. Artık kervan sistemi var. Askeri gemi gidiyor, gemileri götürüyor. Onun için bir bedel ödeniyor. Diyelim bunun için orada gemi üç gün kalıyorsa, günde 50 bin dolar kaybediyorsun. Ama olsun. En azından gemin geçiyor. Şimdi bundan kaçanlar yakalanıyor. Rusların çok güzel lafı var. "Cimri insan iki defa öder." Uyanıklık yapılıyor. Bir tutsa bir tutmasa. Türklerin kafasında var bu. Bir kaçsan ne olacak bakın işte kaçırıyorlar. Allah korusun eğer benim gemimi kaçırsalar hemen parasını verir gemimi kurtarırım.
* Parası yoktur belki gemileri kaçırılan Türk armatörlerin...
Ben Türkiye'de herhangi bir armatörün parasının olmadığına inanmıyorum. Piyasa daha iki ay oldu bozuldu. Son sekiz yıldır kazanıyorlardı. Ne yaptılar paraları. Çok kötü bir şey. Türkiye'de herkes evine gidiyor "Kriz var" diye konuşuyor. Hep negatif düşünmemek lazım. Bir de herkes devletten para istiyor. O da doğru değil. Peki sen para kazandığında devlete para veriyor muydun? Devlet milyonlarca insanın verdiği vergiden veriyor bu parayı. Peki sen bu parayı kazandığında insanlarla paylaşıyor muydun ki şimdi para istiyorsun. Ben karşıyım. Veren devletlerin de taraftarı değilim. İşadamı batmışsa dükkânı kapatsın ve gitsin.
Herkes ağlıyor, katılmıyorum buna
Geçen yıl gemicilikte altın yıl deniyordu...
Biraz da abartıyorlar. Dünyayla kıyaslamak lazım. Yüzde kaçı ki? Tüm Türkiye'nin filosunu toparlasan benim gemilerimin yarısı kadar etmiyor. Tonaj olarak. Maalesef 1 dolar kazanıp "100 dolar kazandım" diye hava atıyorlar, doğru değil. Bir de armatör bile başladı gemi yapıp satmaya. Biz bu işlere hiç girmedik. Hep kendimize yaptık. Dışarı satmıyoruz. Şimdi kriz olunca arkadaşların elindeki gemiler tersanelerinde patladı. Şu da bir gerçek. Şimdi herkes ağlamaya başladı. Ben kesinlikle kabul etmiyorum. Daha önce fazla kazanıyorlardı. Şu anda doğru kazanca geliyorlar. Kâr marjları çok yüksekti. Denizcilik sektörü bu krizden sapasağlam çıkar. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Mutlaka gemileri olması lazım.
Yunanlının filosunu da biz kiralıyoruz
* Navlun fiyatlarını yüksek bulduğunuzu söylediniz, neden?
Ben navlun fiyatlarının tankerlere göre hâlâ da yüksek olduğunu düşünüyorum. Günde 200 bin dolar para kazanılması acayip bir şey. Şimdi artık yatırdığın parayı 10 yıldan önce almak hayal oldu. Doğrusu da bu. Her yatırdığın para yüzde 10 kârla geri dönecek. Yoksa yatırdığı paraya yüzde 35 kâr alıyordu millet. O da bir balondu. Er geç patlayacaktı.
* Ciro rakamınız ne olacak bu yıl?
Şu an tam rakamları söyleyemem. Ama 2007 ile karşılaştırdığımda 2008 yüzde 35 yukardayız. Taşımacılıkta tonaj olarak bir numarayız dünyada. Filo olarak ilk beşe gireriz. Yunanlıların da filosunun çoğunu biz kiralıyoruz. Türkiye için önemli bir markayız yani. Üç yanı denizlerle çevrili ama denizde yeterince güçlü değildi.
Sabah