Gündem


İşte Uğur Cebeci’nin uçak yolcuklarının sıklıkla tartıştığı o soruya yanıtı:

Uçakların temiz su depoları zaman zaman temizlenir ama yine de bu işlem uygun sistemlerle yapılmayınca insan sağlığına zarar verecek birikintiler kalabiliyor. Bu yüzden artık birçok uçakta çaylar, kahveler şişe suları ile yapılıyor. Depoların temizliğine yolcular da çok güvenmiyor. Dişlerinizi bile fırçalarken şişe suyu kullanmanız tavsiye ediliyor.

Uçaklarda musluklardan akan sular temiz mi? Güvenilir mi?

Bu sorunun cevabı ne yazık ki HAYIR.  Elbette bu cevap bütün havayolları şirketlerinin uçaklarını kapsamıyor. Ama hangisinin güvenli olduğunu da bilmeye ve kolayca ayırt etmeye imkân yok.

* Bu yüzden tuvaletlerde dişlerinizi fırçalamak için bile yanınıza bir şişe suyu alın. Havalimanlarında satılan sular genellikle pahalı. Dışarıdan içeri her zaman sıvı sokulamıyor. Ama siz boş bir şişe alıp, pasaporttan geçtikten sonra havalimanlarının bazılarında olan su sebilinden doldurabilirsiniz. Diş fırçalarken de bu suyu kullanabilirsiniz. Ellerinizi yıkadıktan sonra mutlaka dezenfekte eden ıslak mendili de yanınızda bulundurun. Uçaktaki sular nedeniyle kimin başına ne geldiği pek de rapor edilmiş olaylar arasında yer almıyor. İşin izlenme tarafı çok zor.

* Bazı havayolu şirketleri maliyeti düşürmek için temiz su depolarını çamaşır suyu ya da benzeri kimyasal malzemelerle temizliyor. Ama bunda da kalıntı sorunu çıkıyor. Suda kalan çamaşır suyu gibi malzemeler yolcuda ishal ve benzeri sorunlara yol açıyor. Peki doğru temizlik nasıl yapılmalı?

OZON YÖNTEMİ YAYILIYOR

* Havayolu şirketlerinin karşılaştığı zorluklar arasında, uçaklarda güvenli içme suyu sağlamak önemli bir endişe kaynağı. Bir de yolcular arasında uçak sularının temiz olmadığı iddiaları çok yaygın.

* Üç oksijen molekülünden (O3) oluşan bir doğal gaz olan ozon, ticari uçak içme suyu sistemlerinin dezenfeksiyonu ve arıtımı için önemli  bir teknoloji olarak ortaya çıktı.

* Ozon, uçuş sırasında güvenli ve içilebilir su sağlamak için uçak su depolarını ve su sistemlerini dezenfekte etmek amacıyla kullanılıyor. Dezenfeksiyon için ozon  kullanımı, kimyasal çözümler içeren yöntemlerine kıyasla zamandan tasarruf sağlıyor ve sistemde kimyasalların durulanması gerekmediği için su tüketimini azaltıyor.

* Ticari uçaklarda, uçuş sırasında kullanılmak üzere su depolamak için su depolama tankları var. Bu su; içmenin yanı sıra içecek, yiyecek hazırlama, belirli yiyeceklerin yeniden sulandırılması veya soğutulması ve mutfak eşyalarının temizlenmesi, el yıkama, tuvalet sifonu için kullanılıyor.

* Her uçak için uyumlu ozon dezenfekte sistemleri de geliştirildi ve birçok havayolu şirketi bunu uyguluyor. Çünkü uçak depolarında duran su ne kadar sık değişse de dibe çökmeler, depo duvarlarında kirlilik yapışması kolay ve gözle görülür bir temizlik sağlamıyor.

* Ozon dışında da güvenilir sistemler var. Keşke havayolu şirketleri özellikle tuvaletlerdeki lavabolarda ya da galley denilen mutfaklarda akan su musluklarının üzerine depoların hangi sistemle dezenfekte edildiğini yazsalar.

* İnsanın dişini fırçalarken ya da elini yüzünü yıkarken gönlü daha rahat eder gibi geliyor bana. Kendim için söylüyorum çünkü ben bindiğim uçaktaki su dezenfekte sistemini bilmediğim için huysuzlanıyorum.

TAVANDAKİ GİZEMLİ KAPAK

Terminalden uçakların yanaştığı köprülere bakarken bazı uçaklarda kokpit üstünde bir kapak dikkat  çekiyor.  Aslında bu kapak ilk Boeing 747 Jumbo uçağında uygulanmış. Ama şimdilerde ağırlıklı olarak sadece Airbus A350 XWB ve Boeing 787 uçaklarında görülüyor.

Bu tepedeki kapaklar uçuş ekibi için acil kaçış kapağı olarak adlandırılıyor. Uçuş ekibinin yer aldığı kokpit çatısında bulunan kapağın oralara konmasının asıl nedeni kokpitin açılmayan camlarıdır. Ya da pencereleridir.

Çünkü bu iki uçak tipinde dışarıdan kokpite baktığınızda sadece dört parça cam görürsünüz. Oysa diğer uçaklarda bu genellikle altı parçalıdır. Ve kokpitin iki tarafında da içeriden bir kol yardımı ile bu pencerelerden biri arkaya kaydırılarak açılır. Hatta çoğu zaman pilotlar inişten sonra, ya kalkıştan önce köprüde ya da uçağın park edildiği apronda bu pencereleri açarlar. İçeri daha çok temiz hava alırlar. Ama artık A350 ve B787 uçaklarında dört parçalı kokpit camları açılmıyor.  Bir temizlik zorunluluğu doğduğunda içeriden müdahale edilemiyor. Yani bu uçaklarda kokpitten elinde bezle uzanmış cam silen ya da varsa karları temizleyen pilot göremezsiniz. Ayrıca bir ülke havalimanına ilk inişte ya da başka nedenlerle iki camdan dışarı bayrak açılarak selamlama yapılması da mümkün olmuyor. Bayrak ancak tepedeki kapaktan dışarı çıkarılabiliyor. CAMDAN SARKARLAR

* Ama altı parçalı ön camı olan kokpitlerde açılan pencerelerden acil durumlarda pilotlar, aşağı sarkan bir halatla uçağı terk edebiliyorlar. Hatta bazı terör olaylarında da buradan giriş çıkış olduğu görüldü. Birçok uçakta, uçak yerdeyken ya da bir kaza sonrası düştüğünde kokpitin her iki tarafındaki pencereler açılarak tahliye yapılır.

* Bu camlar bildiğimiz camlardan çok farklı. Bunlar 8 hatta 10 cm’den daha kalın ve bazı değişik malzeme katmanlarından oluşuyor. Kolayca kırılmaz. Bu camlarda sadece yüzeysel çatlamalar meydana gelir. O zaman kuralları gereği uçak acil iniş yapar ama bu asla camın dağılabileceği anlamına gelmez. Bu camlar çok ağırdır. Bu yöntem, uçakta iki cam ağırlığının azaltılması dışında camları değiştirme zorunluluğu doğduğunda da kolaylık sağlıyor.

EKİP KAÇIŞ KAPAĞI

* Airbus, 2008 yılında A350’yi yeniden yapılandırıp adını XWB (Xtra Wide Body) olarak değiştirdiğinde, aerodinamik nedenlerle gövdenin üst yarıçapının ve üst kabuğunun şeklini değiştirdi. Ayrıca, altı ön camlı düzeni iyileştirdi ve pilotların görüşünü de iyileştirmek için orta direğin genişliğini en aza indirdi.

* Peki, bir pilot uçaktan kaçmak için kapağı nasıl kullanır? Kapaktan çıkabilmek için içerdeki bir masa benzeri yükseltinin üzerine çıkıp kapağın kolunu  iterek açar ve  dışarı çıkar. Ama elbette yere kadar olan mesafe oldukça uzun. Yolcu kapısı çıkışlarının aksine, şişirilebilir bir kaydırak yok. Kapağın altındaki bir yükseltiye çıkılıyor sonra kapak açılıyor ve kapak altında yer alan tellere bağlanarak uçağın üzerinden aşağı ağır ağır kayarak iniliyor. Bu düzenek pilota ya da tahliye olana zarar vermeyecek malzemeler ile yapılmış. Uygulama hiç de kolay ve hızlı olmuyor.

* Hayat kurtaran bu kapaklar kazalarda kokpit ekibinin tahliyesi ya da bir terör olayında çok amaçlı kullanılıyor.

* Elbette kullanılmaya mecbur kalınmaması her zaman en doğru dilekler arasında yerini alıyor.

patronlardunyasi.com