Toygun ATİLLA
Son 15 günüm satır satır ekonomi yazarlarını okuyarak, finans uzmanlarının, ekonomistlerin görüşlerini izleyerek ve siyasi gündemi takip ederek geçti.
Elbette sadece okuyup izlemedim. Temasta ettim. Hem ekonomi bürokrasiyle hem siyasetçilerle hem de iş dünyasından isimlerle görüştüm.
ŞİFRE ERDOĞAN VE BAHÇELİ'NİN SÖZLERİNDE
Aslında hem geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hem de dün MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin açıklamalarına baktığımızda Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek'e ekonomi politikaları yönünde destek verdiklerini açıkça görüyoruz.
Hatırlayalım,
Ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan
"Ben burada aynıyım. Hazine ve Maliye Bakanımızın atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası'yla atmasını kabullendik"
Ve
Devlet Bahçeli: "MHP'nin faize bakışı değişmedi ama ekonomik istikrar için alınması gereken tedbirler var"
Her iki siyasi lider de geçmişe yönelik faize bakışlarında bir değişiklik olmadığının altını çizerken, Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan'a verdikleri desteklemekten geri durmadı.
EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI
Yaptığım görüşmeler sonunda edindiğim sonuç şu; Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Bahçeli, önümüzdeki süreci bir "Türkiye'nin ekonomik kurtuluş savaşı" olarak görüyorlar.
Bu anlamda da ikna oldukları Mehmet Şimşek'in politikalarına onay veriyorlar.
FAİZLERİN ÇOK FAZLA ARTTIRILACAĞI KONUSUNDAKİ BEKLENTİ DOĞRU DEĞİL
Ancak, bu onay, yarın politika faizlerinin yüzde 20 ve daha üzerine çıkacağı anlamına gelmemeli.
Bilakis, ilk aşamada politika faizlerinin 3-5 puandan fazla yükselmeyeceğini söylemek mümkün.
Elbette bunu yarın göreceğiz.
KADEMELİ ARTIŞ
Ancak
Yarın politika faizlerinin açıklanmasının ardından, bu oranların kademeli şekilde arttırılacağına ilişkin en üst düzeyden açıklamalar yapılacağını ön görüyorum.
TEK ÇARE FAİZLERİN YÜKSELMESİ DEĞİL
Yalnız ekonomistlerin de üzerini çizdiği gibi tek çare sadece faizlerin yükselmesi değil.
Diğer makro ihtiyati tedbirlerin nasıl ve hangi hızda gevşetileceği de ayrı bir konu.
Örneğin 20 Ağustos 2022'de makro ihtiyati tedbirlerle uygulamaya konulan menkul kıymet tesisine yönelik makro ihtiyati tedbirler neticesinde kredi büyümesi ciddi oranda hız kesti.
Yıllık kredi büyümesi yüzde 77'ye geriledi. Daha da önemlisi 4 haftalık ortalama yıllıklandırılmış kredi büyümesi de yüzde 23,9'a geriledi.
BANKACILIK SEKTÖRÜ KREDİ KANALLARININ AÇILMASINI BEKLİYOR
Bankacılık sektörü ise kredi kanalının açılmasının sağlanamadığı bir ortamda tek başına politik faiz oranlarının yükselmesinin önemli olmadığını ifade ediyor. Mevcut uygulamaların devam etmesi durumunda da bankaların kredi vermemeyi devam edeceğini söylemek için ise kâhin olmaya gerek yok.
BÜROKRASİ DE YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR
Piyasalar tarafında dikkatle izlenen bir durum ise Mehmet Şimşek ve Hafize Gaye Erkan'ın ekonomi bürokrasisinde kendi çalışacağı uzmanları getirip getiremeyecekleri sorusu...
Bu durumda iş çevreleri tarafında en az politika faiz oranları kadar yakından takip edildiğini de söyleyelim...
patronlardunyasi.com