Necla DALAN
Faruk Süren, Galatasaray’ın efsane başkanlarından… Onun başkanlığı döneminde Galatasaray ligde dört yıl üst üste şampiyon oldu, UEFA Kupası ve UEFA Süper Kupası'nı kazandı. Kulüp zirvedeyken bir daha başkan adayı olmadı. Ama her zaman camiada sözü dinlenen isimlerden bir olmaya devam etti.
Dün Bodrum’dan İstanbul’a dönerken Faruk Süren ile havalimanında karşılaştık. Son dönemde gerek Galatasaray’da gerek ezeli rakibi Fenerbahçe’de yaşanan gelişmeleri sormak, yorumlarını almak için yanına gittim. Tüm sorularıma samimi yanıtlar verdi.
İşte sorularım ve Faruk Süren’in yanıtları:
“BİZİM ZAMANIMIZDA RAKAMLAR DAHA UFAKTI”
Bizim zamana göre benzer şeyler yaşanıyor ama bizim zamanımızda rakamlar daha ufaktı. 25-30 yıl önceye göre rakamlar çok daha ufaktı. Şimdi aynı oyun devam ediyor, ama biraz daha gelişmiş, daha yayılmış durumda. Çünkü çok ciddi bir endüstri oldu futbol. O zamanlar gördük aslında biz bu durumu realize ettik. Galatasaray’ı daha kurumsal yapıya kavuşturmamız, aynı zamanda işin içine kurumsal disiplini de dahil etmemiz lazım dedik. Ama bazen olmuyor. Olması lazım. Sonuçta hiçbirimiz ülkenin gidişatından daha farklı yöne gidemeyiz. O standartta da gidiyoruz.
NEREDEN GELİYOR BU PARALAR?
Galatasaray sermaye artırımına gitti. Dört misli yaptı. Şimdi 13.5 milyar TL sermaye, çok büyük rakama geldi. Ve bu ödendi, palavrasyon değil. Riva’dan alacağı var, Florya anlaşmasını hasılat paylaşımıyla yaptı. Oradan para geldi. Bankalara borcunu kapattı. Yani Galatasaray iyi gidiyor.
“BEN DE BAŞKAN OLSAM OSIMHEN’E O PARALARI VERİRDİM”
280 milyon euro deniyor. Ben olsam ben de verirdim. Oyunun kuralı bu. Bir kere şu prensibi unutmamak lazım. Son transferini yapıp gelmiş oyuncularla büyük takımlarla rekabet edemeyiz. Onlarla rekabet edecek oyuncular da pahalı. Liverpool ve Arsenal de transfer yapıyor ama onların sadece televizyon yayın hakları 2 milyar pound. Bizim yayın gelirlerimiz bütçemiz içinde payı yüzde 10. Çok komik rakamlar… Dolayısıyla böyle zorluklarımız da var, hak ettiğimiz gelirleri elde edemiyoruz. Mağazacılıkta da daha doğrusu her alanda böyle…
“GALATASARAY İYİ TAKIM KURDU, ŞAMPİYONLAR LİGİ’NDE İLK 8’E KALMALI”
Biz de arkadaşlarla konuşuyoruz limit yok mu diye ama bilmiyorum. Kalktı herhalde… Kendiliğinden su yolunu bulur gibi yolu bulacağız. Emeklerimiz var sonuçta. Özellikle Avrupa’da Şampiyonlar Ligi’nde oynuyoruz biz. Oralardan bir şeyler öğreniriz elbet…
Kolay grup yok. Ona göre takım kuruldu. Benim endişem kaleci alınmadı. Bu kaleciyle olmaz.
“TENKİT EDEN VAR AMA BENCE DURSUN ÖZBEK İYİ YÖNETİYOR”
Memnunum. Herkesin icraat yaparken bazen hataları olabiliyor. Dursun Özbek genelde iyi yönetiyor, faydalı işler yapıyor. Mali açıdan son derece başarılı. Çok tenkit eden de var ama bence çok iyi yönetiyor.
Futbolda şanslıyız. Okan iyi bir teknik direktör, yuvadan yetişti. İyi bir takım kuruldu. Şimdi bunun karşılığının alınması ve Şampiyonlar Ligi’nde ilk 8’e kalınması lazım.
“HER PARAYI VERENİN REKLAMINI YAPMAMAK GEREKİYOR”
Sponsorlukları artırmak için çok çalışıyorlar ama biraz daha iyi denetlemek lazım. Her parayı verenin reklamını yapmamak lazım. Kulüp içinde bir mekanizma var ama çalışmıyor demek ki… Daha sıkı incelemek lazım.
“MOURINHO İŞİNİ İYİ BİLİYOR, İSTEDİĞİ BUYDU”
Ali Koç ilk seçildiğinde biz çok ümitlendik. Çünkü futbola bir kurumsal disiplin anlayışı getirebileceğini düşündük. Ama maalesef o da kale arkasına gitti. O düşünceyle hareket ediyor. Şimdi Mourinho ile anlaşmayı sonlandırdı. Mourinho da zaten onu istiyordu. İşi çok iyi biliyor. Sonunda öyle bir hale getiriyor ki yeter diyorsun. Şimdi vaziyet ne olur, kimi getirir bilmiyorum… Bence Fenerbahçe iyi bir takım ve rekabetin olması lazım. Ama geçen sene bütün sezon yapı var, yapı geldi, yapı gitti…
“BAŞARISIZLIĞI BAŞKA YERLERE ATTIĞIN ZAMAN DÜZELME ŞANSIN YOK, YAPI VAR DEMEK YANLIŞ”
Sen bana ne kadar örnek verirsen lehimize yapıldığına dair ben de sana o kadar Fenerbahçe lehine örnek veririm. Öyle bir şey yok. Ama başarısızlığı başka yerlere attığın zaman düzelme şansın yok. Başarısızlığı analiz edip biz burada yanlış yaptık deyip düzeltmek yerine yapı var demek yanlış.
“EN ZENGİN, EN ETKİLİ İSİMLER FENERBAHÇELİ AMA BASİT ŞEYLERLE VAKİT KAYBEDİYORLAR”
Ali Koç seçilir. Sadettin Saran’ı tanırım. Son derece başarılı, genç bir arkadaş. Sporcu, sporu biliyor. İyi Fenerbahçeli. Ama Ali Koç’un dünya çapında bilinirliği, ekonomik gücü ibreyi onun lehine gösteriyor.
Ben şunu merak ediyorum. İstanbul’da ilk 20 milyarderin 13’ü Fenerbahçeli. Bunların 8’i fiilen görev yapmış Fenerbahçe’de… Yani bu kadar ekonomik ve sosyal açıdan güçlü bir topluluk böyle basit şeylerle vakit kaybediyor? Hepsi çok başarılı, sempatik, saygın insanlar. Dün para kazanmış insanlar değiller. Daha ne olsun? Benim için muamma bu… Bu kadar etkili, yetkili, tuttukları her işte başarılı insanlar Fenerbahçe’de anlaşamıyor. Anlaşamıyorlar herhalde…
“LİGİMİZİN KALİTESİ ÇOK DÜŞÜK, İYİ LİG İÇİN HAKEMLER ÇOK ÖNEMLİ”
Çok düşük… Bir kere en önemli konu futbol oynayabilmek için saha… Sahanın düzgün olması lazım. Bu da para meselesidir. 1 milyona da yapılıyor 200 bine de… 200 bine yapılanı tercih ediyor 1 milyona yapacağını… Bu çok önemli bir konu. Yetenekli oyuncular bu sahalarda oynayamaz.
Bir diğer konu çalışma metotları. Yabancı liglerde hızlı oynuyorlar, biz hızlı oynayamıyoruz.
Bence İngiltere ligi en iyi lig. İyi lig için de hakem önemli. Eskiden bizim de iyi hakemlerimiz vardı, FIFA kokartlıydılar. Sonra bir şeyler oldu, bazı hakemler ayrıldı, başkaları geldi. Federasyonda bir karışıklık oldu. Hakemleri ciddi eğitmek lazım. İngiltere’deki hakemleri alın bizimkileri alın, bizimkilerin verdiği faullere bakın onların verdiği faullere bakın. Veya verilmeyenleri farkı görürsünüz. Hakemler topu almak için yapılan fiziksel hareketi ayırabiliyor. Çünkü onları öyle yetiştiriyorlar. Fransa’da, Almanya’da da çok iyi hakemler var. Eğitim sistemi nasılsa onu yapmalı. Bizde işlerine gelmiyor herhalde eğitim…
patronlardunyasi.com