Gündem


Prof. Dr. Selim Badur, yeni tip koronavirüse karşı dünya genelinde başlatılan eve kapanma uygulamasının 2021 yılının sonuna kadar aralıklarla devam edebileceğine dair bir rapor açıklandığını söyledi.

Açık Radyo'da yapılan Korona Günleri program serisinde konuşan Badur, İngiltere'deki Imperial College tarafından matematiksel bir model üzerinden hesaplamalar yapıldığını ve hazırlanan raporda bu verilerden yola çıkarak koronavirüs (Covid-19) salgınına karşı alınan eve kapanma önleminin 2021 yılının sonuna kadar aralıklarla devam edebileceği sonucuna ulaşıldığını söyledi.

Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Selim Badur, yeni tip koronavirüse karşı alınan tedbirler arasında yer alan eve kapanma uygulamasının, sadece salgının insanlara bulaşmasını engellemek ve sağlık sisteminin çökmesine engel olmak amacıyla yapıldığını, bu uygulamanın insanlarda bir bağışıklık gelişmesine yönelik etkisi bulunmadığına dikkati çekti.


İngiltere'de bulunan Imperial College tarafından Covid-19 üzerine hazırlanan 9 numaralı raporla, eve kapanmaların aralıklarla devam edeceğinin belirtildiğini dile getiren Badur, “Matemetiksel bir model ile hazırlanan bu rapor ile biriken vakalar ve tibbi yardım gerektiren komplike vakaların, sağlık sistemini tehdit altında tutmayacak bir düzeye inmesine bağlı olarak, eve kapanma uygulamalarının 2021 yılının kasım ayına kadar devam edeceği saptandı” dedi.

“HERKESE TEST YAPMAK DOĞRU DEĞİL”

Türkiye'de tartışılan test konusuna değinen Badur, herkese test yapılmasının doğru olmadığını çünkü negatif çıkan testin birkaç gün sonra pozitif çıkabileceğini bu nedenle de testlerin bilimsel bir yaklaşımla yapılması gerektiğini ifade etti. Badur, “Hastalığın semptomlarını gösterenlere test yapmanız lazım. Bugün saptanan bir pozitif hastanın çevresindekilere test yapabilirsek bu en doğru yaklaşım olur” dedi.

DSÖ'DEN KORONAVİRÜS 'HURAFELERİ' İÇİN RAPOR

Türkiye'de bazı gıdaların koronavirüse iyi geldiği söylentilerine de değinen Badur, Dünya Sağlık Örgütü'nün bu konuya ilişkin bir rapor hazırladığını ve sanıldığının aksine tuzlu su, soğan, sarımsak, sivrisinek ısırması gibi etkenlerin virüsle ilgili bir etkisi olmadığının ortaya konduğunu söyledi. Aynı raporda havaların ısınması ile birlikte salgının da azalacağına yönelik söylemlere de değinildiğini belirten Badur, “Raporda havalar ısınınca enfeksiyonların görülmesi azalır mı sorusuna yönelik herhangi bir bulgu olmadığını aynı şekilde kar ve soğuğun da etkili olmayacağını belirtiyorlar” dedi.

GÜNEY KORE'NİN SALGINLA MÜCADELEDEKİ BAŞARISI VE AVRUPA ÖRNEĞİ


Çin ve G. Kore'nin salgınla mücadeledeki başarısının bir umut olduğunu dile getiren Badur, “Ama unutmayalım ki solunum enfeksiyonlarında ikinci dalga geldiğinde daha ölümcül olabilir. İkinci dalganın ne zaman nasıl geleceği bilinmez” dedi.  Badur, Güney Kore'nin salgınla mücadeledeki başarısının hastaları kendi içinde ayırması ve bunlara farklı  yaklaşımlar geliştirilmesi olduğunu söyledi. Badur, G. Kore'de hastaların 4'e ayrıldığını, birinci grupta temaslı ama semptom göstermeyen, ikinci grupta hafif vakalar, diğerlerinin de ağır ve kritik vakalar şeklinde olduğunu söyledi.

Koronavirüse karşı uyguladığı serbest dolaşım politikası nedeniyle salgından en çok etkilenen ülkeler arasında bulunan İngiltere'nin virüsle mücadelesini de takip ettiğini ifade eden Badur, acil olmayan ameliyatların 3 ay ertelendiğini ve tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin erken mezun edilmesine yönelik karar alındığını söyledi. Badur Fransa'da da maske krizi yaşandığını, Fransa Sağlık Bakanlığı'nın kısa süre önce maske için ayrılan bütçeyi kıstığını belirterek bu konudaki yetersizliğin hükümette tepkiye neden olduğunu ifade etti. Badur ayrıca Fransa'da yapılan bir kamuoyu araştırmasının insanların gelecekteki günlerin daha kötü olacağını düşündüğünü ortaya çıkardığını da sözlerine ekledi. (T24)