Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ile İsrail arasında yeni bir barış sürecinin başlaması halinde Türkiye olarak üzerlerine düşen görevi yapacaklarını belirterek, "Biz yine buna varız, yine koştururuz, adil bir neticenin alınmasını da isteriz" dedi.
Başbakan Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, heyetler arası görüşmeler öncesinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bir araya geldi.
Esad ve Erdoğan daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Beşar Esad'a "saygıdeğer Cumhurbaşkanı kardeşim" diyerek hitap eden Erdoğan, Suriye ile tarihi bir süreci başlattıklarını ifade ederek, iki ülke arasında 51 mutabakat metninin imzalandığını belirtti.
İki ülke arasında bölgeye ve dünyaya örnek olacak ilişkilerin gelecekte daha da güçlenerek devam edeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Suriye, bizim Orta Doğu'ya açılan kapımız ve ikinci evimizdir. Türkiye de Suriye'nin Avrupa'ya açılan kapısı ve ikinci evidir" dedi.
Erdoğan, Suriye ve Türkiye arasındaki tarihi ve kültürel yakınlığın, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi ile teyit edildiğini, imzalanan anlaşmalar çerçevesinde 10 Türk bakanı ve Suriyeli bakanların katıldığı toplantılarla adeta "iki ülke tek kabine toplantısının gerçekleştirildiğini" anlattı.
"GAP'IN BİR DİĞER KATKISI ORTA DOĞU BARIŞINA OLACAKTIR"
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Projesini (GAP) yürüttüğünü hatırlatarak, proje kapsamında Suriye'nin kuzey illerinde ortak adımlar atılabileceğine inandığını dile getirdi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde çok büyük bir yatırım sürecinin başladığını ve yatırımların 2013 yılına kadar 25 milyar doları bulacağını anlatan Erdoğan, "Bütün bunların bir diğer kazancı da Orta Doğu barışına katkısı olacaktır" dedi.
Erdoğan, bugünün Gazze için de bir yıl dönümü olduğuna işaret ederek, Gazze'ye insanı yardım götüren konvoyun Türkiye ve Suriye'den sonra Ürdün'den geçerek Gazze'ye ulaşacağını söyledi.
SORULAR
Erdoğan ve Esad, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Erdoğan, Suriyeli bir gazetecinin sorusu üzerine, "Türkiye'nin bölgesel olarak yapacağı çalışmaların İsrail'in tavrıyla ilintili olmadığını" belirterek, şöyle konuştu:
"İkili olarak Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi oluşturduk. İkili olarak kendi aramızda bu çalışmalarımızı yapabiliriz buna mani bir hal yoktur. Yeter ki birbirimize inanalım, güvenelim. Bunun önünü kimse kesemez. Nitekim 350 milyon dolardan başladık, 2 milyar dolara geldik, inşallah ekonomik ilişkilerimiz 5 milyar dolara çıkabilir. Siyasi, ekonomik, kültürel, eğitim her türlü alanda bu çalışmalarımızı yapabiliriz, buna mani bir hal yok."
"İLLA ARA BULUCU OLACAĞIZ' DİYEMEYİZ"
Suriye-İsrail arasındaki ara buluculuk konusunda İsrail'in tutumunda bir değişiklik görüp görmediğinin, doğrudan olmayan görüşmelere Türkiye'nin ara bulucu olarak katılıp katılamayacağının sorulması üzerine de Erdoğan, şunları söyledi:
"Durumdan vazife çıkaramayız. Türkiye'nin dolaylı ara buluculuğuna Suriyeli kardeşlerimiz 'evet' diyor, ama İsrail tarafı da 'evet' derse biz buna hazırız. İsrail 'Erdoğan taraftır, biz Türkiye'nin ara buluculuğuna olumlu bakmıyoruz' diyor. Biz kalkıp da 'illa ara bulucu olacağız' diyemeyiz. İsrail adres de gösterdi, Sarkozy'i ifade etti. Bu konuda da değerli kardeşim Sayın Esad'ın yaptığı açıklamadan dolayı kendilerine minnettarız, kendilerinin Sarkozy'inin ara buluculuğuna sıcak bakmadığını biliyoruz, dinledik, duyduk. Burada bir süreç şu anda çalışıyor. Türkiye'ye bir görev düşerse biz yine hazırız. Türkiye'de 5 raund çalışmalar yürüdü, son rauntta İsrail Başbakanı benim resmi konutumda 5 saat çalıştı ve değerli kardeşimle telefonla irtibat halinde olduk. Şu anda Dışişleri Bakanım Sayın Davutoğlu aynı şekilde o akşam telefonla bir mekik diplomasisi oluşturdu, ama Cuma günü bir iki kelimede sıkıntımız vardı. 'Cuma günü bunların üzerinde tekrar görüşelim' dendi, fakat Cuma gününün sonu gelmedi, Cumartesi günü Gazze'ye bombalar yağmaya başladı. Orada koptu. Kimde suç? Barış yanlısı kim, barış karşıtı kim? Biz bunu söyledik diye taraf olduk. Temenni ederiz ki yanlışlarını anlarlar, yeni bir barış süreci için adım atılırsa, bize de görev düşerse biz yine buna varız, yine koştururuz, adil bir neticenin alınmasını da isteriz."