Aktüel


Ertuğrul ÖZKÖK

RAHMİ KOÇ ÖDÜL TÖRENİNDE BİR “ORANGE” KRAVAT OLAYI 

Önceki akşam Kuruçeşme Divan’da yine çok güzel bir Koç ödül törenini izledik.
Bu defa “Koç Üniversitesi Rahmi Koç Bilim Madalyası” töreniydi.
Bu yazının başlıkları şöyle de olabilirdi:

“Niye bazı insanlar pazara sabah, bazıları akşamüzeri gider sorusuna cevap arayan ekonomiste ödül…”

Veya 

“Avrupa tarihinin en büyük ekonomik cinayetinin perde arkası…”

İkisi de ödül gecesinde ne kadar ilginç hikayelere tanık olduğumu anlatan başlıklardı.
Ama ben törende tanık olduğun bir “Orange kravat” sohbetiyle başlayacağım.

BU YIL BİZE ÇOK İLGİNÇ OLAYLAR ANLATAN BİR BİLİMİNSANINA MADALYA

Koç Ailesi'nin ödüllerinin en taktir edilecek yanı, çok iyi jüriler oluşturmaları ve ödüllerin değerli, ilginç bilim ve sanat insanlarına gitmesi.
Aynı şeyi Aydın Doğan Ödülleri için de söyleyebilirim.
Bu defa da ödül beni çok etkileyen bir ekonomiste verildi.
Chicago Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof Dr. Ufuk Akçiğit… 

KAPIDA KARŞILAŞTIĞIM İŞ İNSANI TURUNCU KRAVATINI GÖSTERDİ VE...

Törenin yapılacağı salona girerken kapıda Türkiye’nin en tanınmış iş insanlarından biriyle karşılaştım.
Ülker Grubu'nun önde gelen ismi Murat Ülker yanında oğlu Yahya Ülker’le salona giriyordu.
İki dakika sonra Rahmi Koç da yanımıza geldi.
Onun yanında ilginç bir konu açıldı.
Murat Ülker’i iyi tanırım.
Onu pek kravatla görmezdim. 
Kravatına baktığımı görünce eliyle bana doğru çekerek “Rengine bak” dedi.

KAVUNUÇİ DEĞİL ORANGE KRAVAT

Kavuniçi bir kravattı.
Yani iddialı bir renk. 
Kavuniçi değil ‘Orange’ kravat” dedi.
Pek anlayamamış bir ifadeyle baktığımı anlayınca devam etti:

“Kadına şiddet uygulanmasına karşı mücadelenin rengi… Dün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü'ydü, onun için taktım…”

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE GÜNÜ'NDE KURUMSAL BİR MESAJ

Sahibi oldukları Pladis ve Yıldız gruplarında kadın çalışanların sayısı ve hakları konusunda yapılanları yakından izlediğim için iyi biliyordum.
Hatta Sabri Ülker Vakfı Genel Müdürü Begüm Mutuş’un Birleşmiş Milletler’de bu konuda yaptığı bir sunumu da izlemiştim.
Ödül törenine böyle bir mesajla girmek hoşuma gitti.
Murat Ülker’le Fenerbahçe de konuştuk ama onu birazdan anlatacağım.
Çünkü törende Prof. Akçiğit’ten çok ilginç ve mükemmel bir sunum izledik.

EKONOMİDE İLK İLGİMİ ÇEKEN ŞEY TAVUK ŞEKLİNDE BİR YUMURTALIKTI

İlk cümlesi şu oldu:

“Ekonomiyle ilgim tavuk şeklinde bir yumurtalıkla başladı…”

Daha okul sıralarındayken güzel bir iş yapmış ve kendisine ödül olarak para yerine, tavuk şeklinde porselen bir yumurtalık verilmiş.
İlk olarak bunun anlamı üzerinde düşünmeye başladım” diyor.
Babası Almanya’da işçiymiş. Ama o 5 yaşındayken oğlu Türkiye’de okusun diye dönmüş.

İLK İNCELEMEM: BAZILARI PAZARA NİYE SABAH DEĞİL AKŞAM ÜZERİ GİDER

“Babam hafta sonları beni pazara götürürdü. İlk gözlemlerimi orada yaptım. Bazı insanlar pazar alışverişine sabah saatlerinde geliyordu, bazıları ise öğle bazıları ise akşamüzeri. Bu bir ekonomik davranış biçimiydi ve nedenini araştırdım. Sonradan gördüm ki dışardaki hayatta da davranışlar farklı değil.”

BEYAZ SARAY DANIŞMANLIĞINA GİDEN YOL O PAZARDA BAŞLADI

İşte oradan başlayıp, bugün Chicago Üniversitesi’nde öğretim üyeliği, Almanya ve birçok ülke için büyük çaplı araştırmalar ve sonunda Beyaz Saray danışmanlığına kadar giden inanılmaz bir bilim kariyeri yapmış.
Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Sitti çok mutluydu.
Çünkü ödül alan bilim insanı Koç Üniversitesi mezunuydu.

EKRANDA BİZİ ÇOK İLGİLENDİREN BİR ORTA GELİR GRAFİĞİ

Prof. Ufuk Akçiğit, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren çok ilginç bir sunum yaptı.
Ana konusu “Orta gelir tuzağı"ydı...
Aslında epeydir bilinen bir konu. Ama onu birçok ülkeden öyle sağlam verilerle destekliyor ki, bugün içinde bulunduğumuz krizi çok daha iyi anlıyorsunuz.
1970 yılından itibaren orta gelir grubuna giren ülkeleri incelemiş.
Bu ülkeler arasında özellikle dördünü anlattı.
Türkiye, Güney Kore, Polonya ve Şili…

1970 İLE 2006 ARASINDA 36 YIL ORTA GELİR ÜLKESİ OLARAK KALMIŞIZ

Ekrandaki grafik çok çarpıcı.
Türkiye ve bazı ülkeler 1970 ile 2006 yılları arasında, orta gelir çizgisini hiç yükseltememiş. Yani orta gelir grubuna geçmişler ama orada kalmışlar.
Ancak bu yıllarda Güney Kore, Şili ve Polonya yukarı doğru tırmanmış.

2018 YILINDAN SONRA GELİRİMİZ NİYE ARTMADI HATTA DÜŞTÜ?

Türkiye 2006 ile 2014 yılları arasında hafif yükselişe geçmiş.
Ancak 2014’ten sonra bu yükseliş durmuş ve aynı çizgide devam etmeye başlamış.
Ve;
2018 yılından sonra yine hafif aşağı doğru gitmeye başlamış.

ÖZGÜRLEŞMEYEN VE TEKNOLOJİYE YATIRIM YAPMAYAN ÜLKE YERİNDE SAYIYOR 

Peki neden?
Çünkü orta gelir ülkeleri altyapılarını tamamladıktan sonra iki şeye ihtiyaçları var.
Teknolojiye yatırım…
Ve özgürlükler…
Hiç yorum yapmadan dinledim.

NETFLİX’TE SEYRETTİĞİM BİR BELGESELİN PERDE ARKASINI TÖRENDE ÖĞRENDİM

Bu arada özelleştirmelerle ilgili, epeydir merak ettiğim bir olayın perde arkasını anlattı.
Bundan iki yıl kadar önce Netflix’te bir belgesel drama izlemiştim.
1990’da Almanya’da yaşanan bir cinayetle ilgiliydi…

1 NİSAN 1991 GECESİ EVİNDE ÖLDÜRÜLEN ÖZELLEŞTİRME PATRONU

1 Nisan 1991 gecesi dünya ekonomi tarihinin en şok edici cinayetlerinden biri yaşandı.
İki Almanya’nın birleşmesinden sonra Doğu Almanya’daki tesislerin özelleştirmesini yapan “Treuhandstalt’ın başkanı Detlev Karsten evine dışardan açılan bir ateşle öldürüldü.
Cinayeti sol terörist örgüt “Kızıl Ordu Fraksiyonu” üslendi.

4 MİLYON ÇALIŞANI İLGİLENDİREN BİR PATRON CİNAYETİ HİKÂYESİ

Özelleştirme idaresi 8500’den fazla devlet şirketinin arazi ve varlıklarını satma operasyonunu yürütüyordu.
Bu şirketler 4 milyondan fazla insan çalışıyordu.
Modern Avrupa tarihinin en büyük özelleştirme operasyonuydu.
Aslında öldürülen Detlev Karsten’in politikası, bu şirketlerin tamamen satılıp kapatılmasından çok, mümkün olduğunca reorganizasyonu ve istihdamı koruma şeklindeydi.

İŞÇİLERİ KORUMAK İSTEYEN ADAMI SOL ÖRGÜT ÖLDÜRDÜ

Yani çalışan insanların işini kaybetmesini istemiyordu.
Ama kaderin cilvesine bakın ki, onu sol olduğunu iddia eden bir terör örgütü öldürmüştü.
Prof. Ufuk Akçiğit ve ekibi, Almanya hükümetinin de arzusuyla işte bu özelleştirme olayını ve sonuçlarını incelemiş.
Bunun için yüzbinlerce sayfa belge, rakam, hesap incelenmiş.
Ölümünden sonra politika tamamen değişmiş ve özelleştirme şirketlerin satılması, kapatılması ile sonuçlanmış.
Çok sayıda işçi işini kaybetmiş. 

TAM BİR ‘CSI BERLİN’ FİLMİ GİBİ ANLATTI

Akçiğit ve ekibinin çalışması, bu cinayet sonrasında özelleştirmenin nereye doğru gittiğini çok çarpıcı bilgilerle ortaya çıkarmış.
Sunumunu bir “Olay yeri inceleme” vakası gibi dikkatle dinledim.
Bir cinayetin, 'Modern Avrupa' tarihinin en büyük özelleştirme sürecini nasıl altüst ettiğini o kadar heyecan verici biçimde anlattı ki…
Size bir iki cümleyle özetlemek isterdim ama hiç kolay olmazdı.
O nedenle sadece buraya kadar ki bölümünü anlatıyorum.
Umarım konuşmanın o bölümü “Bir özelleştirme cinayetinin anatomisi” olarak yayınlanır.

VEFA DUYGUSUNU BÖYLESİNE GÜZEL İFADE EDEN ÇOK AZ İNSAN GÖRDÜM

Törenden sonra verilen yemekte davetliler arasında dolaştım.
Bu arada ödülü alan Prof. Akçiğit’le bir süre sohbet ettik.
Ankara Anadolu Lisesi’nde okumuş.
Çocukluğundan itibaren kendisine yardımcı olan insanlara duyduğu şükranı ve sevgiyi öylesine güzel ve samimi bir dille anlatıyor ki…
Vefa duygusunu içinde böyle taşıyan insanlara olan saygım daha da büyüyor.
Divan’ın hazırladığı yemekler her zamanki gibi çok güzeldi.
Ama ben de ayakta yemek yiyemediğim ve sıra bekleyemediğim için yine aç döndüm eve.

KOÇ GURUBU GELECEK YIL 100’ÜNCÜ YILINI KUTLAMAYA HAZIRLANIYOR

Koç Gurubu'nun yeni Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Direktörü Burçin Girit’le de bir süre sohbet ettik.
Irak Savaşı sırasında gözüpek çok iyi bir gazeteciydi.
Koç Grubu gelecek yıl 100’üncü kuruluşunu anmaya hazırlanıyormuş.
Bunun için çalışmalar başlamış.
Neler yapıldığını söylemedi.
Merakla bekliyorum. 
Çünkü bu aynı zamanda Cumhuriyet’in ekonomi tarihi olacak.

KOÇ DAVETLERİNDE ARTIK BİR KUŞAK DEĞİŞİMİ GÖZLÜYORUM

Koç davetlerinde artık çok belirgin bir kuşak değişimi var.
Eski davetlerden tanıdığımız o ünlü iş insanları giderek azalıyor.
O kuşaktan görebildiğim iş insanlarından biri Aydın Doğan’dı. 
Siyasetçilerden Hüsamettin Özkan ve İlhan Kesici’yi gördüm.
Rastladığım gazetecilere gelince…
Oksijen’deki yazılarını ilgiyle okuduğum Sedat Ergin, 10 Haber’den İsmet Berkan, Cumhuriyet’in yıllardır izlediğim bilim ve siyaset yazarı Orhan Bursalı, Cumhuriyet yazarı Özlem Yüzak, Patronlar Dünyası’ndan Elif Yıldız Harmankaya…

PORSELENDEN YAPILMIŞ ÜLKER ARENA MAKETİ  

Biraz da Fenerbahçe kulisi…
Geçen gün Kafa TV Youtube kanalında, Fenerbahçe Basketbol takımının oynadığı Ülker Arena ile ilgili bir belgeselin tanıtımını  gördüm.
Bu arena Aziz Yıldırım vizyonunun eserlerinden biridir.
Yapımında en büyük finansal pay da Ülker Gurubu'nundur.
Murat Ülker ve Aziz Yıldırım şimdi o arenanın hikayesini anlatıyor.
Ayrıca Fenerbahçe stadının da hikayesi anlatılacakmış.

ÜLKER ARENA’NIN PORSELEN MAKETİNE FENERBAHÇELİ TORUNUM EL KOYDU 

Stadın porselenden yapılmış bir küçük maketi var.
Bana da göndermişler ama, Genç Fenerbahçe 1907 yönetim kurulu üyesi torunum Zeynep Saatçi hemen el koydu.
Fenerbahçe sponsorlar bakımından şanslı bir kulüp.
Aziz Yıldırım’ın yanında Murat Ülker’in büyük emeği geçti.
Ali Koç büyük katkılar yaptı kulübe.
Şimdi stadın sponsorluk vardiyası bir başka Fenerbahçeli patron Hamdi Ulukaya’da.
Bu yılki Rahmi Koç Madalyası törenine ait gözlemlerim bunlardı.  

patronlardunyasi.com