İşte Başaranlar


Politikacıların tercih ettiği kıyafetler kesinlikle siyasi çizgilerini ve karakterlerini yansıtmalıdır. Yanlış kıyafet seçimi, yanlış politik duruş demektir; politikacıların tabanları ile olan bağlarını zayıflatır ve bu da politik itibar ve oy kaybı demektir.

Bülent Ecevit bütün politik hayatı boyunca, işçi sınıfının haklarını savundu, sol çizgiyi benimsedi. Mavi gömlek kendisiyle o derece özdeşleşti ki, gömlek literatürüne "Ecevit mavisi" diye bir kavram girdi. Bu seçim çok doğru bir seçimdi, çünkü mavi gömlek mavi yakalı diye tabir edilen işçi sınıfını temsil ediyordu. (Eskiden sadece iki renk gömlek üretilirdi: Beyaz ve mavi. Kolay kirlenen beyaz gömlek tercih edenler masa başı iş yapanlardı, fiziksel güç gerektiren işlerde çalışanlar ise nispeten daha zor kirlenen mavi gömlek tercih ediyorlardı. Böylece çalışanların gömlek renginden hangi sınıfa ait olduğu anlaşılırdı. Çalışanların ait oldukları sınıflar zamanla beyaz yakalı ve mavi yakalı olarak nitelendirilirdi.)

Ecevit, Anadolu’da çiftçiler arasında yaygın olarak kullanılan kasketini de başından hiç çıkarmadı. Böylece hem işçi sınıfına, hem de çiftçilere onlardan biri olduğu mesajını veriyordu.
Sağ çizgideki partilerin başında ülkeyi yönetmiş Süleyman Demirel’in de fötr şapkası çok meşhurdu. İktidar ve güç ile özdeşleşen fötr şapkalar, “Baba” filminde babaların vazgeçilmez aksesuarı idi. Güç ve iktidarı başbakan ve cumhurbaşkanı olarak defalarca elinde bulunduran “Baba” lakaplı Demirel’in de fötr şapkayı başından çıkarmaması belki bilinçli bir seçimdi ve bilinçaltında seçmenlere şu politik mesajı veriyordu: "Ben güç ve iktidarın odağıyım."

Necmettin Erbakan başbakan olduğu dönemde birçok aykırı yıldızın favorisi Versace kıyafetlerini tercih ediyordu. Kravat deseni olarak Yunan mitoloji motiflerinin kullanıldığı Versace kravatları takması muhafazakar seçmenleri ile olan bağlarını zayıflatan bir unsurdu. Erbakan kıyafetleri taşımıyordu, kıyafetler onu taşıyordu. Seçmiş olduğu kıyafetler onun yaşam biçimini ve dünya görüşünü yansıtmıyordu. Kısacası "Never let your clothes speak out for yourself, you speak for yourself" (kıyafetiniz sizin için konuşmasın, siz kendinizi ifade edin) giyim felsefesini ihlal ediyordu. Bu yanlış kıyafet seçiminin ona vaktiyle çok oy ve politik itibar kaybettirdiği kesin.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise istese dünyanın en pahalı takım elbiselerini giyebilir. Ancak o, bir orta sınıf markası olan Ramsey’in takım elbiselerini tercih ediyor. Son derece isabetli bir seçim. Bu şekilde tabanına şu politik mesajı veriyor: “Ben hâlâ içinizden biriyim, değişmedim”. "Never let your clothes speak out for yourself, you speak for yourself" giyim felsefesini yansıtıyor. Kıyafetler Erdoğan’ı taşımıyor, kendisi kıyafetleri taşıyor.

Kaya Gökalp/Referans