Medya


Bu hafta ESKADER'in düzenlediği Timaş Kitap Kahve'deki Bab-ı âlî Sohbetleri'nde, yakın zamanda hayatını kaybeden Türkiye gazetesinin değerli yazarları Mehmet Oruç ve Enver Durmuş yâd edildiler.
Yaklaşık on gün önce hayatlarını kaybeden gazeteci yazarlar Mehmet Oruç ve Enver Durmuş Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneği (ESKADER) tarafından düzenlenen “Bâb-ı âlî Sohbetleri”nde anıldılar.

MEHMET NURİ YARDIM'IN SÖZLERİ

Kalabalık bir dinleyici kitlesinin takip ettiği toplantının açılış konuşmasında ESKADER Başkanı Mehmet Nuri Yardım söz aldı.

Yardım, “Mesleklerine bağlı, milli ve yerli hassasiyetleri taşıyan iki değerli gazeteci yazarı vefatlarından kısa bir süre sonra burada hatırlıyor ve anıyoruz. Onlar yazılarıyla, haberleriyle, eserleriyle kültürümüze büyük katkılarda bulundular. Her ikisi de sağlam birer münevverdi ve topluma iyilik mesajlarını verdiler. Kendilerine Allah'tan rahmet diliyoruz.” dedi. Yardım, konuşmasının ardından Hüdâvendigâr Onur'a söz verdi.

HÜDÂVENDİGÂR ONUR

Hüdavendigâr Onur, Mehmet Oruç hakkında “Çok sevecen, dindar, halim selim, yardımsever ve dinî konulara ehemmiyet gösteren, bu konuda yazan
birisiydi. Gazetede Sohbetler diye bir köşesi vardı. Enver Durmuş da aynı şekilde çok sevecen, iyi niyetli, halimselim bir muhabir ve yazardı. Her ikisi de Türkiye gazetesinde yazdılar.

KÂMURAN ABACIOĞLU
MESAİ ARKADAŞLARI HÜZÜNLENDİ
Daha sonra söz alan gazeteci yazar Kâmuran Abacıoğlu, mesai arkadaşı Enver Durmuş hakkında duygulu bir şekilde konuştu. Abacıoğlu sözlerini şöyle dile getirdi:

“Ben Tercüman gazetesinde muhabirken bir gün gazeteye geldi ve orada tanışma imkanımız oldu. Kendisi benden daha önce Türkiye gazetesine geçti. Ardından ben de geçtim. Enver Durmuş ilginç haberleri sever, sağlık hakkında çoğunluk olmak üzere haberler yapardı. Bundan dolayı hastalar kendisini arar sorar ve doktorlar hakkında bilgi alırlardı. Bir özelliği de masasının üzerinde Kuran-ı Kerim mealinin bulunması ve boş vakitlerinde Türkçe olarak bunu okuması bizlere anlatması ve üstünde düşündürmesi idi. Bu âdeta bir

manevi tedavi olurdu bizim için. Çok esprili, canlı ve girişken bir yapısı vardı. Kendisi ile on yıl kadar birlikte çalıştık namaza aşırı önem veren bir insandı. Allah rahmet etsin.” diyerek sözlerini tamamladı.

ŞEREF ÖZATA

Enver Durmuş'un en yakın arkadaşlarından Şeref Özata ise “Uzun yıllar birlikte çalıştık. İlk tanışmamız biraz tartışmalı olmuştu. O yıllarda Milli Gazete'de çalışıyordum. Daha sonraları çok sıkı dost olduk. Kısmet oldu ve 1984 yılında Türkiye gazetesine geçtim, Enver'le çalışmaya başladık. Habersiz olarak aramızdan gitmesi bizi çok üzdü. 2002 yılında beyin kanaması geçiren arkadaşımız düzeldi ve yanımızda bugüne dek yer almaya devam etti. Allah rahmet etsin.” diyerek sözlerine son verdi.

BAŞBAKANLA SOHBET

Şeref Özata; Enver Durmuş'un Başbakanla bir anısını anlattı. İlgi çeken bu hâtıra şöyle:
“2002-2004 yılları arasında bir gün TRT Genel Müdürlüğü'ne talip olmak için Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı arar. Kendisini yerinde bulamaz ve Özel Kaleme not bırakır. Başbakan akşamüstü bize dönerek 'Enver beni aramışsın hayırdır?' der Enver Durmuş da “Başbakanım TRT'ye Genel Müdür arıyormuşsunuz ben talibim.” der.

ÜNAL BOLAT

Türkiye gazetesi yazarlarından Ünal Bolat da sözlerini şöyle dile getirdi:

“Mehmet Oruç'la ilgili bir çok hatıram var. İslâm dinini kelime kelime, satır satır bilen birisiydi. Bir İslâm âlimiydi. En önemli kitaplarından birisi “365 Gün Dua” isimli kitabıdır. Bazı prensiplere sahipti. İlmiyle yaşayan, beş vakit namazını cemaatle kılan birisiydi. Bu konuda çok hassastı. Bizleri de sabah namazına kaldırır bu uyanma konusunda formüller geliştirdi. Sahip olduğu niteliklere rağmen çok alçakgönüllü, doğru bildiğini söyleyen bilmediği hakkında yorum yapmayan gazeteciliğe ve işine bağlı olan mükemmel bir arkadaşımızdı. Yaptığı işi Allah rızası için yapardı 25 yılımız birlikte geçti.”

MUAMMER ERKUL

Türkiye gazetesi yazarlarından Muammer Erkul ise Mehmet Oruç'la ilgili sözlerine şöyle başladı:
“Her gün biraz daha eksikliği hissediliyor. Çok değerli ve otoriter bir insandı. Her şeyde bize yardımcı olurdu. Cenazesi muhteşem oldu. Böyle bir kalabalık pek görülmemiştir. Anlatılacak çok fazla hatıram var aslında. Enver'le alakalı olarak da müşterek dostumuz Mehmet Nuri Yardım'ın Karagümrük'teki
bekâr evine gitmiştik. Kendisiyle orada tanışma fırsatı buldum. Uzun yıllardır tanışmamıza rağmen çok yakın bir dostluğumuz olmadı ancak daima sevdiğim ve değer verdiğim bir insan olmuştur.” diyerek sözlerini tamamladı.

HÜSEYİN SARIKOÇ'UN KONUŞMASI:

ESKADER Yönetim Kurulu'ndan Hüseyin Sarıkoç ise: “İki dostumu da çok seviyor ve değer veriyorum. Türkiye gazetesinde yıllarca birlikte çalıştık. Her iki arkadaşı da düşünürsek namaz konusunda bir ortak paydaları vardır. Bu konuda çok hassaslar ve ayrıca çocuklarımızın iş arkadaşlarımızla tanışması ve onları tanıması onların da buna önem verdiği gibi çok önemlidir. Çok farklı hatıralarımız oldu. 28 Şubat sürecini birlikte yaşadık. Ve konu hakkında hep birlikte ne yapabilirizi konuştuk istişare ettik. Mehmet Oruç ağabeyin bu konudaki emekleri büyüktür.”

İBRAHİM METİN

Konuşmacılar arasında bulunan Devlet gazetesinin kurucusu İbrahim Metin de bir hâtırasını dinleyicilerle paylaştı. İbrahim Metin şunları söyledi:

“Enver Durmuş'la 2001 yılında tanıştık. Benimle röportaj yaptı. O
münasebetle tanıştık ve dost olduk. Siyasi görüş farklılıklarımız vardı bu konuda arada sırada ufak tefek nükteler yapardı. Çok değerli ve saygı duyulan bir insandı. Allah mekanını Cennet eylesin!” dedi.
Gazeteci yazar Süleyman Doğan: “Enver Bey'i 1988 yılında tanıdım. Muhabirlik yapıyordum ve ilk defa Zaman gazetesinde gördüm. En büyük hassasiyeti namazı cemaatle kılmaktı. Vitrin dergisinin küçük mescidinde birlikte namaz kıldık, çok sevecen bir insandı. En son Osman Olcay Bey'in anma toplantısında görüştük. Benim için adeta bir vedalaşma oldu o birlikteliğimiz.”

SEFA KOYUNCU

Sefa Koyuncu: “Mehmet Oruç ile Konya'dan tanışıyoruz. Kendisi Eğitim Fakültesinde okurken sağlık memurluğu yapıyordu. Oradan bir hukukumuz var. İstanbul'da ise Konya'daki kadar sık görüşemedik. Vefatından üç gün önce gazeteye geldi görüştük ve sonrasında evine gidince birkaç gün sonra rahatsızlandı ve vefat etti Allah rahmet etsin. Enver Durmuş'u ise kitaplarından tanırım. Hizmetlerini biliyoruz.”

MUSTAFA NÂDİR ÖNAY

Mustafa Nadir Önay da iki yazar hakkında sözlerini dile getirdi ve yayımlanmamış eserlerinin yayımlanması gerektiğini vurguladı. Son olarak Yeni Şafak yazarı Osman Akkuşak yazarlarımız hakkında görüşlerini belirtti iyi dileklerde bulunarak sözlerine son verdi.

BABAMIN ARKADAŞLARINI TANIMA FIRSATI BULDUM

Enver Durmuş'un oğullarından Mühendis Onur, “Babamın arkadaşlarını tanıma fırsatı buldum. Çok teşekkür ederim.” dedi. Diğer oğlu gazeteci Ensar ise: “Babam çevresindeki insanlara koşar, yardımcı olurdu. Bizi namaza sevkeder, bu konuya çok ehemmiyet gösterirdi. Cenazesine yetişemedim. En son onu internette kamerada gördüm arkadan namaz kıl işareti yapıyordu. Allah rahmet etsin buraya gelenlerden razı olsun.”

Timaş Kitap Kahve'deki bir Bâbıâli Sohbeti daha Mehmet Nuri Yardım'ın kapanış konuşması ve Ahmet Yüter'in manzum duaları eşliğinde sona erdi.

Gençlerin ve öğrencilerin dikkatle takip ettiği toplantıya iştirak edenler arasında Ünal Bolat, Fatih Selek, Ali Çorbacı, Muammer Erkul, Sefa Koyuncu, Ersel Gündüz, Necmettin Öksüz, Mehmet Bilgi, Tolga Uslubaş, Mustafa Bilim, Lütfi Kahraman, Durmuş ve Oruç ailesinin yakınları, dostları ve her iki yazarın okuyucuları da vardı.