Kanat KUTLUK-ZANZİBAR
Hint Okyanusu’nda Sessiz Bir Fısıltı: Zanzibar
Kurban Bayramı’nda yeniden Zanzibar’daydım. Bu benim ada ile ilk temasım değildi, muhtemelen de son olmayacak. Sayısını hatırlamadığım kadar çok geldim bu kıyılara. İlk tanışmam, yıllar önce çalıştığım Amerikan firmasıyla Afrika’nın farklı ülkelerini dolaşırken olmuştu. Sonrasında ailemle de geldim, dostlarımla da. Ama bu sefer daha farklıydı: 28 kişilik bir grup, 6 çocuk, Dubai’den yola çıktık; bayramı Hint Okyanusu’nun ortasındaki bu büyülü adada kutladık.
Dubai’de 20 yıldır yaşıyorum. Aynı zamanda Dubai Ticaret Odası’na bağlı olarak faaliyet gösteren Dubai ve Kuzey Emirlikleri Türk İş Konseyi’nin başkanlığını yürütüyorum.
Türk İş Konseyi olarak organize ettiğimiz bu seyahatimizde bayramın birinci günü, adanın en yoksul bölgelerinden biri olan Matemwe Köyüne gittik. Yerel halkla bayramlaştık, çocuklara Dubai’den getirdiğimiz hediyeleri dağıttık. Önceden hazırlattığımız kurban etlerini, yerel bağlantılarımız aracılığıyla ailelere ulaştırdık. Yüzlerdeki o mahcup mutluluk, her şeye bedeldi.
Ama bu yazının konusu sadece bir bayram ziyaretinden ibaret değil elbette. Çünkü Zanzibar, adaya adımınızı attığınız an itibariyle -eğer iş insanı kimliğine sahipseniz, size aslında bir tatilden fazlasını sunuyor.
ZANZİBAR: TATİL GÖRÜNÜMLÜ TİCARİ FIRSAT
Yıllar içinde fark ettim ki, Zanzibar sadece palmiye ağaçlarının gölgesinde uzanılacak bir yer değil. Burası, Afrika’ya daha “yumuşak” bir giriş yapmak isteyen Türk yatırımcılar için önemli bir eşik olabilir. Güvenli, kültürel olarak misafirperver, altyapı açısından gelişme aşamasında ve hâlâ doygunluk noktasına gelmemiş bir yapı var burada.
Uzun süre inşaat faaliyetleri sınırlıydı. Ancak son dönemde değişen yasa ve düzenlemelerle turizm yatırımlarına öncelik tanınmaya başlandı. Şu anda adada büyük otellerin inşası sürüyor. Yeni yollar yapılıyor. Ve sevindirici bir detay: Türk firmaları bu dönüşümde aktif rol alıyor. Yol projelerinde yer alan şirketlerimizin yanı sıra, yeni Zanzibar Havalimanı’nın inşaatında da Türk mühendisliği imzası var. Üstelik havalimanındaki tüm dijital ekranların yönetimi Koç Sistem tarafından sağlanıyor.
Zanzibar’da işler biraz yavaş akar ama bu yavaşlık, doğru okunduğunda avantaja dönüşebilir. Burada “networking” dediğiniz şey, bazen terliklerle yürüdüğünüz bir sahilde, bazen de bir yerel pazarda başlıyor. İlişki kurmak samimi, süreçler doğal, beklentiler ise hâlâ şekillenme aşamasında.
ZANZİBAR’IN İSMİ BİLE STRATEJİK
Zanzibar’ı yalnızca bir ada olarak düşünmek yanıltıcı olur. Tanzanya, adını bile bu birleşimden alıyor: “Tan” anakaradaki Tanganyika’dan, “Zan” ise bu adadan geliyor. Bu birleşim sadece coğrafi değil, ekonomik ve kültürel bir bütünleşmeyi de temsil ediyor. Yani Zanzibar, sadece turistik bir lokasyon değil; aynı zamanda Tanzanya gibi büyük bir ekonomiye geçiş kapısı.
Hemen karşı kıyıda yer alan Dar es Salaam, dünyanın en hızlı büyüyen ve en kalabalık şehirlerinden biri. Uçsuz bucaksız Tanzanya pazarı, Zanzibar üzerinden erişilebilecek ölçekte. Bugün Zanzibar’da uygun şartlarla pozisyon alan yatırımcılar, yarının Tanzanya’sında da güçlü bir yer edinmiş olacak. Bu, basit bir tatil rotasının ötesinde bir stratejik hamle.
AFRİKA’YA AÇILAN ALTERNATİF BİR KAPI
Dubai’de geçirdiğim 20 yıl boyunca birçok bölgesel kalkınma hikâyesine tanık oldum. Zanzibar, bugün bana 2000’li yılların başındaki Dubai’yi anımsatıyor: potansiyeli yüksek ama hâlâ dokunulmamış, profesyonel yaklaşıma aç bir yapıya sahip. Ve belki de en önemlisi, yerel halkla iş yaparken insani bağlar kurmanın kıymetli olduğu bir yer.
Türk iş dünyası için Afrika genelde uzak ve bilinmez gibi görünsede Zanzibar bu algıyı değiştirecek kapılardan biri olabilir. Hem ekonomik fırsatlar hem sosyal sorumluluk projeleri hem de kültürel etkileşim açısından zengin bir zemin sunuyor.
SON SÖZ
Zanzibar’a bu kez hem tatil hem sosyal dayanışma hem de iş gözüyle baktım. Çocukların gülümsemesiyle başlayan bir bayram sabahı, otel projeleriyle dolu inşaat sahalarında devam etti. Havalimanında Türk teknolojisini görmek, sahildeki bir esnaftan Türk çayı istemek, yerel bir bakanın Türkiye’den bahsetmesi… Bunlar yalnızca tesadüf değil. Türkiye’nin izleri buraya çoktan ulaşmış. Şimdi sıra bu izleri derinleştirmekte.
Bu ada için söylenebilecek en kritik söz şu olabilir: Erken gelen kazanır.
patronlardunyasi.com