Türkiye’nin Avrupa’nın karayolu taşımacılığı en yüksek ülkelerinden olduğunu belirten Dr. Çınar, şunları söyledi:
“Ülkemizin ticari araç filosunda 1 milyonun üzerinde araç bulunuyor. 450 binin üzerinde aktif ağır vasıta sürücüsü ve yıllık 250 milyon tonun üzerinde uluslararası karayolu taşıma kapasitesine sahibiz.
İhracatının önemli bir bölümünü karayolu taşımacılığıyla gerçekleştiriyoruz. Sektör halen sürücü açığı, artan maliyetler ve operasyonel sürdürülebilirlik gibi sorunlarla karşı karşıya. İspanya’nın da yaşlanan sürücü profili ve azalan yerli istihdam nedeniyle ciddi sürücü açığı bulunuyor. Nitelikli Türk sürücülerin İspanya’ya yönlendirilmesi ülkemizde taşımacılık maliyetlerini artırabilecek, operasyonel sürekliliği zorlayabilecek ve ihracat lojistiğinde rekabet gücü kaybına yol açabilecek bir risk oluşturuyor. Dolayısıyla bizim öncelikli olarak sürücülerimizin çalışma koşullarını iyileştirmemiz, mesleğin cazibesini artıracak sosyal ve ekonomik düzenlemeleri hayata geçirmemiz ve lojistik sektörünün insan kaynağını koruyacak uzun vadeli politikaları geliştirmemiz gerekiyor.”
"SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAKLAŞIM BENİMSEMELİYİZ"
Dr. Hakan Çınar, sektörün görüşleri dikkate alınmadan atılacak adımların Türkiye’nin lojistik gücünü zayıflatabileceğinin altını çizdi. Bu süreçte kamu otoriteleri ile sektör temsilcilerinin birlikte hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Çınar, “Türkiye’nin dış ticaret hedeflerini destekleyen bütüncül ve sürdürülebilir bir yaklaşımı benimsemeliyiz. İspanya’nın ağır vasıta şoförü ihtiyacını Türkiye’den karşılamasına imkân veren karar, sektörün hassasiyetleri gözetilerek yeniden değerlendirilmeli” dedi.
İLGİLİ HABER
patronlardunyasi.com