İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin gerekçeli kararında yer verilen davacı Akın Gürlek'in avukatının sunduğu dilekçede, Gürlek'in halen İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yürüttüğü, daha önce Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı ile Bakan Yardımcılığı görevlerinde de bulunduğu ve Ağır Ceza Mahkemesinde üstlendiği vazife gereği terör örgütleri ve mensuplarının hedefi olduğu belirtildi.
Gürlek'in, verdiği kararlardan memnun olmayanlar tarafından Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı veya Bakan Yardımcısı olduğu dönemde zaman zaman hedef haline getirildiği vurgulanan dilekçede, ifa ettiği kamu görevi gereği Gürlek'in siyasi parti mensubu ve lideri gibi sürekli kamuoyu önüne çıkan, televizyon ekranlarında boy gösteren biri olmadığı ve günlük siyasi söylemlere açık bir statüde bulunmadığı ifade edildi.
Dilekçede, davalı Özgür Özel'in İstanbul ilçe belediye başkanları hakkındaki soruşturma nedeniyle yaptığı konuşmada, şüphelilerin polisler arasında götürülürken görüntü verilmesini eleştirirken doğrudan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Gürlek'in şeref ve haysiyetine yönelik tahammül edilmesi mümkün olmayan tehdit ve hakaretlerde bulunmasından dolayı bu davanın açıldığı kaydedildi.
Davalı Özgür Özel'in 4 Haziran'da Gaziosmanpaşa'da gerçekleştirdiği mitingde, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hakan Bahçetepe'nin de aralarında olduğu CHP'li belediye başkanlarının götürülmesi sırasında ortaya çıkan görüntü hakkında, kullandığı ifadelerde açıkça tehdit ederek eleştiri sınırlarını aştığı ve Gürlek'in kişilik haklarına saldırı gerçekleştirdiği belirtildi.
Dilekçede, davalı Özgür Özel'in yaptığı konuşmanın televizyon yayınları ve internet aracılığıyla milyonlarca kişiye ulaştığına, davalının konumu ve konuşmanın yapıldığı ortamın niteliği ve televizyonlar aracılığı yayınlanmasından sonra da haber bültenlerinde ve internet aracılığı ile yayınlandığına dikkati çekildi.
Bu şekilde kişilik haklarına yapılan saldırının normal sınırlar içinde değerlendirilmesi ve bir eleştiri olarak görülmesinin mümkün olmadığı ifade edilen dilekçede, Özel'in Gürlek'e yönelik tehdit ve hakaretlerinin ilk olmayıp daha önce de benzer içeriklerle aynı eylemleri gerçekleştirdiği için manevi tazminat davalarının açıldığı, bu dosyaların hepsinde tazminat ödemek zorunda kaldığı ancak hakaret etmekten geri durmadığı bilgisi verildi.
MAHKEMENİN GEREKÇELİ KARARI
Dava dilekçesindeki taleplerin aktarılmasının ardından mahkemenin gerekçeli kararında, "Gerçekten, ana muhalefet partisi Genel Başkanı tarafından İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yapan davacıya yönelik sarf edilen bu sözler eleştiri boyutunu aşan ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesine yasal olanak bulunmayan ifadeler içermektedir. Diğer yandan davacı bir siyasetçi değil, bir kamu görevlisidir, yargı bürokrasisinde önemli bir makamda bulunmaktadır ancak tanınmış ve topluma mal olmuş bir kişi değildir. Bu itibarla ona yönelik eleştiri ve ithamların, tanınmış ve topluma mal olmuş kişilere karşı yöneltilebilecek eleştiri ve ifadelere göre daha sınırlı olması gerekmektedir." değerlendirmesi yapıldı.
Kararda, Yargıtay içtihatları ile oluşan ve topluma mal olmuş, tanınmış kimselerin eleştirici ve rahatsız edici söz ve ifadelere daha fazla tahammül etmesi gerektiği yönündeki durumun dosyadaki davacı yönünden gerçekleşmediği, davacının İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olmasının onun hakaret ve tehdit içeren söz ve ifadelere katlanmasını gerekli ve meşru kılmadığı kaydedildi.
Kararda, ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"Anayasal yargı erki içerisinde bulunan davacı ve diğer mensupların elbette eleştirilme ve hesap sorulabilme yükümlülükleri bulunmaktadır. Bu anlamda davacı yürüttüğü yargısal faaliyetleri kapsamında hesap sorulma ve soruşturulabilme sorumluluğu altında görev ifa etmektedir. Ancak bu iş ve işlemler Anayasal kurumlar tarafından ve yasal sınırlar çerçevesinde yerine getirmektedir. Bu kapsamda bu hesap sorma ve soruşturma yetkisi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olan davalı sayın Özgür Özel'e ait değildir. Meri hukukumuzda bu yetki Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından kullanılabilmektedir. Bunun yanında davalının küçük düşürücü, onur kırıcı, tehdit edici söylemler ile ifade özgürlüğünü ve Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı sıfatıyla kamu adına hesap sorma hakkını kullandığını söyleyebilmek mümkün değildir. Özellikle bu ifadelerin bir siyasi parti mitinginde sarf edilmesi hukuka uygun değildir ve Anayasa ve yasalarla korunan kişilik haklarının açık ve yoğun bir şekilde ihlali mahiyetindedir. Mahkememizde bu yönde vicdani kanı oluşmuştur."
Mahkemenin kararında, belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne ve 150 bin lira manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Özgür Özel'den alınarak davacı Akın Gürlek'e verilmesine hükmedildi.
patronlardunyasi.com