Patronlar


İdil Taraklı'nın röportajı

Vakko grubu, Merter'deki fabrika arsasını sattıktan sonra adeta uçuşa geçti. Mağaza üstüne mağaza açan grup, Vakko Moda Merkezi'yle de büyük sükse yapmaya hazırlanıyor. Öyle ki Cem Hakko, Prada ve Hermes gibi dünya devlerine bile meydan okuyor.

Vakko, Merter'i sattıktan sonra adeta uçuşa geçti. Mağaza üstüne mağaza açan, yeni konseptler geliştiren grup, Vakko Moda Merkezi'yle de büyük sükse yapmaya hazırlanıyor. Öyle ki Cem Hakko, Prada ve Hermes gibi dünya devlerine meydan okuyor...

VAKKO'NUN patronu Cem Hakko, bugünlerde hummalı bir çalışma yürütüyor. Daha doğrusu bütün Vakko ekibi heyecanlı bir bekleyiş içinde. Çünkü İstanbul Nakkaştepe'de yapımı yaklaşık iki yıldır süren Vakko Moda Merkezi'nin açılışı için artık gün sayılıyor. 14 Ocak'taki açılış partisine, yurtiçi ve yurtdışından 800 kişi davet edilmiş. Bunlar arasında moda, sanat ve iş dünyasının önemli isimleri bulunuyor.

Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko, merkezin açılışının İstanbul'un hızla bir dünya moda merkezi haline geldiği bir döneme denk gelmesini büyük bir avantaj olarak görüyor. Bu doğrultuda Hermes, Prada gibi ünlü markaların Türkiye'de mağaza açmasından da büyük keyif aldığını söylüyor. Hakko, “Eskiden en pahalı bizdik, artık bizden de pahalısı var” diyor ve hemen ekliyor: “Ama bizim bir farkımız var; o da Türk olmamız...”

Cem Hakko ile Nakkaştepe'deki Vakko Moda Merkezi'den tekstil sektörünün sorunlarına ve 2010 yılı hedeflerine kadar birçok konuda görüştük.

Özellikle Merter'deki fabrika ve arazinin satışının ardından Vakko'da yeni atılımlara şahit oluyoruz. Vakko, şu anda hangi aşamada?
İstanbul'da Bahçekapı, İdealtepe, Göztepe (Optimum AVM), Yenibosna (Airport AVM) ve Esenyurt (Vakko Fabrika) ile Ankara (Optimum AVM) ve İzmit'te (Vakko Outlet) mağazalarımız bulunuyor. Nişantaşı ve Erenköy'deki Vakko Wedding konseptini yakında Akaretler'de açacağımız 1.000 metrekarelik Vakko Wedding House mağazasıyla daha da geliştireceğiz. Gelinlik konseptini Suadiye, İstinye, Ankara ve İzmir Vakko mağazalarında ise reyon şeklinde uyguluyoruz. Son olarak Via/Port AVM bünyesinde de 1.200 metrekarelik bir çadır kurduk. Bu yolla doğrudan müşterinin ayağına gidiyoruz. Amaç, Merter'deki geleneksel Vakko çadır günlerini sembolik de olsa yaşatmak. Biz bu çadırlarda defolu mal satmıyoruz. Sadece Vakko mağazalarından sezon değişimleri nedeniyle toplanan, sezonu geçmiş malları indirimli olarak müşterilerimize sunuyoruz.

2010'da da mağaza yatırımlarımız sürecek. Örneğin, yılın ilk aylarında Ankara'daki bin metrekarelik dört katlı bir binada yeniden caddeye dönmeye hazırlanıyoruz. Nişantaşı'nda eski V2K mağazasının yerine Vakkorama geliyor. Eski Vakko erkek mağazasıysa V2K Designers oluyor. Vakko Wedding'in içeriği genişledi. Artık bu mağazalarda gelin ve damadın yanı sıra ailelerin de düğünde giymek için ihtiyaç duyacağı şık ve abiye kıyafetler bulunabilecek.

Vakko deyince akla önce eşarp, kravat, gömlek geliyor. Sanırım bu ürünlerinizin cirodaki ağırlığı yüzde 20 civarında. Önümüzdeki dönemde bu oranda değişiklik planlıyor musunuz?

Bugün itibarıyla gömlek, eşarp ve kravat piyasasında çok önemli bir oyuncuyuz. Bu ürünler tamamen kendi üretimimiz. El emeği, göz nuru. Yılda 4 bin 800 çeşit eşarp, 1.600 çeşit kravat, 600 çeşit de gömlek üretiyoruz. Bu üç üründe dünyanın en büyük koleksiyonu bizde. Çünkü hepsinde miktar olarak daha az ama çeşit olarak çok büyük bir koleksiyona sahibiz. Bugün için tüm büyük Vakko mağazalarının Anadolu'ya yayılması lüks. Ama biz butik Vakko konseptiyle oralara gidebilmek için organize oluyoruz. Amacımız, orandan ziyade satış artırmak. Hem koleksiyonu büyütüp hem de satışları artırmak durumundayız.

İstanbul hızla bir moda merkezi olma yolunda ilerliyor. Hermes, Prada gibi ünlü markalar mağaza açıyor. Bu rekabet sizi ürkütmüyor mu? 

Aksine acayip işimize geliyor. Eskiden en pahalı bizdik. Artık bizden pahalısı var. Örneğin eşarbı ele alalım. Yabacı rakipte 200 çeşit göreceksiniz. Fiyatları ise 600 ile 1.200 TL arasında. Bizde ise 100-345 TL. Kullanılan ipek aynı yerden geliyor. Kalınlığı, ağırlığı, boyası için kullanılan kimyasallar hepsi aynı. Desenleri de yine modanın kalbinin attığı Como (İtalya) ve Lyon'da (Fransa) sadece bizim için çalışan atölyelerden alıyoruz. Rakiplerimiz de aynı yerde yaptırıyor. Tek farkımız var; o da biz Türküz. Çeşidimize çok güveniyoruz. Müşteri de bunun farkına varacak. Dolayısıyla ne kadar yabancı yatırımcı gelirse o kadar mutlu olacağız.

Peki yurtdışından rakipler gelirken sizin başka ülkelerdeki yatırımlarınız ne durumda?

Avrupa'da markalaşmak çok zor. Biz de Avrupa'ya açılmaya en zor ülke olan Almanya'dan başladık. “Almanya'da 2 milyon Türk var. Nasıl olsa tanınıyoruz” diye düşünmüştük. Oysa bu nüfusun İstanbul ve Türkiye markalarını hiç bilmediğini sonradan fark ettik. Şimdi önümüzdeki ocak ayında franchising yöntemiyle Kuzey Irak'ın Erbil kentinde bir Vakko mağazası açacağız.
Bulgaristan'da, Bosna Hersek'te, Suudi Arabistan'da, Suriye'de, Dubai'de, Fas'ta, Kazakistan'da mağazalarımız var. Türkmenistan ve Mısır'a da mal gönderiyoruz.

Biraz da 2010 yılı hedeflerinizden söz edelim...

Vakko Grubu olarak, krize rağmen son üç yılda 70 milyon dolarlık yatırım yaptık. Yatırım harcamalarının çoğunu Esenyurt'taki üretim merkezi, Nakkaştepe'deki Vakko Moda Merkezi ve yeni açılan mağazalar için yaptık. Finansmanın yüzde 75'ini özkaynaklarımızla, yüzde 25'ini de krediyle karşıladık. Şimdi bu yatırımların meyvesini toplama zamanı. Vakko Grubu olarak 2009 yılı için 200 milyon TL ciro hedefimiz vardı. Bunun yaklaşık 190 milyon TL'si hisseleri borsada işlem gören Vakko Tekstil'e ait olacak. 2010 yılında ise Vakko Grubu olarak yüzde 15 büyüme öngörüyoruz.

Peki Vakko Tekstil ne zaman kara geçecek?

Bütün çalışmalarımız bunun için zaten. Çok yakında kara geçmeyi planlıyoruz. Sanırım 2010 yılı diyebilirim...

Dönem dönem Vakko için de yabancı ortaklık söylentileri çıkıyor. Böyle bir ihtimal var mı?

Bizim illa ki yabancı ortak bulalım gibi bir takıntımız yok. Teklifler geliyor; görüşüyoruz, bakıyoruz. Ama bize finanstan ziyade sinerji sağlayacak ortaklar lazım.

İnternetten satışa başlamayı düşünüyordunuz. Bu konuda bir gelişme var mı?
Evet, önümüzdeki yıldan itibaren internetten satış yapmaya başlayacağız. İlk etapta eşarp, kravat, gömlek, çikolata ve hediyelik eşya satışı düşünüyoruz. Ciromuza yılda yüzde 6-7 civarında bir katkı sağlamasını bekliyoruz.

Çikolata demişken... Yeni ürünlerin satışlara bir katkısı oldu mu? Çikolataları kime yaptırıyorsunuz?

Yeni ürünler henüz tanınma aşamasında. Ancak çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Ciroya katkısını ise müsaade ederseniz bir altı ay sonra açıklayayım. Çikolatalarımızı, tecrübeli çikolata ustalarına, tamamen gıda mühendislerimizin kontrolünde ürettiriyoruz. Kuvertürü, Türkiye'deki bir çikolata fabrikasında tamamen bize ait olan kazanlarda kendi formülümüzle ürettiriyoruz. Sonra da her kazandan kuvertür numunesi alıp İsviçre'ye göndererek test ettiriyoruz. İsviçre'deki firma onay verdikten sonra da üretime geçiyoruz

Birçok otel ve tatil köyünün dekorasyonunda Vakko imzasına rastlıyoruz. Üzerinde çalıştığınız yeni projeler var mı?

Evet, son olarak Antalya'daki Mardan Palace için 3.5 milyon dolarlık iş yapmıştık. Şu anda Rixos zincirinin sahibi Fettah Tamince'nin Dubai'deki oteli için bir çalışma yapıyoruz.

Medya ve yayıncılık konusunda hedefiniz ne?

Bu alanda Power FM, Power Türk, Pover Türk  TV, PowerXL ve Power Club gibi markalarımız var. Medya 17 yıl önce Vakko bünyesinde bir hobi gibi başlamıştı. Bir şeyi çok severek ve isteyerek yaparsanız, amaç sadece kazanç olmazsa, inanın kazançtan çok daha fazlası geri dönüyor. Nitekim bugün 1.200-1.500 radyo, 600 civarında da televizyon kanalı var. Ama bunlar arasında en çok dinlenen Türkçe pop, yabancı pop kanalı biziz. Hedefimiz diğer medya  sektörünü de yanımıza alıp belli bir yere ulaşmak.

Vakko, dönem dönem sosyal sorumluluk projeleri yürütüyor. Bugünlerde gündemde yeni projeler var mı?

Şimdiye kadar doğrudan ya da dolaylı olarak pek çok sosyal sorumluluk projesine imza attık, katkıda bulunduk. Bundan böyle bu alanda çok daha aktif olacağımızı söyleyebilirim. Çünkü Vakko Moda Merkezi açılıyor. Orada çok farklı bir projeyi hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Bu doğrultuda görüşmekte olduğumuz bazı ünlüler var. Charlize Theron, Jude Law, Penolope Cruz gibi ünlüler, çocukluklarında, gençliklerinde izleyip de hayatlarını en çok etkileyen filmleri bu merkezimizde dostlarıyla birlikte izleyecek, duygularını paylaşacak. O akşam dostlarını çağırıp Türkiye'de bir araya gelecekler. Aynı zamanda Türk sanatçılarıyla da tanışıp görüşme imkanı bulacaklar. Projenin sponsorluğu tamamen bize ait. İlkini şubat ayı gibi düşünüyoruz...

Merter'in sanat duvarları Nakkaştepe'ye taşındı

Vakko'nun Nakkaştepe'deki moda merkezi, 12 bin 500 metrekare alan üzerine kurulu. Merkez bünyesinde bir müze, oditoryum ve 30 bin kitap kapasiteli Vitali Hakko Sanat Kütüphanesi yer alıyor. Vakko Müzesi'nde gruba ait tüm sanat eserleri sergilenecek. 200 izleyici kapasiteli Vakko Oditoryumu ise yerli ve yabancı birçok önemli performansa ev sahipliği yapacak. Merter'deki eski Vakko fabrikasında Bedri Rahmi Eyüboğlu, Jale Yılmabaşar ve Nevzat Yüzbaşıoğlu'nun eserlerinin bulunduğu 8 duvar da Vakko Moda Merkezi'ne taşındı. Bu sanat eserleri lazerlerle kesilip taşınabilir bloklara ayrılmış, onarıldıktan sonra vinçlerle Nakkaştepe'ye getirilmiş.
Vakko Moda Merkezi, dört radyo ve bir televizyon kanalından oluşan Power Media Center'a da ev sahipliği yapacak.

Kayakçı, yelkenci, sörfçü, rallici...

Cem Hakko, sosyal hayatta da oldukça aktif. Birçok dernekte üyeliği var. Birçok spor dalıyla aktif olarak ilgileniyor. Kayak, yelken, rüzgar sörfü, ralli, karting ve Formula 3, hemen akla gelenler... Peki nasıl oluyor da bütün bunlar için zaman bulabiliyor? Hakko, şöyle yanıtlıyor:

“İşin sırrı; zamanı iyi kullanma, çok iyi bir eğitim ve yüksek konsantrasyon... Kaçta yatarsam yatayım saat 6'da kalkıp 8'e kadar  mevsimine göre sporumu yaparım. Ne kadar yoğun çalışırsa çalışsın, sonuçta herkesin kendine ayırabilecek zamanı var. Benim için önemli olan 'Günüm dolu dolu geçti' diyebilmek. Boş geçtiği zamanda kendimi çok mutsuz hissediyorum. Eskiden sosyal faaliyetler için daha fazla zaman ayırabiliyordum. Gerçi halen de 12 derneğe üyeyim. Ancak artık faal olarak görev aldığım dernek sayısı azaldı.”

Para Dergisi