Kültür-Sanat


Küratörlüğünü Didem Yazıcı ve Burcu Çimen’in yaptığı “Bugünü Resmetmek” sergisi kapılarını açtı.

Oksijen yazarı Esin Hamamcı, küratörler Didem yazıcı ve Burcu Çimen ile röportaj yaptı.

İşte o röportaj:

Bugünün sanatına yakından bakan serginin hikâyesi nasıl başladı?

Didem Yazıcı: Aslında bir özlem ve ihtiyaçtan başladı! Uzun zamandır bir sanat kurumunda güncel resim sanatına odaklanan geniş kapsamlı karma bir sergi görmüyorduk. Kendi aramızdaki diyaloglardan çok beslenen bir ekibiz. Birlikte uyumla çalıştığımız Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Genel Müdürü Tülay Güngen toplantılarda resme duyulan özlemi vurgulardı. Bunun üzerine bir gün sanatçı Deniz Pasha’nın resimlerini gördük ve böylece ekip arkadaşım Burcu Çimen ile bu serginin tohumlarını atmış olduk. Doğayla kurduğumuz ilişki, onun bize ne söylediği de konu ve resmetme biçiminde çeşitlilik olarak karşımıza çıkıyor.

“Bugünün resmi”, yani güncel resim sanatına baktığınızda en öne çıkan kavram nedir?

D.Y: Bedenle kurulan ilişkinin günümüz resminde önemli bir rol oynadığını düşünüyorum. Sergide sanatçı Rugül Serbest, Yaz Taşçı, Taner Ceylan, Ahu Akgün, Deniz Pasha’nın resimlerinde net bir şekilde beden, kimlik, temsiliyet gibi konuları görüyoruz ve hatta soyutlanmış bile olsa Erdoğan Zümrütoğlu’nun resimlerinde de aslında figürler var. Bu bedenlerin her biri belirli bir hissi, anı ya da mücadeleyi temsil ediyor. Bedenin yanı sıra doğa teması da öne çıkıyor. Doğayla kurulan ilişki insanın kendiyle kurduğu ilişkidir aynı zamanda. Sanatçı Nalan Yırtmaç doğanın sonsuz bir umut olduğunu söyler. Sergide Fulya Çetin, Ecem Yüksel, Tayfun Gülnar ve Nalan Yırtmaç’ın resimlerinde doğa temasını bulabilirsiniz.

Burcu Çimen: Güncel resme bakıldığında konu ve resmetme biçimlerinin çeşitliliğini görürsünüz. Hem konulara hem de sanatçıların malzeme ile kurduğu ilişki ve değişim arayışlarına bakıldığında, tuvalden taşan resimlerle ilişkilendikleri görülebilir. Soyut resim örnekleri olarak da karşımıza çıkabiliyor bu, figüratif resim olarak da.

İNSAN HAKLARI MÜCADELESİ, ADALETSİZLİKLER, BİREYSEL HİKÂYELER

Bugün sanatçıların resimlerindeki eğilimler sizce daha kişisel mi yoksa toplumsal sorunlara mı daha yatkın? Ve bunun altındaki sebebi siz nasıl okuyorsunuz?

B.Ç: Hem toplumsal konulara hem de kişisel konulara eğilimin eşit derecede olduğunu söyleyebiliriz. Ya da bu iki kavramı birbirinden ayırmadan bakabilir miyiz emin değilim. Toplumsal eleştiriler de kişisel bir yerden çıkıp daha genele hitap eden bir dile dönüşüyor. İnsan hakları mücadelesi, adaletsizlikler bireyin kişisel hikayelerinin bir yerde toplum bazında değerlendirilmesi… Serginin ismi olan Bugünü Resmetmek‘te bu konuyu iki yerden ele alıyoruz. Bir resmetme biçimleri, ikinci anlamında da bugünün sosyopolitik atmosferine bir gönderme yapıyor.

D.Y: Kişisel olan politiktir! Burcu Çimen’in de ifade ettiği gibi aslında böyle bir ayrım yapmadan yaklaşıyoruz sanata.

“ESERLERİN BUGÜNÜN RESMİNE DAİR NE SÖYLEDİĞİNİ TARTIŞTIK”

Sergide birçok sanatçının resmi yer alıyor. Küratörler olarak seçkiye nasıl karar verdiniz?

B.Ç: Elbette geniş bir alandan bahsediyoruz, Türkiye’de güncel resim dediğimizde. Bu alanı biraz tanımlamak ve sınırlamamız gerekti ve sergide yer alacak resimlerin son 5 yıl içinde üretilmiş işler olmasına dikkat ettik.

D.Y: Öncelikle sanatçıların görünürlükleri, yaşadıkları yer, yaşları, eğitimleri gibi konulara bakmadan sadece ve sadece resimlerine bakarak ilerledik. Eserlerin tek tek bugünün resmine dair ne söylediğini tartıştık kendi aramızda. Sergide yer alan etiket yazılarında ve özellikle sergi kataloğunda bu sorulara epeyce değiniliyor.

Sergide kaç sanatçının toplam kaç işi yer alıyor?

B.Ç: Sergide 28 sanatçı yer alıyor. Tek işleri ile katılan sanatçıların yanı sıra diptik ve triptik işler de var sergide. Bu çalışmalar sadece tuval resmi değil, resimle ilişkilenen çalışmalar da var. Leyla Gediz’in, Yapı Kredi Kültür Sanat’ın girişine Intro/Giriş isimli yerleştirmesi ile sergi başlıyor. İzleyici tuvalle hem fiziksel hem ruhsal olabilecek bir temasla sergiye giriyor. Hem tuval resimleri yer alıyor sergide hem de Fulya Çetin’in Dağların Taşların Ağladığı Gün isimli çalışması gibi mekânda duvardan ayrılıp heykelleşen resimler de.

patronlardunyasi.com