Gündem


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan mitingin yapılacağı alanda protesto için kepenklerin kapatılmasını "Bunun adı kepenk kapatma eylemi değil bunun adı kepenk kapattırma eylemi. İnsanları tehdit ederek insanlara belediye eliyle dehşet saçarak buna kepenk kapatma diyemezsiniz. Bu açık ve net kepenk kapattırma eylemidir" sözleriyle değerlendirdi.

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ziyareti öncesi Hakkari'de esnaf kepenk kapatırken, sokaklarda da kimselerin olmadığı gözlendi. Erdoğan'ın kente girişi öncesinde güvenlik önlemleri de en üst seviyeye çıkarıldı. Kente giren tüm araçlar Depin mevkiindeki polis kontrol noktasında didik didik aranırken, sokak başlarında da ekipler konuşlandırıldı. Mitingin yapıldığı Hakkari Valiliği önündeki Konak Caddesi çevresinde barikat kuran polis ekipleri, mitinge gelenlerin üzerini aradı.

Miting alanına geldikten sonra konuşmasına kepenk kapatma eylemine göndermeler yaparak başlayan Erdoğan, eylemin adını "Kepenk kapattırma" eylemi koydu. Erdoğan "Bunun adı kepenk kapatma eylemi değil bunun adı kepenk kapattırma eylemi. İnsanları tehdit ederek insanlara belediye eliyle dehşet saçarak buna kepenk kapatma diyemezsiniz. Bu açık ve net kepenk kapattırma eylemidir. Bu insanların ticaret hürriyetine engel olmaktır. Ticaret özgürlüğüne engel olmaktır. Sizin nereniz özgürlükten yana ya. Siz hangi demokrasiyi konuşuyorsunuz. Siz hangi temel hak ve özgürlükleri konuşuyorsunuz" dedi.

'İnsanlığımdan utanıyorum'

Erdoğan yerel yönetime yönelik eleştirilerini de sıraladığı konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "Ben şu anda Hakkari'nin şu sokağında gezdiğim zaman insanlığımdan utanıyorum. Bu nasıl bir yerel yönetim. Burada altyapı var mı Allah aşkına, şurada yol var mı Allah aşkına. Biraz sonra söyleyeceğim bunlara gönderdiğimiz parayı. Soruyorum bu para acaba nereyle gidiyor. Partimizi kurduğumuz sizin huzurunuza çıktığımız günden itibaren gönül birlikteliğimi kardeşliğimiz her gün biraz daha pekişti. Çünkü biz size yalan söylemedik, söylemiyoruz. Biz ilkelerimizden taviz vermedik, vermiyoruz. Bizim siyasetimiz hizmet eser siyaseti kardeşlik siyaseti. Bunların siyaseti ise ideoloji siyasetidir. Farkımız bu. Şu anda Hakkari'de Yüksekova'da Şemdinli'de Çukurca'da biz eserlerimizle hizmetlerimizle konuşuyoruz. Biz verdiğimiz sözleri tutuyoruz vaatlerimizin arkasında duruyoruz. Tek tek adım atım yatırımlarla reformlarla 81 vilayetin tüm Türkiye'nin Hakkari'nin çehresini değiştiriyoruz. Biz partimizi kurduğumuz günden bu güne bir takım odaklar her an bizi engellemeye kalktılar. Partimizi kapatmak istediler. Çirkin oyunlar oynadılar. Fakat bu tahriklere bu tezgahlara biz hiçbir zaman gelmedik. AK Parti'yi iktidardan uzaklaştırmak istediler. Bizim sizlerle olan muhabbet bağımızı kıskandılar bu muhabbeti bozmak istediler. Hiçbirine eyvallah demedik. Hiçbir tezgaha, hiçbir kışkırtmaya boyun eğmedik. Tam tersine sizin desteğinizle sizin hayır dualarınızla demokrasiye özgürlüklere milli iradeye musallat olan bu çetelerle amansızca mücadele ettik."

'Futbol takımı tutar gibi parti tutulmaz'

Erdoğan çetelerle mücadelenin yanında inkar politikalarına da son verdiklerini belirterek faili meçhul cinayetlerin üzerine gittiklerini söyledi. Eskiden Kürtçe kasetlerin tandırlarda saklandığını hatırlatan Erdoğan bugün devletin televizyonunun 24 saat Kürtçe yayın yaptığını belirterek "Bunu kim getirdi. Bunu hangi parti getirdi. Kim biz getirdik. Biz başardık ve daha da ileri gidecek" diye konuştu. Terör örgütünün bölge halkına yönelik tehditlerine de dikkat çeken Başbakan Erdoğan "Şiddet bugüne kadar acıdan başka hiçbir şey vermedi. Terör, şiddet, acıdan yoksulluktan başka bir şey getirmedi. Size soruyorum Hakkarili kardeşim. Bu şiddet politikaları kimin işine yarıyor? Bu terör kimin ekmeğine yağ sürüyor? Ve lütfen başımızı iki elimizin arasına alalım. Bu ülkede hizmet verecek kimse oyunuzu onlara verelim. Onlara verelim. Futbol takımı tutar gibi parti tutulmaz. Tehditmiş. Sevgili kardeşlerim Oy namustur oy şereftir. Şunu açık söylüyorum. Korkunun ecele faydası yoktur. Siz bu mücadeleyi vereceksiniz, beraber vereceğiz. Molotof kokteylleri, taşlar hangi meselelere çözüm getiriyor. Çocuklarımızın elerine molotof kokteyli tutturmak suretiyle dükkanların camlarını indirenler otobüsleri arabaları ateşe verenler, tarihe de millete de asla bunun hesabını veremezler. Çünkü demokrasi bu yolla gelmez. Temel hak ve özgürlükler bu yolla gelmez. Bunlar tamamen istismar siyasetidir. Bu istismar siyasetinin önünü hep beraber keseceğiz" dedi.

'O belgeler on yıllardır yaşanan acının belgeleriydi'

Erdoğan AKP iktidarı döneminde inkar politikalarını bitirmek için samimi bir süreç başlattıklarını ancak CHP, MHP, BDP'nin ittifak halinde bu süreci sabote etmek için inanın gece gündüz çalıştıklarını öne sürdü. Dün Van mitinginde açıkladığı belgeleri hatırlatan Erdoğan "O belgeler işte on yıllardır yaşanan acının belgeleriydi. O belgeler İnkar politikalarının belgeleriydi. AK Parti olarak Bizim 22 Kasım'da son verdiğimiz inkar politikaları. Ret politikası, asimilasyon bu ülkeye bir daha geri dönmeyecek" dedi.

'Ameliyat isteyen avucunu yalasın'

Başbakan Erdoğan Kürt sorunu denen şeyin ret, inkar ve asimilasyondan ibaret olduğunu da sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: "Şu anda böyle bir şey kaldı mı Türkiye'mde. Sadece benim partimin grubunda 60'ı aşkın Kürt milletvekili kardeşim var. Biz bunları bir yerlerden izin alarak partimize almadık. Benim kabinemde Kürt bakan arkadaşlarım var. Biz bir yerlerden ruhsat alarak bunları kabinemize koymadık. Ha nerden izin aldığımızı söyleyeyim. Sen yaptın, Millet yaptı. Millet verdi, millet görevlendirdi biz de parlamentoya taşıdık. Açık söylüyorum. Herkes rolünü oynuyor. Artık bu ülkede benim Kürt kardeşimin sorunları bugüne kadar nasılsa yine şimdi benim sorunumdur. Biz tek millet dedik. Bu milletin içinde ne var. Türkü var Kürt var, Laz var Çerkez var Romanı var Arap var. Millet böyle oluşur. Onun için tek millet. Ama arkadan bir şey daha söyledim. Tek bayrak dedim. Peki bizim bu bayrağımızın rengi birilerini niye rahatsız ediyor. Hilal şehidimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız şehitleri sembolize eder. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır dedik. Onun için 780 bin km 2 ile bu vatan bizim. Bu vatanın üzerinde ameliyat yaptırmayız. Bu vatan bizim 74 milyonun. Her kim ameliyat derdine düşüyorsa avucunu yalasın, kusura bakmasın. Bizim derdimiz bu." 

'Hakkarili analar evlatlarına sahip çıksın'

Başbakan Erdoğan konuşmasında BDP'nin CHP ile kol kola girerek bütün ilkelerini çiğnediğine vurgu yaparak, "Kendi kendisi ile çelişiyor. Şiddetle baskıyla, sindirerek boykot uygulamaya çalıştılar aynen bugün ki gibi" diye konuştu. Erdoğan BDP'nin tehditlerle vatandaşın demokratik hakkını kullanmasına engel olduğun belirterek "Çünkü kendilerine inanmıyorlar. Biliyorlar ki eğer biz Kürt kardeşlerimizi serbest bırakırsak. Onların tabi Kürt kardeşlerim kardeşi falan değil onu da söyleyeyim. Çünkü bunlar hiçbir zaman benim Kürt kardeşimin temsilcisi olamaz. İstismarını yapar sadece. İstismarını. Bugüne kadar soruyorum Allah aşkına şu Hakkari'nin sokaklarındaki hal şu görüntü benim Kürt kardeşlerime hizmet vermek diyebilir miyiz? Halkını seven halkına hizmet verir halkına hizmet eder. Ben artık Hakkarili kardeşlerimin Hakkarili gençlerin gerçeği görmesini istiyorum. Bu şiddet politikalarını sorgulamasını istiyorum. Hakkarili anaların artık evlatlarına sahip çıkmasını dağdan geri çağırmasını istiyorum. Bugün artık yasaklar yok. Bugün artık kısıtlamalar yok. Bugün ifadenin önünde engeller yok. Hep birlikte çok daha iyisini yapacağız. Standartları çok daha yükse çıkaracağız. Ama bunun için sizden destek istiyoruz. El ele vereceğiz. Omuz omuza vereceğiz" dedi. Erdoğan BDP'nin terörden beslendiğini de ifade ederek "Terör varsa BDP var. Bunu onlar da açıkça ilan ediyor. Demokrasi diyorsanız tavrınızı açıkça ortaya koyacaksınız. Siz bu konuda yürekliyseniz çıkın terör örgütü olarak PKK'yı ilan edin. Edemediler Neder çünkü oradan besleniyorlar" diye konuştu.

120 trilyonluk havaalanı

Hakkari için hayalleri olduğunu ve bu hayalleri gerçeğe dönüştürmek istediğini de sözlerine ekleyen Erdoğan'ın konuşmasında diğer satır başları ise şu şekilde yer aldı:

"Yüksekova'da 1 milyon kapasiteli bir havaalanın temelini attık. 120 milyon, trilyona mal olacak. Bunun temel atma törenini bile engellemek istediler. Ama benim Ulaştırma bakanım geldi temeli attı. İnşaat devam ediyor. Aynı şey Silopi Şırnak da oldu. O da gerçekleştirdi. Burada havaalanı Kürt kardeşimin aklından geçer miydi. Buraya uçağı indireceğiz. Buraya haftada 15-20 uçağın kalkmasını istiyorum. Ölüm haktır. Biz hayatımızda birkez ölürüz. Buna inanmışız. Buna inanmayanlar tabi hergün korkarlar. İnanıyorsak hiç korkmayız. Bizim için ölüm son değil başlangıçtır. Bizim değerlerimizde inancımızda ölümden sonra dirilmek vardır. Bunların böyle bir şeyi yok. Bunlar İslam'ı kılıç zoruyla kabul ettiklerini söylüyorlar. Kürtlerin dininin Zerdüştlük olduğunu da bunlar söylüyor. Şimdi devletin imamları arkasında namaz kılmayın diyorlar. Cuma cemdir. Bunlar bu hassasiyet içinde değil. 12 Haziran dinimizi istismar edenlere cevap verme günüdür. Güvenli olursak, huzurlu olursa istikrar olursa Hakkari'ye dünyanın her yerinden yatırımcı gelir. Hakkari Belediyesine 2010 yılında 13.5 trilyon pay verdik. Yüksekova Belediyesine 18 trilyop pay verdik. Bunları bilin. Batı ne alıyorsa buralar daha fazlasını alıyor. Hakkari Belediyesinin görevi olmasına rağmen şehir içindeki ana yolları yapıyoruz. Dört çöp kamyonu gönderdik. Buna rağmen Hakkari çöpe mahkum ediliyor. Bu mudur hizmet? Hakkari'ye layık görülen bu mu? İşte bunu sorgulamanızı istiyorum. İstismar ve hizmet siyaseti yapanları ayırın. Siz çok daha iyisine layıksınız."