Dubai ve Kuzey Emirlikleri Türk İş Konseyi Başkanı Kanat KUTLUK
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), yaklaşık yirmi yıldır yaşadığım, çalıştığım ve her yönüyle tanıklık ettiğim bir ülke. 2006 yılında Dubai’ye ilk geldiğimizde, hem Türkiye–BAE ilişkileri hem de bölge ekonomisinin ölçeği bugünkü noktadan oldukça uzaktı. Son yirmi yılda yaşanan dönüşüm ise yalnızca ekonomik göstergelerle açıklanamayacak kadar derin; şehirleşmeden hukuki altyapıya, iş yapma kültüründen sosyal uyuma kadar uzanan bütüncül bir model ortaya çıktı.
Bugün yeni gelenler mevcut tabloyu görüyor. Oysa bu tablo, uzun bir yolun, ardı ardına alınmış stratejik kararların ve zaman zaman oldukça zorlayıcı dönemlerin bir sonucu. BAE’nin başarısı; vizyonun sürekliliğine, karar alma süreçlerindeki hız ve netliğe ve ülkenin kendisini “herkese açık ama kimseye kişisel olarak ait olmayan” bir ekonomik platform olarak konumlandırmasına dayanıyor. Kurallar net, işleyiş öngörülebilir. İyi niyet, çalışkanlık ve uyum ise neredeyse sistemin doğal seçilim mekanizması hâline gelmiş durumda.

DEMOGRAFİ VE TÜRK TOPLULUĞUNUN DÖNÜŞÜMÜ
2006 yılında yaklaşık iki bin olan Türk topluluğu, 2020’lerde on bin seviyesine ulaştı. 2025 itibarıyla ise bu sayı altmış bini aşmış durumda. Bu artış, basit bir nüfus hareketliliğinden ziyade Türkiye–BAE ekonomik entegrasyonunun ve son yıllarda hızlanan siyasi normalleşmenin somut bir yansıması.
Eskiden ülkede ağırlıklı olarak KOBİ ölçeğinde işletmeler ve sınırlı sayıda büyük firma varken, bugün tablo belirgin şekilde değişmiş durumda:
Bu dönüşümde, BAE’nin yabancı yatırımcıya sunduğu güçlü hukuki koruma, şeffaf regülasyonlar ve hızla işleyen serbest bölgelerin payı büyük.

CEPA DÖNEMİ: TÜRKİYE–BAE EKONOMİK AKSININ HIZLANMASI
2023 yılında yürürlüğe giren Türkiye–BAE Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması (CEPA), iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin çerçevesini yeniden tanımladı. Gümrük vergilerinin düşmesi, teknik engellerin kaldırılması, hizmetler ve yatırımların serbestleştirilmesi kısa sürede etkisini gösterdi:
CEPA, yalnızca ticareti değil; ortak yatırım, teknoloji paylaşımı ve uzun vadeli iş birliklerini de hızlandıran güçlü bir çarpan etkisi yaratıyor.
Türk Yatırımları: Savunmadan Ulaştırmaya
Son yıllarda Türk şirketlerinin BAE’de üstlendiği roller artık klasik taahhüt projelerinin ötesine geçmiş durumda.
Savunma sanayii: BAE, teknolojik dönüşümünü hızlandırırken Türk savunma sanayii şirketleri bu ekosistemde daha görünür hâle geliyor. Ortak üretim, teknoloji transferi ve Ar-Ge projeleri giderek daha fazla gündeme geliyor.
Ulaştırma ve hızlı tren: Türkiye’nin hızlı tren alanındaki tecrübesi, Körfez’in mobilite vizyonu ile birleşiyor. Suudi Arabistan–BAE–Umman hattını kapsayan yeni demiryolu ağında Türk şirketlerinin rolü giderek güçleniyor.

İnşaat ve altyapı: Türk müteahhitler uzun süredir ülkede faaliyet gösteriyor. Son beş yılda ise limanlar, havaalanları, otoyollar ve enerji altyapısı projelerinde daha görünür bir konuma geldiler.
Perakende ve e-ticaret: Değeri 10 milyar doları geçen Türkiye’nin ilk şirketi Trendyol başta olmak üzere Türk markalarının pazara girişi, hem Türk ürünleri için güçlü bir vitrin oluşturdu hem de lojistik altyapının derinleşmesine katkı sağladı.
Teknoloji ve hizmet: Finansal teknoloji, yazılım, veri çözümleri ve danışmanlık alanında faaliyet gösteren Türk şirketleri, Dubai’nin bölgesel merkez rolü sayesinde BAE üzerinden Afrika ve Güney Asya pazarlarına açılıyor.
BAE Ekonomik Modeli: Tanımlayıcı Unsurlar
BAE’nin başarısı birkaç temel başlıkta özetlenebilir:
Dışarıdan bakıldığında sade görünen bu modelin arkasında ciddi bir planlama, disiplin ve stratejik esneklik yatıyor.
Sonuç: Türk İş Dünyası İçin BAE Ne İfade Ediyor?
Bugün gelinen noktada BAE;
Türk yatırımcılar için fırsatlar geniş, ancak bir gerçek çok net: BAE’de fiziksel olarak olmayan kazanamıyor. Yerel adaptasyon, regülasyona hâkimiyet ve sürdürülebilir bir iş modeli artık vazgeçilmez.
Bu nedenle BAE benim için yalnızca yaşadığım yer değil; aynı zamanda profesyonel hayatımda en büyük dönüşümlere tanıklık ettiğim, Türk iş dünyasının kendi geleceğini sahada test ettiği bir alan.
Körfez Serisi yazı dizisinin son bölümünü BAE’ye ayırmamın nedeni de tam olarak bu: BAE, pek çoğumuz için hem yeni bir ev hem bir laboratuvar hem de giderek güçlenen bir ortak geleceğin adı.
patronlardunyasi.com