Gündem


Nihat Babaözü, Türk çiftçisinin haklarının gasp edildiğini ve üretemez hale getirildiğini savundu. 

İşte o yazı; 

"14 mayıs Çiftçiler Günü Türk milletine kutlu olsun.

Türk tarımı maalesef son 20 yılda bilerek ve isteyerek çökertilmiştir.

Örneğin desteklemelerden bahsetmek gerekirse, Türk çiftçisinin 140 milyar doları tamamen gasp edilmiştir. Mevcut iktidar tarafından gasp edilmiştir. 

2022-2023 yılında Türk çiftçisine verilmesi gereken destek 8.5 milyar dolardır. 

Şöyle ki, 

Tarım kanunumuza göre, milli gelirimizin en az %1'i çiftçilere verilmesi gerekir. 

Geçen yılki milli gelirimizin 851 milyar dolar olduğunu düşünürsek bunun yüzde birisi en az %1'i 8.5 milyar dolardı. 

Bu da, 18 liradan 160 milyar lira yapar. 

Peki,

2023 bütçesine Türk çiftçisine verilmek için ne kadar ödenek konulmuştur. 

54,5 milyar dolar...

Yani,

160 milyardan bu 54,5 milyarı çıkarttığınızda kalan miktar olan 106 milyar lira...

Bu yıl sadece bu yıl bile çiftçiye borçludur. 

Türk çiftçisinin hakları 10-20 yıldır gasp edilmiştir.

Türk çiftçisi üretemez hale gelmiştir. 

Sadece desteklemeler mi,  ana girdilerimiz; mazot, gübre, sulama, elektrik, tarım ilaçları fiyatları orantısız olarak artmıştır.

Enflasyonun çok üstünde seyreder bir şekilde artmıştır. 

Özellikle Tarım Bakanlığı ve siyasetten beslenen mevcut iktidar insanları, ithalatı çok cazip duruma getirmişler ve ithalattan nemalanmışlardır. 

Yani,

Siyaseti kendilerine zenginleşme aracı olarak kullanmışlardır. 

Peki,

Bütün bunlar olurken insanlarımız sağlıklı ucuz bol gıdaya ulaşamazken toplum üzerinde nasıl etkileri olmuştur.  

Arkadaşlar,

İnsanlarımız üzerinde sosyal hayatında ve beden ve ruh sağlığında da çok büyük değişiklikler olmuştur. 

Sosyal açıdan baktığımızda insanımız, kimlik değiştirmiş genleriyle oynandığı görülmüştür. 

GDO'lu gıdalar, tarım zehirleri, yapay gıda boyaları neslimizi ciddi şekilde tehdit etmektedir. 

0-9 yaş arasındaki bebek ve çocuk diyeceğimiz 4 bin kanser hastası vardır. 

10-17 yaş arasında 3 bin civarında kanser hastası çocuğumuz vardır. Yeni doğan her 10 çocuktan 2'si kısır doğmakta, 28- 30 yaşlarında cinsel aktivitelerini kaybetmektedirler. 

Son yıllarda sakinleştirici kullanımı tavan yapmıştır.  

Milletimizin beden ve ruh sağlığına verilen zararın boyutu devasıdır. 

Okul çağındaki çocukların kesinlikle okulda süt ve beslenme saati düzenlenmeli ve devlet tarafından bu finans edilmelidir. 

Gıda üretimi ve sağlığı her aşamada denetlenmeli, uymayanlara ciddi yaptırımlar uygulanmalıdır.

Ülke çapında bütün meralar ve yaylalar hayvancılığa açılmalıdır. Bunun için de kesinlikle terör bitirilmelidir. İnsanlarımızın ucuz sağlıklı bol gıdaya ulaşmaları sağlanmalıdır. 

Diğer taraftan tarımsal üretimde sulanabilir arazilerin artırılması gerekir. Geçmişte yapılan projeler bir an evvel hayata geçirilmelidir.  

Bu topraklar, bu devasa ülke en az insan 300 milyon insanı destekleyebilecek kapasitedir. 

Ama maalesef nasıl olduğunu anlayamadığımız bir şekilde tarım politikaları hiç bir şekilde doğru yönetilmemiştir. 

Tüm bu şartlar altında Türk çiftçisinin 14 Mayıs Çiftçiler gününü kutluyorum."

patronlardunyasi.com