Gündem


Toygun ATİLLA

DEİK’in davetlisi olarak, EU–Türkiye Business Summit kapsamında Egmont Sarayı’nda yapılacak toplantıları izlemek için buradayım.

Bir grup meslektaşımla dün geldik.

İlk durak Türkiye’nin AB Daimi Temsilciliği’nin verdiği resepsiyondu.

Ardından DEİK Başkanı Nail Olpak ve DEİK, Türkiye–Avrupa İş Konseyleri Avrupa Koordinatörü Mehmet Ali Yalçındağ ile sıcak bir sohbet…

O sohbet sırasında Yalçındağ’ın anlattığı bir hikâye, aslında Avrupa–Türkiye ilişkisinin bugünkü halini özetleyen soğuk bir duş gibiydi.

Çok uzak değil geçen hafta yaşanan bir olay bu.

KANSER TEDAVİSİ İÇİN İSTENEN VİZEYE RET

Kanser tedavisi için Almanya’dan vize almaya çalışan bir Türk iş insanı ve eşi… Durum acil, insani… Yalçındağ’dan destek istiyor.

Peki Almanya’nın cevabı? “Yeterince inandırıcı değil. Vize veremeyiz”

İNSAN HAKLARI VİTRİNİNDEKİ ÇATLAK

Bir insanın hayatı inandırıcılık testine takılabiliyorsa, kusura bakmasınlar ama Avrupa’nın bize ders vermeye çalıştığı o meşhur “insan hakları vitrini”nde ciddi bir çatlak olduğunu düşünüyorum.

Avrupa, Türkiye’ye hem çok yakın hem çok uzak. Hem çok ihtiyaç duyuyor hem de hala mesafe koyuyor. Hem “stratejik ortak” diyor hem de kapının tokmağını kendi elinde tutmak istiyor.

AVRUPA'NIN BAKAMADIĞI RESİM

Oysa durum hiç de Avrupa’nın Avrupa olduğu zamanlardaki gibi değil.

Dünya artık eski dünya değil. Dünyanın satranç tahtasında Amerika ve Çin var.

Mehmet Ali Yalçındağ’ın da vurgu yaptığı gibi, “kimse Avrupa’nın ne söyleyeceğini merak etmiyor. Herkesin gözü kulağı ABD ve Çin’de”

DEİK/Türkiye-Avrupa İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ

Bu resme Brüksel’de herkes bakıyor ve şunu görüyor: “Türkiye olmadan Avrupa kendi ayakları üzerinde duramaz.”

Bu cümle yüksek sesle söylenmiyor, diplomasi böyle çalışmıyor. Toplantı başlıkları, panel içerikleri, konuşmacılar ve kulislerde fısıldananlar ise böyle

HARİTALARIN ANLATTIĞI

Avrupa’nın enerji güvenliği nereden geçiyor? Haritalara bakın, hepsi Türkiye’den geçiyor.

Tedarik zincirinin kırıldığı noktalara bakın, yama yine Türkiye’den geçiyor.

Savunmada NATO’nun ikinci büyük ordusu kim? Türkiye.

Herhangi bir savaş, kriz, enerji kesintisi veya göç dalgası… Avrupa’nın refleksi önce Ankara’ya bakıyor.

Bu artık Avrupa’nın itiraf etmekten çekindiği bir gerçek.

Bu yüzden zirvede savunma paneli Basat Öztürk ile açılıyor; karşısında Leonardo, INDRA, ASD Europe, EEAS ve TUSAŞ oturuyor.

Bu masanın tercümesi ise, Türkiye’siz savunma mimarisi kurulamayacağı gerçeğinden başka e şey değildir.

Toygun Atilla… Brüksel’den bildiriyor.

(Ama siz hala beni Ortadoğu’da sanın, bazen Avrupa’nın da o tarafa doğru yavaş yavaş kaydığını fark ediyorum.)

patronlardunyasi.com