Toygun ATİLLA yazdı
NEFRET DİLİ
Deprem bölgesinde Recep Tayyip Erdoğan rakiplerinden daha çok oy aldı. Ardından "tuhaf" en hafif deyimi ile "çirkin" bir tartışma başladı. Kimi, "bu nasıl olur ?" kimi, işi insanlıktan çıkardı, nefreti boyutuna taşıdı, beddua etti, "gönderdiğim yardımlara haram olsun" dedi.
KILIÇDAROĞLU MÜDAHALE ETTİ
Allahtan 24 saat sonra bile olsa, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nefret dili kullananları uyardı "Lütfen deprem bölgesi insanımıza söyleyeceğimiz her şeyde, 10 düşünelim 1 diyelim. Hiçbir siyaset o insanların kalbini kırmaya değmez. Her bir vatandaşımız, hele hele depremzedelerimiz, politik tercihi ne olursa olsun benim başımın üstündedir"
MUHARREM İNCE, SELÇUK BAYRAKTAR
Tüm bu tartışmalar sürerken, deprem felaketini anımsadığımda aklıma iki insan geldi.
Biri, depremi duyar duymaz yollara düşen Memleket Partisi lideri Muharrem İnce bir diğeri ise ilk günden itibaren bölgeyi mesken tutan, günlerce felaketin yaşandığı bölgeden ayrılmayan, binlerce insana dokunan Selçuk Bayraktar...
SELÇUK BAYRAKTAR'I ARADIM
Selçuk Bayraktar, 15-20 gün neredeyse bölgeden elini hiç çekmemiş, sadece duş almak, küçük istirahatlar için döndüğü İstanbul ile deprem bölgesi arasında mekik dokumuştu.
Kimi CHP'liler, deprem bölgesinde bile Recep Tayyip Erdoğan'ın gerisinde kalmalarının sebebini sorgularken, kimilerinin nefret kustuğu bu ortamda Selçuk Bayraktar'ı aradım.
NEFRET DİLİNE ÖFKELİYDİ
Seçim sonunda özellikle deprem bölgesindeki seçmene yönelik nefret diline "öfkeliydi".
İnsan olan herkes gibi...
Çünkü yaşanan felaketin, oradaki insanların dramanın bizzat tanığıydı.
Acıların ortağıydı.
İnsan olan herkes gibi...