Feramuz ERDİN
Donald Trump’ın iş başına gelmesiyle farklı bir strateji izlemeye başlayan ABD’nin geleceğe dair planları ne?
ÜRETİM ATAĞI İÇİN ENERJİ İHTİYACI
Dün Eyüp Serbest’in PD yazısında, ABD Başkanı Donald Trump’ın, 2050 yılına kadar ABD’nin nükleer güçten elde edilecek elektrik kapasitesini tam 4 katına çıkarmak amacıyla, geçen hafta ülkedeki sivil nükleer enerji reaktörlerine izin veren dört önemli karara imza attığı belirtiliyordu. Başta yapay zeka (YZ) kullanımı olmak üzere birçok sektöre ucuz ve kalıcı enerji sağlanması planlamasının bir sonucu olduğu belirtilen bu kararın arkasında, ABD’nin gelecekteki üretim atağı planlamasının izlerini görmek mümkündür.
MİLLİ GÜVENLİK KURULU’NA NEŞTER
ABD’nin strateji değişikliğini gösteren bir diğer adım da yine geçen hafta, başta milli savunma olmak üzere küresel politikalarına yön veren Milli Güvenlik Kurulu’nun (NSC) görevlerinin yeniden tanımlanmasıydı. NSC'de görev yapan 100'den fazla üst düzey personel, Başkan Trump'ın “siyasi ajandasıyla örtüşmediği” gerekçesiyle görevden alındı. Dışişleri Bakanı ve geçici Ulusal Güvenlik Danışmanı Marco Rubio'nun denetiminde yürütülen bu operasyonla yeniden yapılandırılan NSC'nin artık politika uygulamaktan çok, sadece "koordinasyon ve danışmanlık" işlevi göreceği belirtiliyor. Daha önce de USAID gibi ABD’nin “küresel sinir ağlarında” yapılan operasyonlar aslında bu son operasyonun da habercisi gibiydi?
ABD ARTIK AÇIK MI OYNAYACAK?
ABD’nin küresel politikalarının başat aktörlerinin tabiri caizse tek tek “budanmasının” küresel sonuçları olacağı kesindir. ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın “batı müdahalesi dönemi sona ermiştir” şeklindeki açıklamasını da bu bağlamda değerlendirmek gerekecektir. Devamında, ABD’nin İsrail’in Ortadoğu’daki plan ve beklentilerinin sponsoru olmaktan uzaklaşmak istediğini düşünmek bir başka seçenek olabilecektir. Bir başka açıdan, İsrail’in dünyadan gelen tüm tepkilere rağmen, kendisine verilen “son imkanı” kullanarak başta Filistin olmak üzere etrafındaki coğrafyada alan genişletmeye çalıştığı düşünülebilir.
Muhtemelen bir süre sonra İsrail’e “dur” denecektir? Ancak başta da belirttiğimiz gibi büyük bir üretim atağına hazırlandığı her haliyle belli olan ABD’nin, başta uranyum olmak üzere enerji alanında dışa bağımlılığının devam etmesi, dünyadan elini eteğini tamamen çekeceğine dair ön görülerin önünde bir engeldir. Savunma bütçesinin dramatik şekilde artırıldığı 2026 yılı ve sonrasında ABD’nin küresel çapta neler planladığını iyi okumak gerekir.
2026’DA PENTAGON’A YENİ GÖREV
Trump yönetiminin 2026 yılı bütçesinde, başında iş insanı Elon Musk’ın bulunduğu Kamusal Verimlilik (DOGE) biriminin hedefleri doğrultusunda, federal bürokrasi bütçesinde 163 milyar dolarlık bir tasarruf ön görülmektedir. Ancak bunun yanında, savunma bütçesi ise bir önceki yıla oranla yüzde 13.4 artışla 1.01 trilyon dolar olarak belirlenmiştir.
Sınır güvenliğini sağlanması ve uyuşturucu kaçakçılığının engellenmesi için Pentagon’a büyük kaynaklar aktarılması ön görülen savunma bütçesi ABD’nin önümüzdeki dönemde ülke sınırlarının güvenliğine odaklanacağı anlaşılmaktadır. Bu durum, ABD’ne bel bağlayan bazı ülkelerin ve grupların artık kendi başının çaresine bakmak zorunda kalacağının bir göstergesi olarak yorumlanabilir. Komşumuz Suriye’nin geleceğini ve istikrarını bir kez de bu açıdan değerlendirmek gerekebilir. ABD savunma bütçesinin küresel istikrarı etkileyen diğer kalemlerinin nerelere harcanacağını ise ancak önümüzdeki yıl görebileceğiz.
patronlardunyasi.com
İLGİLİ HABER