Ekonomi


Avrupa Birliği, 1 Ocak 2028’den itibaren Rus gazının ithalatını tamamen yasaklama kararı aldı. AB Konseyi tarafından onaylanan plan, hem kısa hem uzun vadeli sözleşmelerin aşamalı biçimde sonlandırılmasını öngörüyor.

Buna göre, 17 Haziran 2025’e kadar imzalanan kısa vadeli anlaşmalar 2026 ortasında, uzun vadeli sözleşmeler ise 2028 başında sona erecek. Karar, bugüne kadar “Türk Akımı” hattı üzerinden gaz almaya devam eden Macaristan, Slovakya ve Bulgaristan gibi ülkeleri doğrudan etkileyecek.

TÜRK AKIMI TEK SEÇENEK HALİNE GELDİ

Turkrus.com'un N. İzvestiya'dan aktardığı haber analizine göre Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatında “Türk Akımı” hattı tek seçenek haline gelmiş durumda.

Temmuz 2025’te boru hattı üzerinden Avrupa’ya 1,59 milyar metreküp gaz taşınarak rekor kırıldı, ancak bu miktar Rusya’nın askeri operasyon öncesi satışlarının çok altında.

Sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatı da düşüşte: 2025’in ilk dokuz ayında Avrupa’ya 15 milyar metreküp LNG gönderildi, bu da geçen yıla göre yüzde 7 azalma anlamına geliyor.

TÜRKİYE, RUSYA'NIN AVRUPA PAZARI POLİTİKASININ MERKEZİNDE OLABİLİR

Enerji uzmanları, AB’nin 2028’den itibaren Rus gazına tam ambargo uygulama kararının ardından, Moskova’nın Avrupa pazarında varlığını koruma çabasının merkezinde Türkiye’nin yer alabileceğini belirtiyor. “Gazprom”un geleceği için en çok tartışılan seçenek, yıllardır gündemde olan Türk gaz merkezi projesi.

PLAN: TÜRKİYE'NİN AZERBAYCAN VE İRAN'DAN GAZ ALIP BUNLARI 'KENDİ ADINA' SATMASI

Uzmanlara göre planın özü, Türkiye’nin yalnızca Rusya’dan değil Azerbaycan ve İran’dan da gaz alıp bunları “kendi adına” Avrupa’ya satması. Böylece sevkiyat hukuken Rus menşeli olmaktan çıkarak yaptırımları dolaylı biçimde aşabilir. Ancak bu fikir 2022’den beri konuşulsa da somut bir adım atılmış değil. En büyük engellerin başında yatırım eksikliği, siyasi riskler ve Avrupa’ya uzanan tek boru hattı güzergahının Bulgaristan’dan geçmesi geliyor.

Moskova, yaptırımlar ve dondurulmuş varlıklar nedeniyle projeye sermaye koyamıyor. Ankara ise kendi enerji altyapısında bile finansman sıkıntısı yaşarken milyarlarca dolarlık yeni boru hattına kaynak ayırmakta zorlanıyor. Uzmanlar, “Üçüncü ülkelerin ya da özel yatırım konsorsiyumlarının katılımı olmadan bu proje hayata geçemez” değerlendirmesini yapıyor.

Kısa vadede Türk gaz merkezi fikri daha çok diplomatik bir koz olarak görülüyor. Ancak uzun vadede Avrupa piyasasında dolaylı bir varlık sürdürme aracı olabilir. Analistlerin ifadesiyle, “Bu plan bugünkü koşullarda ekonomik bir çözüm değil, Rusya’nın elinde kalan son siyasi manevra alanı.”

YASAK KARARI AB İÇERİSİNDEKİ AYRILIKLARI DERİNLEŞTİRİYOR

AB’nin yasağı, özellikle enerji bağımlı ülkelerde siyasi gerginlikleri artırdı. Macaristan Başbakanı Viktor Orban kararı “ideolojik ve Avrupa ekonomisine zarar verecek bir adım” olarak nitelendirirken, Sırbistan enerji krizinin eşiğine geldi. Ülke gazını Bulgaristan üzerinden alıyor, ancak yeni kararlar hem ithalatı hem de transit geçişi yasaklıyor. Üstelik ABD’nin baskısıyla Belgrad yönetimi, Gazprom’un ortak olduğu Sırp enerji şirketi NIS’i kamulaştırmaya zorlanıyor.
 
Rusya açısından ise bu karar, Gazprom için yeni bir dönemin başlangıcı anlamına geliyor. Uzmanlara göre, tek çıkış yolu Türkiye üzerinden planlanan “gaz merkezi” projesi olabilir, ancak yatırım eksikliği ve siyasi gerilimler bu ihtimali zayıflatıyor. Sıvılaştırılmış gaz ihracatında öne çıkan Novatek, global pazar sayesinde kısmen toparlanma şansı bulabilir. Gazprom’un ise boru hattına bağımlı yapısı nedeniyle kayıpları telafi etmesi zor görünüyor. Uzmanlar, şirketin azalan gelirleri telafi etmek için yurtiçi fiyat artışlarına ve yeni vergi yüklerine başvurabileceğini belirtiyor.
 
patronlardunyasi.com