Patronlar


Ersu ve Golden markalarıyla Türkiye'nin en köklü meyve suyu üreticilerinden olan Akman Holding, 1994 yılında adım attığı Çin'de de adını 'en başarılı yabancı yatırımcılar' arasına yazdırmayı başardı. Yıllık 135 bin tonluk meyve suyu üretimiyle Çin'in toplam üretiminin (800 bin ton) yüzde 18'ini karşılayan şirket, yakında Pekin Borsası'na açılmaya hazırlanıyor.

Akman Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardıması Ali Akman, Türkiye'deki yüksek yatinm maliyeti ve bitmeyen bürokrasi nedeniyle Çin'i tercih ettiklerini belirterek, "Bugüne kadar 10.5 milyon dolarlık yatırım yaptık, 3 tesis için de düğmeye bastık" diyor. Çin'in yabana yatırımcıyı el üstünde tuttuğunu söyleyen Akman'la, basan öykülerini konuştuk.

90'lı yıllarda Çin'e yatırım yapmak riskli değil miydi?
Aslına bakarsanız evet vardı ama yatırıma olarak bu riski göze almak zorundasınız. Şimdi cesaretimizin meyvelerini topluyoruz. Düşünün, Çin'de 1994 yılında 2 bin ton meyve suyu ve konsantresi üretiliyordu. Bu rakam 2004'te 800 bin tona yükseldi. Golden markasıyla 135 bin tonunu biz üretiyoruz. Pazarın en büyük 3 şirketinden biriyiz ve hızla büyüyoruz. Bizim avantajımız, yatırımımızı yıllar önce yapmaktı. Yabancılar son birkaç yıldır Çin'e yatinm için geliyor. Pazarda olmak kolay ama pay almak zor. Bizi satın almak isteyen çok şirket var ancak bizim hedeflerimiz var. 2004 yılında 15 milyon dolar ciro gerçekleştirdik. 2007 yılında 60 milyon dolar hedefliyoruz ve bir ilki gerçekleştirerek Pekin Borsası'na gireceğiz.

O dönemler Çin'de yatırım yapan birçok Türk firması kâr marjları düşük olduğu için iflas etti. Siz nasıl başardınız?
Geçmişte böyle talihsizlikler oldu tabii. Ancak, biz önlemimizi İhracatla aldık. Üretimimizin yüzde 50'sini Avrupa, Japonya ve ABD'ye ihraç ediyoruz. Pazarın ucuzluğu yatinm kolaylığı sağlıyor. Ancak, burada ortak bir yapıyla başlamak daha kolay. Bir tehditi fırsata dönüştürdük. Çin'e karşı olmaktansa içinde olmak daha başarılı olmamızı sağladı. İlk alti aylık dönemde 30 milyara yakın yabana yatırım gerçekleştirildi. Ve bu giderek artıyor. Burada yabancı yatinmaya müthiş bir ilgi var. Resmen el üstünde tutuluyorsunuz. Şu anda Çin'in en büyük üretici firmalarından biriyiz ve marka bilinirliğimiz çok yüksek. Öyle ki 2 yılda bir düzenlenen uluslararası meyve suyu ve konsantresi üreticileri günleri bizim sayemizde bu yıl
Çin'de yapılacak. İşin ilginç tarafı 16-20 Ağustos arasında düzenlenecek bu konferansı Çin hükümetiyle birlikte biz düzenliyoruz.

'Belediye başkanı beni elinde çiçeklerle karşılıyor'

Türkiye ile Çin'deki yatırımcılara sunulan olanaklar arasında ne gibi farklar var?
Türkiye'de yerel ve yabana yatırımcılar için işkenceyi anımsatan protokoller var. ihracat yaparken neredeyse sopa yemediğimiz kaldı. Antalya'daki fabrika için 12 yıl sadece ruhsat bekledim. Çin'de ise vergi ve sigorta yükümlülükleriniz oldukça düşük. Türkiye'de toplam maliyetler içinde yüzde 109'a varan bu oran Çin'de sadece yüzde 9. Birkaç kez Tarım Bakanı beni Pekin Havaalanı'nda karşıladı. Fabrikanın bulunduğu şehir Penglai'ye her gittiğimde ise belediye başkanı beni elinde çiçeklerle karşılıyor. O akşam bir 'hoş geldin kokteyli' düzenliyor. Bir gün fabrikanın boş bir arazisi için, "Keşke ağaçlandırabilsem" dedim, ertesi gün 3 bin çam ağacı göndermiş. Örneğin, ihracat yapıyorsunuz, limana kadar nakliyenizi yerel yönetim karşılıyor. Bürokrasi yok denecek kadar az. Bu da yatırımcının aradığı önceliklerden birisi.

Kerim Ülker/Vatan