Ekonomi


Cevdet Yılmaz açıklamasının devamında şunları kaydetti:

2026'nın hedefi yüzde 20'nin altı, 2027'de ise yeniden tek hanelere ulaşmak. Programımızın hedefi bu. Temel mallar da bu rakama geldik. Ama hizmetler biraz geriden geliyor. Kira başta olmak üzere, eğitim ve kira kalemlerinde biraz geriden geliyoruz. Bunu da bütüncül bir politika ile yapıyoruz. 3 sütunlu bir bütüncül politikamız var. Birincisi para politikası. Diğer taraftan maliye politikamız var. Oralarda da 90 milyar dolar deprem nedeniyle harcama yaptığımız halde mali disiplini koruyoruz.

Bu rakamlar en güçlü ekonomiyi dahi sarsacak rakamlar. Depremin mali etkisi sonraki yıllarda ortaya çıkıyor. Konutlar, yollar, okullar, alt yapı, hastaneler... hepsini yeniden inşa ediyoruz. Bu sene 2025'in bütçesinde harcamalarımızda sapma söz konusu değil. Programımızın üçüncü ayağı yapısal dönüşümler. Arz yönlü politikalar da çok önemli. Burada gıda ve konut kalemleri çok önemli. Enflasyonda kararlıyız. Sonuç olarak bir süreç başlamış durumda. Eylül ayında beklentinin biraz üzerinde geldi. Ama bu bir aylık durum.

"DÜNYA ESKİ DÜNYA DEĞİL"

Büyük resmi görmek lazım. Enflasyon aşağı doğru iniyor. Vatandaşlarımız bu düşüşü belirli gruplarda görüyor. Gıda da kuraklık ve don nedeniyle etkiyi göremiyoruz. Burada birde fırsatçılık var. Enflasyon aşağı doğru inmeye devam edecek. Vatandaşımız hizmet sektörü dahil her alanda bunu görecek.

Ekonomiyi konuşurken biraz dünyaya da bakmak gerekir. Dünya çok zor bir durumdan geçiyor. Ciddi tarife tartışmaları yaşanıyor. Dünya ekonomisi belirsiz bir durumda. Birde birçok bölge çatışma bölgesi. İsrail-İran, Rusya-Ukrayna savaşları gibi. Pandemiden bugüne dünya ekonomisi sadece yüzde 15 büyüdü. Türkiye ekonomisi ise yüzde 30 büyüdü.

Dünya eski dünya değil. Çok farklı bir konjönktür var. Gerçekçi olmazsak bir noktaya varamayız. Emeğin milli gelirden aldığı pay çok önemli. Bu pay geçen yıl yüzde 39 oldu. 2025'in ilk yarısında yüzde 35,9. Emeğin, milli gelirden aldığı pay olarak bu rakam tarihimizin en yüksek noktasında. Aynı zamanda istihdamı da koruyoruz. Enflasyonu tam olarak düşüremediğiniz süreçte farklı bir algı oluşuyor. Bu nedenle temel hedefimiz enflasyonu düşürmek. Biz kalkınma perspektifi ile hareket ediyoruz. Eğitim, sağlık sistemi, şehirleşme.. hepsini bir bütün olarak algılıyoruz. Reel ekonomide gayet iyi gidiyoruz.

''İSTİHDAMI DA İHMAL ETMİYORUZ''

AB'de kişi başına gelir 100 ise bu rakam geçmişte 30'du. Bugün 70 oldu. Avrupa ortalamasının yüzde 100'ünü yakalayamadık. Ama bir hamle ile işte o yüzde 100'e ulaşmak gerekiyor. Bunu başaracağız.

Burada kritik konu büyümenin kompozisyonu. Büyümeyi tüketim üzerinden de yapabilirsiniz, yatırım üzerinden de yapabilirsiniz. Biz ikincisini tercih ediyoruz. Bu aynı zamanda dezenflasyonist bir büyüme. Verimliliği artıran bir ekonomik politika izliyoruz. İstihdamı da ihmal etmiyoruz. İstihdam aynı zamanda sosyal adalet ile ilgili bir durum. İstihdamın için kadın ve genç istihdamı çok önemli. 

TARIMA AYRILAN BÜTÇE 888 MİLYAR

Tarım stratejik bir sektör. Tarım önemli ve destekliyoruz. Gelecek yıl bütçemizden 888 milyar ayırdık. İlave kaynak da olacak. Önümüzdeki dönemde desteklerimiz devam edecek. Gelecek yılda doğrudan desteklerimiz ve sulama desteklerimiz devam edecek. Sübvansiyonlu kredilerimiz var. Çiftçilerimizin faizinin yüzde 70'ini devlet olarak biz ödüyoruz. Bu sene don ve kuraklık yaşadık. İklim değişikliği nedeniyle daha uzun vadeli çalışmalarımız var. Gıda Komitemiz var. Gıdadaki soğuk zincirin korunması gibi hususlar orada değerlendiriliyor. Özellikle tarladan marketlere kadar gelen süreçte kayıp kaçaklar yaşanıyor. Bunun önünde geçmek için çalışmalar yapılıyor.

patronlardunyasi.com