Ekonomi


TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, kasım ayı ihracat rakamlarını açıklamasının ardından basın mensuplarının soruları yanıtladı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, kasım ayı ihracat rakamlarını açıklamasının ardından basın mensuplarının soruları yanıtladı. Aralık ayında ihracatta yüzde 10-15 seviyesinde bir düşüş olmasını beklediklerinin altını çizen Büyükekşi, "Kasım ayındaki düşüşün nedeni geçtiğimiz yılın aynı döneminde 11 milyar dolarla bir rekor kırılmıştı. Aralık ayında da kendi içinde ciddi bir fark var. 9 gün sürecek uzun bir tatil dönemi yaşayacağız. Dolayısıyla biz 2008 yılının toplam ihracatına odaklanmak üzere düşünmek istiyoruz. Hükümetin koyduğu 125 milyar dolarlık hedef vardı. Bizim koyduğumuz 130 milyar vardı. Bu hedefi küçük miktarlarla az eksi ya da az artı olarak yakalayacağımızı düşünüyorum" dedi.

"Finansal yapı bozulmamalı"

2007 Kasım euro-dolar paritesinin 1.49, bu yıl ise 1.27 seviyesinde bulunduğunu hatırlatan Büyükekşi, "İhracat gelirlerinin düşmesinin birinci sebebi krizden değil pariteden kaynaklanıyor. AB ülkelerine ihracat gecen yıl yüzde 55 iken bu yıl yüzde 48.79'a düştü" dedi.

İhracat konusunda özellikle Eximbank'tan destek istediklerini belirten Büyükekşi, hükümetten beklentilerini de şöyle sıraladı:

"Önce firmalarımız ayakta kalmalı. Bunun için finansal yapılarının bozulması önlenmeli. Hükümetten beklediğimiz pakette finansal destek birinci önceliğimiz. İkinci öncelikli beklentimiz istihdamın korunması. Ayrıca, böyle bir finansal darboğazda en azından hammadde ve aramalında biz yüzde 3 KDV'nin kaldırılmasını talep ediyoruz. Pakette olup olmadığını bilmiyoruz ama bu bizim ana gündem maddemizde. Kriz ortamında her sektör bu zamana kadar özellikle ihracatçı açısından rekabet edebilmek için ara malı ve hammadde ithal eden vardı. Bundan sonra ithal etmeyecek yurt içinden temin edecek bu konuda cari açıkta bize avantaj sağlayabilecek. Yurt dışı pazarlarda daha fazla rekabet edebilmek için her sektörün farklı avantajları dezavantajları var. Öümüzdeki dönemde tekstil ve konfeksiyon sektörünün önem kazanacağını düşünüyoruz Türkiye'nin bu konuda lojistik avantajıyla küçük siparişlerle öne çıkacağını bekliyoruz."

Burhanoğlu: "Hedefte birkaç yıl gecikme olabilir"

TİM'e ev sahipliği yapan TAYSAD Başkan Ömer Burhanoğlu, krizle birlikte anılan otomotiv sektörü için "Lütfen otomotiv sanayini krizle birlikte anmayın" diyerek sıkıntı yaşamalarına rağmen yatırımlarına devam ettiklerini, insan kaynaklarını korumaya çalıştıklarını ve 2012 yılı hedefi olan 2 milyon araç üretimi ve 50 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için çalışmalarını sürdürdüklerini, bu hedefe belki birkaç yıl gecikmeyle varabileceklerini söyledi.

Otomotiv sanayinin 2008'de 1.3 milyon adet üretim hedeflediğini, ancak bir milyon 150 bin adeti bulacak bir üretimle tamamlayacağını beklediklerinin altını çizen Burhanoğlu, "Demek ki ihracatımızı tek bir pazara yapmamalıyız. İhracatımızın büyük bölümü Avrupa'ya yapıyoruz. Farklı pazarlara da odaklanmalıyız. 2009'da 1.5 milyon adet üretim ve 30 milyar dolar ihracat hedeflerken, bu durumda bir milyon üretim ve 6 milyar doları yan sanayi olmak üzere, toplam 20 milyar dolar ihracat öngörüyoruz. Bir süre sonra rekabetin zayıflayacağını ve Türkiye'ye ilginin artarak avantaj sağlayacağını ve üretimde 5 milyon adet araca ulaşabileceğimizi öngörüyoruz" dedi.

"Devlet bu sektöre inanıyorsa destek olmalı"

TAYSAD Başkanı, "Bizler ne yapıyoruz? Tabi ki tasarruf önlemleri alıyoruz, küçülmeler yaşıyoruz. Ama bir şeyden vazgeçmiyoruz. Bizim projelerimiz 5 yıllık projeler. 2012 yılına bağladığımız projelere hala yatırım yapıyoruz bir yandan tasarruf diğer yandan yatırım yapıyoruz. İnsan kaynaklarını tutmak için sonuna kadar dayanıyoruz. Bu küresel krizde biz aradan çıktığımızda anında başka biri girecek. Son 2 yılda yüzde 50 büyüyen sanayi ciddi yatırımlar yaptı.

Bunu öz kaynakla yapması mümkün değildi. Kredi kullandı ve krize krediyle yakalandı. Devletin de konuya böyle bakmasını istiyorum. Biz nasıl risk alıyorsak, bu kadar istihdamı oluşturan, vergiyi veren, teknolojiyi meydana getiren ihracatta lider sektöre devlet inanıyorsa, onun da bir parça risk alması lazım. Bankaların sıkıntıları devletin sıkıntıları olabilir. Ama bu sektör bir bisiklet üzerinde gidiyor, tekerleği ne zaman çevirmezsek devrilebilir. Bir yere dayanmamız lazım devletin bu sektöre bir fon ayırması lazım" diye konuştu.