İstanbul’un tarihi semtlerinden Balat’ta bulunan ve 127 yılı aşkın süredir hizmet veren Özel Balat Or-Ahayim Musevi Hastanesi, yönetim kurulu kararıyla kapatılıyor. Hastane yönetimi, 18 Temmuz 2025’te aldığı kararla, sağlık hizmetlerinin “sürekli ve kalıcı olarak sona erdirileceğini” duyurdu.
Çalışanlara gönderilen fesih bildiriminde, tüm faaliyetlerin durdurulacağı ve işletmenin tamamen kapatılacağı belirtildi.
Yazıda ayrıca kapanışın ardından personelin hak ettiği kıdem tazminatlarının ödeneceği, talep edenlerin ise iş arama izinlerini toplu olarak kullanabileceği vurgulandı.
OSMANLI’DAN CUMHURİYET’E UZANAN TARİH
1898'de hayırsever Musevi cemaatinin girişimiyle kurulan Or-Ahayim Hastanesi, İstanbul’daki tüm halka hizmet verdi. Özellikle salgın hastalık dönemlerinde ve zor zamanlarda verdiği sağlık hizmetiyle hafızalara kazınan hastane, cumhuriyet döneminde de önemini korudu.
Tarihi boyunca pek çok ünlü hekime ev sahipliği yapan kurum, Atatürk’ün doktorlarından bazılarını da bünyesinde barındırmasıyla biliniyor. Bu özelliğiyle, yalnızca bir sağlık merkezi değil, aynı zamanda tıp tarihi açısından da büyük bir sembol niteliği taşıyordu.
“TARİHİ BİR HAFIZA KAYBI”
Kapatma kararıyla birlikte, İstanbul’un köklü sağlık kurumlarından biri tarihe karışıyor. Hem mimarisi hem de geçmişiyle Balat’ın simgelerinden biri olan hastanenin kapanışı, semt sakinleri ve sağlık camiası tarafından “büyük bir kayıp” olarak değerlendiriliyor.
HASTANENİN KURULUŞU VE AMACI
1898 yılında, “Or-Ahayim” (İbranice: “Hayat Işığı”) adıyla; idealist doktorlar ve hayırseverlerin girişimleriyle küçük bir sağlık ocağı olarak faaliyete başladı.
1. Abdülhamid’in fermanıyla kurulan bu hastanenin temeli, dönemin Musevi cemaati liderlerinin çabalarıyla atıldı.
Kurucular arasında Dr. Yüzbaşı Rafael Dalmediko öne çıkıyor; diğer önemli isimler Dr. Avramino de Kastro, Abraham Gerson, Amiral Dr. İzak Molho Paşa, Jakob Habib, Jozef Halfon, Robert Levi ve daha fazlasıydı.
TOPLUMSAL DESTEK VE MİMARİ GELİŞMELER
Hastanenin kuruluşu, evlere dağıtılan kumbaralar, yurtdışına yapılan yardım çağrıları, düzenlenen balolar, piyesler ve rozet satışı gibi etkinliklerle toplanan 11 bin altınla gerçekleşti.
İnşaatı ise Mimar Gabriel Tedesçi tarafından tamamlandı.
1920'lerde Bağdatlı işadamı Sir Elllie Kadoorie’nin büyük bağışı, hastanenin alanına üç yeni bina kazandırdı ve modern hastaneciliğin temellerini attı. Bu binalardan ikisi halen kullanılmaktadır.
ZOR DÖNEMLERDE HİZMET
Hastane, Birinci Dünya Savaşı, Balkan Savaşları, İstanbul’un işgali gibi kritik dönemlerde faaliyet gösterdi. 1914’te yaralı askerler için 30, ardından 40 yataklı karantina pavyonlarını Hilal-i Ahmer’e devretti ve çalışanları üstün gayretten dolayı ödüllendirildi.
Ayrıca; 1921’de Rusya’dan, 1934’te Polonya’dan gelen göçmenlere kapılarını açtı.
ATATÜRK'ÜN DOKTORU DA HASTANEYE HİZMET ETTİ
Dr. Samuel Abravaya Marmaralı, Atatürk'ün doktorlarından biri olarak hastaneye 40 yıl hizmet etmiş ve Cumhuriyet parlamentosunda milletvekilliği yapmıştır.
2004 yılında eski bir binanın yerine yeni bir yapı inşa edildi; 2005 yılında bu bölüm Alegra Torel Geriatri Pavyonu adıyla hizmete açıldı. 52 yataklı, 31 odalı, poliklinik, acil ve laboratuvarlarıyla ileri düzey bir sağlık birimi oluşturan bu yapı, teknolojiyle donatıldı.
2005 yılında bu gelişmeyle birlikte, hastane “Yılın Hastanesi” ödülleri arasında yer aldı.
patronlardunyasi.com