Emekçilerin haklarını koruma arayışı içinde bulunmalarından doğal bir şey olamayacağını belirten Yalçıntaş, ancak bu arayışların yasal sınırlar içerisinde kalınarak, İstanbul ve Türkiye'nin imajına zarar vermeyecek bir şekilde her kesimin sağduyulu ve sorumlu yaklaşımıyla gerçekleştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Son günlerde Türkiye'nin tüm dünyada ve ülkemizde yerleşik hale gelen 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları nedeniyle gergin tartışmalara sahne olduğunu hatırlatan Başkan Yalçıntaş, şunları söyledi: "Öncelikle belirtmek isteriz ki, İstanbul Ticaret Odası, kurulduğu günden bu yana bir işveren örgütlenmesi olmasına rağmen, daima alınterinin, emeğin savunucu olmuş, işçinin ve emekçinin yanında bulunmuştur. Bu bağlamda Türkiye'de emekçilerin sahip olduğu hakların daha da ileri taşınması ve evrensel ilkelere uygun haklar edinmeleri konusunda gerekli çalışmaları kararlılıkla yerine getirmiştir. Aynı kararlılık ve samimiyetle de bu konudaki faaliyetlerini ve işçi kesimine desteğini bugün de sürdürmektedir.
Ne yazık ki Türkiye'de geçmişte yaşanan olumsuzluklar ve kötü olaylar nedeniyle 1 Mayıs, bir bayram havasından uzak bir şekilde hatırlanmaktadır. Her 1 Mayıs günü, bugün ne tür tahrikler, gösteriler ve çatışmalar olacak diye İstanbullular, tedirgin bir şekilde beklemektedir. 1 Mayıs, hemen her yıl 'uçuşan taşlar, saldırılar, aşırı grupların ürkütücü ve tedirgin edici provokasyonları'yla anılır hale gelmiştir. Oysa emekçilerimiz ve işçi örgütlerimiz ile tüm vatandaşlarımızın el ele, yan yana bir bayram havasında kutlaması gereken 1 Mayıs, artık İstanbul'un adının yanında anılmasını istemediğimiz sahneler ve görüntülerle belleklerimizde yer etmiştir."
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul'un her türlü sivil toplum örgütlerinin sorunlarını ve eylemlerini gerçekleştirme biçimiyle de tüm dünyaya örnek olması gerektiğini kaydetti. Yalçıntaş, "İstanbul çatışmaların, şiddetin ve aşırılıkların resmedildiği fotoğraf kareleriyle bilinmemelidir. Bu çerçevede biz İTO olarak, 1 Mayıs kutlamalarında yer alan tüm örgütlerin ve emekçilerimizin, kamu görevlilerimizle birlikte uyum içinde, yasal çerçeve içinde kalarak, sağduyulu ve bayram havası içinde bu kutlamaları gerçekleştirmesini arzu ediyoruz" dedi.
1 Mayıs'ın her zaman nereden geldiği ve nereye hizmet ettiği bilinmeyen provokatörlerin oyunlarını gerçekleştirdiği bir gün olmaktan ancak böylesi bir yaklaşımla çıkartılabileceğine işaret eden Yalçıntaş, "Unutmayalım ki, geçmiş yıllarda provokatörlerin yol açtığı olaylar toplumsal hafızamızda büyük yaralar açarak kavgaları, ayrışmaları ve ayrılıkları körüklemiştir. Bu olumsuzluğu ortadan kaldırmanın tek yolu, 1 Mayıs'ı kutlamanın en doğal hakları olan emekçilerimizin, yasal alan içerisinde kalarak, bu kötü niyetlilere fırsat vermemeleridir" diye konuştu.
Yalçıntaş, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz 350 bin üyeli bir işadamları örgütü olarak inanıyoruz ki, 1 Mayıs, emekçilerin bayram havasında kutlayacağı bir içeriğe kavuşturulmalı, tüm tarafların mutabakat içinde sahiplendiği bir bayram günü haline getirilmelidir. Tıpkı dünyadaki emsalleri gibi 'emek ve dayanışma günü' olarak kutlanmalıdır. 1 Mayıs, bir korku günü olmaktan çıkartılıp bir bayram gününe dönüştürülmelidir."