Rona Yırcalı neler topluyor?

Rona Yırcalı neler topluyor?

Türkiye'de sivil toplum örgütü denildiğinde akla ilk gelen isim olan Rona Yırcalı da toplayıcılardan!

Rona Yırcalı neler topluyor?
16px
24px
06.02.2010 15:34
ABONE OLgoogle

Emrah Gürkan'ın röportajı

Tam bir tarih tutkunu olan Rona Yırcalı'nın ilgi alanları da tarih sevgisine göre şekillenmiş. Eski haritalar ve fermanlar toplayan Yırcalı, aynı zamanda tam bir İstanbul âşığı. Boş zamanlarında elinde fotoğraf makinesiyle eski İstanbul'u dolaşmaktan büyük keyif aldığını söylüyor.  
 
Dünya Odaları Federasyonu Başkanlığı, Türk Eğitim Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığı, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu İcra Kurulu Başkanlığı, Milletlerarası Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi, TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Üyeliği, Balıkesir Sanayi Odası Meclis Başkanlığı..

Türkiye'de oda, vakıf, dernek, sivil toplum örgütü denildiğinde akla ilk gelen isim olan Rona Yırcalı, Türkiye'yi dünyanın en etkin örgütlerinde yıllardır en üst düzeyde temsil eden bir isim. Yıllardır aynı anda bu kadar çok karpuzu koltuğunun altında başarıyla taşıyabilen Yırcalı, tüm bu görevlerinin yanında yalnız Türkiye'ye değil, dünya iş çevrelerine örnek olabilecek bir model ile faaliyetlerini sürdüren Best AŞ'nin de yönetim kurulu başkanlığını yürütüyor.

Yarım yüzyıl önce Balıkesir'de 600 gurbetçinin ortaklığı ile kurulan Best AŞ bugün türbin üretiminde dünyanın önemli isimlerinden biri. 2009'u 500 milyon TL ciroyla kapatan ve alanında Avrupa'nın en büyük sanayi tesisi olan şirketi benzerlerinden ayıran en önemli özellik ise bin çalışanından 200'ünün aynı zamanda şirketin ortağı olması. Best'in kuruluşuna öncülük eden Yırcalı Ailesi ise Best'in çoğunluk hissesini elinde bulunduruyor. Ayrıca, Yırcalı Ailesi enerji (trafo üretimi, hidroelektrik ve rüzgâr enerjisi), yem, hayvancılık, pamuklu ve sentetik tekstil, sigorta sektörlerinde de aktif.

Söz Balıkesir'e gelmişken, Yırcalı Ailesi'nin Balıkesir'in siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamında önemli roller üstlenmiş bir aile olduğunu söyleyelim. Dede Muharrem Hasbi Koray, Türkiye'nin ilk un fabrikalarından birini kurarak cumhuriyet devrinin sanayi atılımına katılıyor. Büyükbaba Yırcalızade Şükrü Efendi, Kurtuluş Savaşı'nın önderlerinden; oğulları Sırrı ve Sıtkı Yırcalı da bölgenin en önemli iş ve siyaset adamlarından. Sırrı Yırcalı, yıllarca Balıkesir bölgesinin Gelir Vergisi rekortmenliği unvanını elinde tutarken, Demokrat Parti'nin kurucularından olan Sıtkı Yırcalı ise siyasette Adnan Menderes hükümetinde bakan olarak görev almış. 1960 İhtilali'nde amca Sıtkı Yırcalı bakan iken, baba Sırrı Yırcalı DP milletvekiliymiş. Ailenin Balıkesir'e damgasını vurmuş sosyal girişimleri arasında Muharrem Hasbi Koray Lisesi, Sırrı Yırcalı Anadolu Lisesi, Müşerref Yırcalı Çocuk Yuvası gibi kuruluşlar var.

Siyasi ve ekonomik geçmişi köklü bir ailenin üçüncü kuşak temsilcisi olan Rona Yırcalı ise babasının aksine tercihini siyaset yerine sivil toplum örgütlerinden yana kullanmış. Bu tercihi için "1975'ten beri sivil toplum örgütleriyle iç içeyim. Ülkeme hizmeti sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla yapmayı tercih ettim" diyor.
Geçen hafta Rona Yırcalı ile İstanbul Harbiye'deki ofisinde bir araya geldik. Tarihe oldukça meraklı olan Yırcalı'nın ilgi alanları da tarih sevgisine göre şekillenmiş.
 
Oldukça yoğun bir iş temponuz var. Bu tempoda kendinize nasıl zaman ayırabiliyorsunuz?

Ne yalan söyleyeyim, çok fazla ayıramıyorum. Yapmak istediğim çok şey var ama zamansızlık buna engel oluyor. Şirketlerimizin merkezi Balıkesir'de olduğu için haftanın iki günü Balıkesir'deyim. İstanbul'da ise ofislerimiz var. Bu yüzden hayatım İstanbul-Balıkesir arasında geçiyor. Ayrıca çok da yurtdışı seyahatim oluyor. Örneğin bu ay Belçika, Suriye, Yunanistan ve Hindistan seyahatlerim var. Ayda 3-4 yurtdışı seyahatim mutlaka oluyor. Türkiye seyahatlerini de eklersek neredeyse yılın yarısını evimden uzakta geçiriyorum.
 
Peki, kafanızı dağıtmak için neler yaparsınız?

Beni dinlendiren şeylerin başında kitap geliyor. Tarih kitaplarına büyük ilgim var. Aslında tutku diyelim. Bu merakım Amerika'da üniversite okuduğum dönemde bir Winston Churchill kitabıyla başladı. Ardından Hitler'in 'Kavgam'ını okudum. Her ikisi de beni çok etkiledi. O günden sonra İkinci Dünya Savaşı ile ilgili ne varsa okumaya başladım. Birinci Dünya Savaşı pek ilgimi çekmedi ama İkinci Dünya Savaşı ile ilgili bütün önemli kitap ve dokümanları toplamaya başladım.
 
İkinci Dünya Savaşı kadar ilginizi çeken başka bir konu var mı?

Evet, II. Abdülhamit döneminden başlayarak cumhuriyete kadar olan dönem inanılmaz ilgimi çekiyor. Tıpkı İkinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi bu döneme ilişkin çıkmış bütün kitapları takip ediyorum. Özellikle bu döneme yoğunlaşmamın sebebi Türkiye'nin son dönemde yaşadıklarının o dönemde yaşananlarla büyük benzerlik göstermesi. Hem İstanbul'daki evimde hem de Balıkesir'deki evimde değerli bir kütüphanem var. Okuduğum kitapları tekrar karıştırmak bile bana büyük keyif veriyor. Uçak yolculuklarımda en önemli dostum bu kitaplar oluyor.
 
Evinizde ve odanızda çok sayıda harita ve ferman gördüm. Ne zamandır harita ve ferman biriktiriyorsunuz?

Benim en önemli meraklarımdan biridir harita ve fermanlar. Bir dönem çok sık Londra'ya seyahat ediyordum. Bilindiği gibi haritacılığın kalbi Londra'da atıyor. Londra'ya yaptığım seyahatlerden getirdiğim haritalar koleksiyonumun başlangıcı oldu. Yaklaşık 100 haritam var. Buldukça da satın almaya devam ediyorum.
 
Haritalarda özel bir tercihiniz var mı?

Evet, sadece Türkiye'yi gösteren haritaları biriktiriyorum. Aksi takdirde çok fazla dağılmış olurum. Fazla dağılmamak için harita alırken ilk baktığım şey, haritanın Türkiye'yi kapsayıp kapsamaması oluyor. Koleksiyonumda 1700'lerin başında yapılmış haritalar var. Koleksiyonumun ağırlığını 1800'lü yıllarda yapılmış haritalar oluşturuyor.   
 
Ferman biriktirmeye ne zaman başladınız?

Osmanlı tarihine meraklı olduğum için fermanlar çok ilgimi çekiyor. Ferman tabii haritaya göre çok daha zor bulunuyor. Koleksiyoncular pek elinden çıkarmak istemedikleri için fiyatları pahalı. Elime fırsat geçtikçe ferman alıp koleksiyonumu geliştirmeye çalışıyorum. Yaklaşık 30 civarında fermana sahibim. 
 
 Bavula önce spor ayakkabılarını koyuyor

Robert Koleji'nde okuduğu dönemde basketbol oynayan, ardından da tenis oynamaya başlayan Rona Yırcalı, uzun yıllar önce geçirdiği bel rahatsızlığından ötürü artık spor yapamıyor. Yırcalı bu boşluğu yürüyüşlerle doldurmaya çalışıyor. "Nerede olursam olayım her sabah mutlaka 45 dakika yürümeye çalışıyorum" diyen Yırcalı, yurtdışı seyahatleri için hazırlanırken bavula ilk koyduğu eşyalardan birinin yürüyüş ayakkabıları olduğunu söylüyor. Yırcalı'nın ihmal etmediği konulardan biri de her sabah yapılan yarım saatlik kültür-fizik hareketleri.
 
İstanbul'un eski semtlerini fotoğraflıyor

Rona Yırcalı tam bir İstanbul âşığı. Yırcalı'ya göre İstanbul'dan zevk almanın en önemli şartlarından biri ise eski İstanbul'u tanımak. Söz Yırcalı'da: "Ben bir şehrin sadece yürüyerek tanınabileceğini düşünüyorum. Bu yüzden de İstanbul'un eski semtlerini sık sık gezerim. Eski camileri gezmek de hoşuma gidiyor. Kafamı boşaltmak için tek başıma özellikle Sultanahmet'e, Fatih'e, Balat'a giderim. Geçenlerde ofiste bunaldığım bir gün, Sıraselviler'in bütün arka sokaklarını dolaştım. Dolaşırken de 'Ne kadar çok bilmediğim, görmediğim yer varmış' diye düşündüm durdum. Zaman zaman İstanbul'u tanımak için gerçekleşen kültür turlarına da katılıyorum. Benim fotoğrafçılığa da merakım vardır. Gittiğim gördüğüm yerlerin fotoğraflarını çekmeyi çok seviyorum."     

Referans

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde