CHP'li medya patronundan gazetecilere iftira

CHP'li medya patronundan gazetecilere iftira

Yıllardır çalışanlarına eksik ya da hiç ödenmeyen maaş kriziyle gündeme gelen Yurt gazetesinde muhabir ve editörler istifa etmişti.

CHP'li medya patronundan gazetecilere iftira
16px
24px
28.10.2020 20:09
ABONE OLgoogle

CHP’li Durdu Özbolat’ın sahibi olduğu gazete içerisinde bir açıklama yapan editör ve muhabirler Tolga Kaan Ateşli, Ökkeş Taşkın, Cengiz Karagöz, Neslişah Bozkurt, Umut Taştan ve Buse Çelebi sert bir açıklamayla gazeteden ayrılmıştı.

Çalışanların istifa açıklamalarının ardından gazeteden emekçileri hedefe koyan bir açıklama geldi.

Gazetenin iddialarına karşı çalışanlar da yeni bir açıklamayla karşılık verdi.

Açıklamada “Emekçilerin haklarının nasıl gasp edilebileceğine yönelik kitap yazabilecek düzeyde tecrübeli bu kurum, vermiş olduğumuz ilk tepkinin de gelip geçici olacağını düşünmüş olacak ki; karşı bir açıklama yayımlayarak bizleri 'iktidara çanak tutmakla' itham etmiş, alacağı olmayanların dahi para istemek gibi 'ayak oyunlarını' tercih ettiği iftirasını üzerimize yapıştırmaya çalışmıştır” ifaeleri yer aldı. 

“Halkımızın deyimiyle kendi topuklarına ateş ettikleri bu açıklamaya cevap vermememizin iki nedeni oldu” denilen açıklama şunlar yer aldı:  

“Birincisi, azami Türkçe dil bilgisi dahi olmayan ve 'gazeteci' sıfatı kullanan kişilerce yazıldığını tahmin ettiğimiz bu açıklamaya cevap vermenin bizleri bir 'apolitik' provokasyonun içine çekeceği ve sürekliliği halinde tartışmanın bir 'emek' meselesinden ziyade bir çekişme görüntüsüne evrileceğiydi. Bir diğeri ise, gayet samimi bir dille yazdığımız 'iş bırakma' mektubunun ardından yönetime götürdüğümüz 'masa kurma' teklifini ve haklarımızı alabileceğimiz bir düzlemin yaratılması sürecini sabote etmemekti. Ancak tüm kanallar tarafımızca denenmiş ve yeni bir cevap hakkı doğmuştur.

Öncelikle İmtiyaz Sahibi Bilal Başer ve Medya Grup Başkanı Süleyman Kılıç imzalarını taşıyan açıklamaya cevap hakkımızı kullanmak istiyoruz. Metinde yer alan her bir paragrafa tek tek yanıt vereceğiz. Ardından ise 11 Ekim tarihinden bu yana yaşananların tamamını halkımıza ve okurlarımıza elimizden geldiğince aktarmaya çalışacağız...

ADIM ADIM NELER OLDU

‘Gazetemiz internet servisinde çalışan emeklerine ve haklarına saygı duydug?umuz ve bir aile ortamında c?alıs?ılmasına yo?nelik her tu?rlu? adımları attıg?ımız arkadas?larımız, gazetemiz hakkında asılsız ithamlarda bulunarak kendilerince gazetecilik camiasında yer bulabilmek ve kurumu ko?tu?leyerek isimlerini duyurabilmek için bir takım ac?ıklamalar yaparak is?ten ayrıldıklarını duyurmus?lardır.’

İşten ayrılanlar arasında yalnızca gazetenin internet servisi çalışanlarının olduğu iddiası doğru değildir. Gazetede portal çalışanlarına aynı zamanda 'haber merkezi' görevi verilmiş, kaldı ki haber sitesinde çalışan her bir editöre aynı zamanda sayfa editörlüğü ve muhabirlik yaptırılmıştır. Bunların tamamı genel yayın yönetmenine ve sayfa sekreterliğine gönderilen maillerle kanıtlanabilir durumdadır. Yani Yurt Gazetesi, çalışanlarını meslek dışı çalışmaya da zorlamıştır. Yine 11 Ekim'de iş bırakan Cengiz Karagöz ve Gizem Bozkurt arkadaşlarımız ise gazetenin sayfa editörleridir. Bu açıklamanın yapılma nedeni, iş bırakma eylemimizin dar bir grubun giriştiği ufak çaplı bir kalkışma görüntüsüne bürünmesini istemeleridir. Oysa hem internet çalışanlarının hem gazete çalışanlarının sorunları ortaktır. İş bırakma kararı da ortak alınmış, yönetimdeki isimlerin de içerisinde yer aldığı Whatsapp gruplarına gönderilmiştir. Gazetecilik camiasında yer bulmaya çalıştığımız iddiası ise gülünçtür. Bizim isimlerimiz; işçi grevlerinde, hak protestolarında, zulme zorbalığa uğrayan yurttaşlarımızın akıllarında yazılıdır. Ek bir çabaya ihtiyacı olanlar ise yapıştıkları koltuklara canı pahasına koruyan patronlar ve yardakçılarıdır. İsim yapmak onların derdidir...

‘Söz konusu açıklamada ismi bulunan arkadaşlardan BUSE ÇELEBI?, UMUT TAŞTAN, CENGİZ KARAGÖZ 01.10.2019 tarihi itibari ile işe başlamış olup hak ettikleri ve gasp ettiğimizi öne sürdükleri bir alacakları yoktur. Diğer bir arkadaşımız NESLİŞAH BOZKURT 01.09.2019 tarihinde işe başlamış ve hak ettiği ücretten kalan 850,00.-TL ‘dir.’

Arkadaşlarımız Buse Çelebi ve Umut Taştan, işe başlangıçta kendilerine sunulan bir aylık ücretsiz deneme süresini kendi rızalarıyla kabul etmiş ve bu doğrultuda herhangi bir talepte bulunmamışlardır. Gazete yönetimi açıklamasında manipülasyon yolunu tercih ederek arkadaşlarımızın hak iddia ettiklerini öne sürmüş, ancak ortak imzalarımızla yaptığımız açıklamada yer alan "‘Yönetim’ tarafından sık sık henüz maaş zamanı gelmeyen arkadaşlarımızın hak talep etmelerinin yanlış olduğu dile getirilmektedir. Aramızda alacaklı olan arkadaşlarımız olduğu gibi bilinmelidir ki mesai arkadaşlarının birbirlerinin derdine ortak olması insancıl ve meşru bir durumdur. Bu bir yana dursun, işe yeni başlayan arkadaşlarımızın gazetedeki gelecekleri konusunda kuşkulanması ve bu bağlamda talepte bulunan arkadaşlarına destek olması kaçınılmazdır; öyle de olmuştur" paragrafı adeta görülmeyerek, arkadaşlarımızın verdikleri sözlerden döndükleri görüntüsü yaratılmak istenmiştir. Arkadaşlarımız bir hak talep etmemekle beraber, gazetedeki gelecekleri konusunda kaygı duymuş ve maaşları ödenmeyen mesai arkadaşlarıyla beraber hareket etme kararı almışlardır. Bu en doğal ve meşru haklarıdır.

Alacak hesaplamalarında doğru olan yalnızca Neslişah Bozkurt'a yazılan miktardır. 10.10.2019 tarihi itibariyle Tolga Kaan Ateşli'nin 6 bin 600 TL, Ökkeş Taşkın'ın ise 4 bin 150 TL alacağı ödenmemiştir. İlk açıklamamızda da belirttiğimiz alacak hesaplamalarının yapıldığı ve 11 Ekim tarihinin ödeme tarihi olarak verildiği toplantıda bu miktarlar Medya Grup Başkanı Süleyman Kılıç'ın da bulunduğu görüşmelerde Bilal Başer tarafından söylenmiş, kendisi de daha sonra yaptığımız görüşmelerde, kendi imzasının bulunduğu açıklamadaki ifadelerin yanlış olduğunu ancak mesleği gereği gazetesinin yaptığı açıklamanın arkasında durması gerektiğini ifade ederek metne imzasının kendisine sorularak atılmadığını ifade etmiştir.

Sayfa editörü arkadaşımız Cengiz Karagöz, 01.07.2019 tarihinde işe başlamış, 11.10.2019 tarihine kadar kendisine neredeyse yol parasını karşılayacak kadar bile ödeme yapılmamıştır. Arkadaşımızın stajyer olduğu, ücret talep etme hakkı olmadığı söylenmektedir. Stajyerleri ücretsiz çalıştırmak yasal mıdır? Ya da staj süresinin belirleyeni nedir? Yine sayfa editörü arkadaşımız Gizem Bozkurt, ücretlerde yaşanılan sıkıntı nedeniyle daha önce Yurt internet editörü olarak çalıştığı gazeteden ayrılmış, 26.08.2019 tarihinde tekrardan sayfa editörü olarak geri dönmüş, işbaşı yapmıştır. Arkadaşımıza toplamda yapılan ödeme ise toplamda 450 TL olmuştur.

15.07.2019 tarihinde işe başlayan mevcut sorunlar üzerine 06.08.2019 tarihinde iş bırakan Dilem Taştan arkadaşımıza ise hiçbir ödemede bulunulmamıştır. Arkadaşımız çalıştığı süre aralığında izinsiz her gün neredeyse 5-6 sayfanın editörlüğünü aynı anda üstlenmek durumunda kalmıştır.

Teknik danışman arkadaşımız Can Çatal ise uzaktan çalışmasına ve metinde imzası yer almamasına rağmen, hesaplarının tüm şifreleri değiştirilerek haber verilmeden işten atılmıştır. Arkadaşımız durumu ertesi gün işbaşı yapmak istediğinde fark etmiştir.

‘Açıklamayı yapan TOLGA KAAN ATESLI arkadasımızın da gecmise yonelik alacaklarından 2.000,00-TL olmakla birlikte ÖKKES? TASKIN da gazetemizde calıstıgı süreçte maas alacagı dogmadan surekli kendisinin talebi ile avanslar verilerek oncesinden maas odemeleri tamamlanmıstır. Gazetemizde maaslar her ayın 10’unda odenmesi kararlastırıldıgından yasanan 1 günlük gecikme arkadaslarımızın bu tür açıklama yaparak kendilerini camiada ön plana çıkarma cabalarını göstermiştir.’

Gerçek dışı miktarlarla olsa bile ortada bir 'alacak' olduğunu kabul eden yönetim, sorunun bir günlük gecikme nedeniyle ortaya çıktığını iddia etmektedir. Kendilerine gazeteye gelmek için yol parası dahi denkleştiremediklerini söyleyen emekçilerin 'camiada yer tutmaya' ayıracak enerjilerinin olup olamayacağını sormak isteriz. Camiada yer tutma gayretinde olsak, kendi haberlerimizin çıktığı sayılara bile ulaşamadığımız derme çatma bir yayında çalışmayı değil; fonlanan yayınlara yardakçılık peşinde koşmayı tercih ederdik.

‘Gazetemiz kuruluşundan bu yana emeği ve çalışan gazetecilerin emeğini her daim koruyan ve kollayan bir politika izlemiştir. Yaşanan ekonomik kriz ve sıkıntılardan kaynaklı zaman zaman gecikmeler yaşanmıştır. Her zaman olduğu gibi hak gaspı yapanların karşısındadır. İlgili arkadaşlarımız ile ilgili herhangi bir hak gaspı söz konusu değildir. Gerek duyulması durumunda is?e başlama bildirgeleri ve yapılan ödemelerin dekontları isteyenler ile paylaşılabilir.’

> Yurt gazetesi emeğe saygısızlığı ve emekçi düşmanlığı ile anılır bir gazetedir. Bizler işe başladığımızda tıpkı bizden öncekilerde olduğu gibi, problemlerin ortadan kalkacağı ve yeni bir yönetimle yeni bir anlayışın gazeteye hakim olacağı söylendi. Bunun da bir sömürü stratejisi olduğunu şu an açıkça söyleyebiliriz. Eğer evrakta sahtecilik yapabilecek kadar gelişkin bir dolandırıcılık şebekesiyle karşı karşıya değilsek sesleniyoruz: Buyurun işe giriş tarihlerimizi de yatırdığınız maaşların dekontlarını da yayınlayın.

‘Kurulduğu günden bu tarafa tüm engellemelere rağmen yayın hayatına devam eden gazetemiz gerek iktidar kanadından gerekse muhalif kanattan hep engellemeler ile Karşı karşıya kalmıştır. Alacağı olmadığı halde bu açıklamayı yaparak gazetemizin isminin karalanmasını amaçlayan şahıslar muhalif sesin kesilmesine adeta çanak tutmaktadırlar.’

Soruyoruz: Muhalif sesin kısılmasına çanak tuttuğumuzu söyleyenler, AKP iktidarı ile kurdukları ilişkileri açıklayabilecek pozisyonda mıdır? İktidara yakın ve kimi devlet mertebelerinde yer alan isimlerle tutturdukları dili, 'muhalif' cepheden seslendikleri emekçi halkımıza deklare edebilecek durumdalar mıdır? İsmini kapalı kapılar ardında AKP militanlarının yanına yazanların, yurtsever basın emekçilerini iktidara çanak tutmakla suçlamaları anlamlı mıdır? Bu soruların da yanıtlarını biliyoruz...

11 EKİM'DE YAŞANANLAR

Daha önceki açıklamamızda belirtmiştik; her daim sorunlarımızı dinlemekten kaçan yönetim, işin ciddiyetini anlayınca 3 Ekim tarihinde tüm çalışanların olduğu bir toplantı yapmış ve toplantıda kendileri tarafından 10 Ekim günü ödeme yapılacağı belirtilmişti. Bunların tamamı belgeli ve kanıtlanabilir durumdadır. Ancak 10 Ekim tarihi geldiğinde herhangi bir ödeme yapılmadı. Ödemelerin yapılmadığı durumda nasıl bir yol izleyeceğimize yönelik gazete ve portal çalışanları olarak yan yana geldiğimizde aldığımız ortak karar ise, yönetim tarafından kurulan Whatsapp grubuna sorunlarımızı anlatan bir mesaj yazmak ve bu mesajda yazanlarla paralel düşünen arkadaşlarımızın grupta mesajı onaylar ifadeler kullanması oldu. Eksiksiz tüm çalışan arkadaşlarımız hatta ofis emekçisi arkadaşımız dahi sorunlarımızı beyan ettiğimiz mesajı onayladı. Mesajda 11 Ekim günü ödeme yapılmadığı durumda işbaşı yapılamayacağı belirtildi.

11 Ekim günü geldi ve İmtiyaz Sahibi Bilal Başer ile yapılan telefon görüşmesinde Başer; ödemelerin yapılamayacağını, kendisinin ve gazetenin mali olarak zor durumda olduğunu, 14 Ekim tarihinin beklenmesi gerektiğini dile getirdi. Durum üzerine yan yana gelen ve yol haritamızı belirlemek üzerine tartışan bizler, yine herkesin onayıyla iş bırakmaya bir kez daha karar verdik. Levent'te bulunan ve o sırada Yurt'ta Genel Yayın Yönetmenliği yapan Ali Avcu'ya ait bir ofiste, Avcu'nun daveti üzerine toplanma kararı verildi ve toplantıda Ali Avcu tarafından bir kez daha Bilal Başer telefonla arandı. Telefon görüşmesi tüm çalışanların olduğu bir odada hoparlöre verilerek yapıldı ve Başer, ödemelerin yapılamayacağını yineledi.

Bunun üzerine sayfa tasarımında görevli arkadaşlarımızdan biri, Bilal Başer'in durumuna insani olarak üzüldüğünü ve işe geri dönülmesi gerektiğini, bunun daha doğru olacağını ifade etti. Bu öneri üzerine başka bir arkadaşımız, gazeteye gitmediğimiz ya da iş bıraktığımız durumda ödemelerin hiçbir koşulda yapılamayacağını ifade ederek saat geç olmadan gazete sayfalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Bu öneri sonucu ortaya çıkan tartışma, ortaklaşa iş bırakma kararı alan bizleri ayrı hareket eder duruma düşürdü. Arkadaşlarımızın bir kısmı aynı gün gazete binasında işbaşı yaptı, bizler ise açıklamamızı yaparak iş bıraktığımızı ve bırakma nedenlerimizi duyurduk.

Yalnızca yöntemsel olarak bizden farklı bir yol izlediklerini dile getirseler de kimi arkadaşlarımızın portalda ve sayfa editöryasında oluşan boşluğu hızlıca kapatabilmek adına hamilelik iznindeki arkadaşlarımızı dahi aradığını biliyoruz. Biz yaptığımız açıklamada arkadaşlarımıza kırgın olmadığımızı, tericihin kendilerine ait olduğunu ifade etmiştik ancak yerlerimize başka çalışanların bulunmasına yönelik girişimin maksadı hepimiz açısından oldukça açık bir mesaj niteliği taşıdı.

Başer tarafından taahhüt edilen 14 Ekim tarihinde de herhangi bir ödemenin yapılmaması üzerine, Genel Yayın Yönetmeni Ali Avcu, Yazı İşleri Müdürü Serdar Yüce, Sayfa Editörü Ufuk Çoban, Ofis Çalışanı Hülya Özmen de iş bıraktıklarını sosyal medya hesapları ve iletişim ağları üzerinden duyurdular. Durum böyle olunca gazetede yalnızca 3 kişilik tasarım ekibi dışında çalışan kalmamış oldu. Bunun üzerine yeni bir Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü atandığını sosyal medyadan öğrenmiş olduk.

Devamında alacaklarımızın ödenmesi hususunda Medya Grup Başkanı Süleyman Kılıç ile yaptığımız telefon görüşmesinde gazeteye bir ziyarette bulunmak istediğimizi, kamuoyu önünde bir didişme görüntüsü vermek istemediğimizi, bu sorunun ancak uzlaşı yoluyla çözülebileceğini beyan ettik ve görüşme talebimiz kabul edildi. Gazete binasında yaptığımız görüşmeye Durdu Özbolat'ın akrabası Cihan Özdemir de katıldı. Görüşmede alacaklarımızın ödenmesi konusunda bir adım atılıp atılamayacağını sorduk ve en az 3 taksit olabilecek şekilde ödenebileceği, 29 Ekim sonrasında ilk taksidin hesaplara yatırılmış olabileceği ifade edildi. Öneri tarafımızca kabul edildi. 23 Ekim tarihinde internet sitesinin yaklaşık 7 bin TL'lik Google Adsense gelirinin yatacak olduğunu da kendilerine hatırlattık ancak ufak da olsa o kanaldan da bir ödeme yapılmadı. Arkadaşımız Neslişah Bozkurt ve Süleyman Kılıç'ın yaptığı telefon görüşmesinde de Kılıç, gazetenin ödeme yapabilecek bir durumda olmadığını, kesin bir tarih veremediğini ifade etti.

Durum en özet haliyle kimi detayların dışında tam olarak budur. Yurt Gazetesi her zaman olduğu gibi bir kez daha emekçilerini perişan etmekten kaçınmamış; hukuk yolunu kapatabilmek adına da şirketin devri tartışmaları şimdiden başlatılmıştır. Süleyman Kılıç tarafından tarafımıza Durdu Özbolat'ın ilerleyen günlerde gazete ile bir bağının kalmadığına yönelik bir açıklama yapacağı belirtilmiş, yeni imtiyaz sahibinin kendisi olacağının konuşulduğu söylenmiştir.

Bu sürecin takipçisi olacağımızdan ve hakkımız olanı kimseye bırakmayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

YURT MAĞDURU BASIN EMEKÇİLERİ

Tolga Kaan Ateşli

Ökkeş Taşkın

Cengiz Karagöz

Gizem Bozkurt

Dilem Taştan

Neslişah Bozkurt

Can Çatal (Teknik danışman)

Odatv

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde