42 yaşında nasıl milyarder oldu?

42 yaşında nasıl milyarder oldu?

FORBES 100’ün yegane kadın sanayici patronu, listenin en gizemli milyarderi. 36 yaşında eşi vefat edince işlerin başına geçti, 6 yılda milyarder oldu. İşte o gizemli milyarder...

42 yaşında nasıl milyarder oldu?
16px
24px
15.04.2015 11:57
ABONE OLgoogle
Nilgün Balcı Çavdar'ın haberi

Forbes Türkiye’nin Nisan ayı kapağında, bu yıl ilk kez derginin dolar milyarderleri listesinde yer alan Fatma Tuba Yazıcı yer alıyor. Diler Demir Çelik ve Yazıcı Demir Çelik şirketleriyle Türkiye’nin en büyük demir çelik üreticilerinden olan Diler, Tuba Yazıcı’nın yönetiminde dev bir enerji yatırımına da imza attı. 

FORBES 100’ün yegane kadın sanayici patronu Fatma Tuba Yazıcı, listenin en gizemli milyarderi. Eşinin vefatına kadar zamanını çok üç çocuğunu büyütmeye adayan Yazıcı, son altı yılını Diler Holding’in dümeninde geçirdi. Bu sürede oldukça zor bir dönemden geçmekte olan demir - çelik sektöründe sağlam büyüme adımları atarken diğer yandan da medyadan uzak bir yaşam sürdürmeyi başardı. İskenderun’daki dev enerji yatırımını tamamlayan, Kıbrıs’ta ise yeni bir turizm yatırımına hazırlanmakta olan Yazıcı, patronlukta rüştünü ispatlamış gözüküyor…

Fatma Tuba Yazıcı, henüz 36 yaşında üç küçük çocuklu bir ev kadınıyken eşi Recep Sami Yazıcı’yı kaybetti. Ve bir anda kendini 63 yıllık bir maziye sahip (2009 itibarıyla) Türkiye’nin en büyük demir çelik şirketlerinden birini yönetmek zorunda buldu. Eşiyle, çevresindeki herkesin anlattığı üzere büyük bir aşkla evlenmişlerdi ama mateme pek vakit yoktu. Diğer taraftan Edebiyat Fakültesi’nde okumuştu, hiç deneyimi yoktu hele ki demir çelik gibi sanayinin en erkek egemen işlerinden birinde… 

Bugün 42 yaşında olan Fatma Tuba Yazıcı, geçen ay ilk kez FORBES 100’e milyarder olarak girdi. Türkiye’de sekiz dolar milyarderi kadın içinde, sanayi şirketlerinin bizzat büyük hissedarlığını ve yönetimini üstlenen tek kişi. Geçen yedi yılda çoğu durumda çoktan parçalanabilecek dev bir operasyonu, bizzat işlerin başına geçerek ayakta tutmayı başardı. Hatta 2009 işleri devraldığında 2,1 milyar lira olan ciroyu (Diler + Yazıcı) 2013’te 2,85 milyar liraya çıkardı (dolar kuru bazında başa baş sayılabilir).   

Diler Holding, Yazıcı ve Diler Demir Çelik şirketleriyle toplam ciroda, İçdaş, Habaş, Çolakoğlu’ndan sonra Türkiye’nin en büyük dördüncü demir çelik ihracatçısı. Fatma Tuba Yazıcı ve şu anda biri 18 yaşın üzerindeki üç oğlu (yaş sırasıyla) Ömer Mustafa, Samim ve Eren Sami Yazıcı da bu dev operasyonun en büyük hissedarları konumunda. Oğullarının doğrudan yüzde 7,3’er’lik hissesi bulunuyor. Fatma Tuba Yazıcı’nın payı ise yüzde 35,3. Bu oran, Diler Holding’de paya sahip grup şirketlerindeki (Diler Demir Çelik, Yazıcı Demir Çelik, Diler Dış Ticaret) hisseleriyle birlikte dolaylı olarak Fatma Yazıcı’nın kişisel hisse oranını yüzde 50’nin üzerine taşıyor. Diler Demir Çelik’in pek kimse tarafından bilinmeyen bir ortağı daha var. ABD, Delaware’de kurulu Delstar Investment. Yüzde 11,7 oranındaki hissesi (bu ortaklık 2000’li yılların başında yapıldı) çıkarıldığında kalan tüm hisseler Recep Sami Yazıcı’nın eşi ve oğullarına kaldı. 

Hemen belirtmeliyiz ki Fatma Tuba Yazıcı (Tuba ismini kullanıyor) pek çok kişinin tahmin yürüttüğü gibi Diler Holding’in sadece kağıt üzerindeki patronu değil, yönetimde doğrudan söz sahibi. Fotoğrafının çekilmesinden hoşlanmayan, şimdiye kadar hiç röportaj vermeyen Yazıcı, eşi gibi “mütevazı biri” olarak tanınıyor. Bu mütevazılık ve Diler Demir Çelik’in eski çalışanlarından birinin tanımıyla “ketumluk” adeta bir şirket kültürü. Üç oğlunu büyütürken genç yaşta eşini kaybeden ve bir ‘ev hanımıyken’ kendini demir çelik gibi zor bir sanayi kolunda patron konumunda bulan biri olarak Tuba Yazıcı’nın sessizliği son derece anlaşılabilir belki.

Ancak beraber çalışma şansını yakalamış eski iş arkadaşlarının anlattığına göre merhum eşi Recep Sami Yazıcı’nın tutumu da bundan pek farklı değildi. “Recep Bey, Antalya’daki otellerine kalmaya gittiğinde çoğu çalışan onun patron olduğunu bilmez anlamazdı bile” diyor eski bir yöneticisi. Bir diğer eski çalışan ise şirketin bilgi paylaşmak konusunda her zaman son derece isteksiz olduğunu kendi içlerinde bile çok ketum olduklarını söylüyor. “Yöneticilerin en az Recep Bey’in kendisi kadar mütevazı, fazla göz önünde olmadan, ön plana çıkmadan iş yürütme kültürünü sahiplenmelerinden kaynaklı bir durum bu” diyor aynı eski yönetici ve ekliyor: “Bu sektörde farklı şirketlerde çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum bu kadar ketumunu görmedim.” Bir diğer eski üst düzey yöneticiye göreyse bu Anadolu kültürünün bir yansıması “büyüklenmeyi sevmez, ortalıkta çok görünmez ve orta yerde para konuşulmasından hoşlanmaz. Recep Bey böyle geleneksel bir tutumu olan biriydi” diyor. 

Tuba Yazıcı’nın yönetiminde şirketin bu kültürü devam ediyor. Yazıcı, Beylerbeyi’ndeki evinden, holdingin Karaköy’deki merkezine giderken toplu taşıma araçlarını kullanıp tanınmadan dolaşabilme özgürlüğünü kaybetmek istemiyor. İstanbul Sanayi Odası’nda Demir-Çelik ve Sıcak Hadde Mamülleri Sanayi Meslek Komitesi üyesi. Eşkali, Sanayi Odası’na verdiği ve sayfalarımızda göreceğiniz bu tek vesikalık fotoğraf sayesinde biliniyor. Henüz toplantılarda pek söz alıp konuşmasa da, şirketinde olduğu gibi Sanayi Odası’nda da büyük saygı görüyor. Sektör temsilcilerinden biri olarak mecliste bulunmayı tercih etmesi, işleri tamamen profesyonel yöneticilere teslim etmek yerine aktif olarak sahada yer alması takdir ediliyor. 

Diler Holding’in çok uzun yıllardır merkezi olan Karaköy Tersane Caddesi’ndeki ofisi son derece gösterişsiz. ‘Diler Holding’ tabelasının belli belirsiz göründüğü siyah cam binaya, irili ufaklı nalburlar, metruk görünümlü binalar ve küçük bir dönerci geçilerek gidiliyor. Biraz ileride, yürüme mesafesinde meraklıların bildiği İstanbul’un güvercin pazarlarından biri bulunuyor. 

Tuba Yazıcı, oğullarıyla birlikte holdingin İskenderun ve Dil Ovası’ndaki demir çelik tesislerini nadiren ziyaret ediyor ve oradaki çalışanların çoğu tarafından da zaten tanınmıyor. Onlar işlerin başındaki kişi olarak Diler Holding Genel Koordinatörü ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fikret Kuzucu’yu biliyorlar.

Kuzucu, 1967 -1968 yılları arasında Recep Sami Yazıcı’nın babası Mustafa Yazıcı’nın holdingin temellerini attığı Karabük’te, Karabük Demir Çelik’te görev yaptıktan sonra ‘1968’den 1972’ye kadar dört yıl Birmingham Üniversitesi’nde Metalürji Mühendisliği alanında doktora eğitimi yapıp Türkiye’ye döndü. Tekrar Karabük Demir Çelik İşletmeleri ve ardından Kroman Demir Çelik’de yöneticilik yaptıktan sonra 1984- 1986 yılları arasında da Türkiye Demir Çelik İşletmeleri’nde genel müdür ve yönetim kurulu başkanlığı görevlerinde bulundu. Aynı yıllarda şirketi kurumsallaştırmaya çalışan Recep Sami Yazıcı, Fikret Kuzucu’nın bilgi birikiminden danışman olarak yararlanıyordu. 

Mustafa Yazıcı, erken yaşta kanser hastalığı nedeniyle vefat edince Recep Sami Yazıcı işleri çok gençken devralmıştı. O yıllarda birlikte çalıştığı eski bir mali işler yöneticisi “Recep Bey kendisinin de bu hastalığın pençesine düşebileceğini biliyordu” diyor. Eşi ve çocukları ile birlikte bir tatil planı yaparken hastalığını öğrenen Yazıcı, kendisinden sonra çok güvendiği ve artık Diler’de çalışmaya başlayan Fikret Kuzucu’nun işleri yürütmesini istemiş. 

Kuzucu, sektörü çok iyi bilen, sadece profesyonel olarak değil bizzat şirket kurarak da demir çelik sektöründe faaliyet göstermiş biri. Diler Holding, demir-çelik alanında Recep Sami Yazıcı’nın vefatından sonra büyük bir atılım göstermiş ve büyümüş değil. Tam tersine son yıllarda ihracat rakamları düşüyor. Biri Gebze Dil Ovası, diğeri İskenderun’da faaliyet gösteren iki şirket büyüklük bakımından hemen hemen birbirlerine eşitler. Diler Demir Çelik’in 1 milyon 300 bin ton sıvı çelik, 800 bin ton haddehane üretim kapasitesi bulunuyor. Yazıcı Demir Çelik’in sıvı çelik üretim kapasitesi ise 859 bin ton. Buna karşılık haddehanesinde 1 milyon 24 bin ton mamul üretim kapasitesine sahip. Toplamda iki şirketiyle Diler Holding sektörde ilk beş büyük özel sektör kuruluşu arasında yer alıyor. Üretiminin yüzde 94 -95’ini ihraç eden şirketin ihracat rakamlarında son yıllarda düşüş var. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin “İlk 1000 İhracatçı Firma” araştırmasına göre Diler Dış Ticaret, 2013 yılında çelik sektöründe 769,5 milyon dolar ihracat rakamıyla kendi sektöründe dördüncü büyük ihracatçı konumundaydı. Aynı rakam 2012 yılında 1 milyar 86 milyon dolardı. 

Diler Holding, Yazıcı ve Diler Demir Çelik şirketleriyle hurdadan inşaat demiri üretiyor. 50 kadar ülkeye ihracat gerçekleştiren Diler Dış Ticaret için Ortadoğu en büyük pazarlardan biri. Bölgedeki karışıklık şirketin ihracatını da olumsuz etkiledi. Dünyada da demir-çelik talebi artmadı. Avrupa ülkelerinin ekonomik durgunluk nedeniyle talebinin düştüğü, dolar kuru nedeniyle hurda maliyetlerinin arttığı bu dönemde demir çelik şirketleri zor zamanlardan geçiyor. Demir çelik ihracat rakamlarındaki gerilemede Çin faktörü de etkili. Büyümesi yavaşlarken üretimini artıran Çin, ihracatçı olarak dünya pazarlarında önemli bir rakip olarak öne çıkıyor. 

Bu noktada iç pazar satışları ve yassı çelik üretimi, demir çelik şirketlerini -İçdaş’da olduğu gibi- küresel piyasa koşullarına karşı daha dirençli kılabiliyor. Diler’in otomotiv ve beyaz eşya gibi sektörlerin talebini karşılamak üzere katmadeğeri daha yüksek olan yassı çelik üretimi bulunmuyor. Ancak Holding, Güriş Ailesi ile ortak olduğu halka açık Asil Çelik şirketiyle otomotiv, enerji, beyaz eşya gibi endüstrilere hitap eden vasıflı çelik üretimi yapıyor ve bu alanda Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor. Halka açık bu şirketin piyasa değeri 27 Şubat itibarıyla 262,1 milyon dolardı. Diler ve Yazıcı Demir Çelik şirketleri Asil Çelik’te toplam yüzde 32,9 oranında hissedar. Ayrıca Fatma Tuba Yazıcı’nın doğrudan 10,2, oğullarının ise yüzde 6,59’ar oranında hissesi bulunuyor.


Yazının devamı Forbes’un Nisan ayı sayısında….
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde