Dolar
42,5667
0,08%
Euro
49,638
-0,07%
Sterlin
56,8344
0,03%
Bitcoin
3.809.348
-2,90%
BİST-100
11.007,37
0,81%
Gram Altın
5.743,093
-0,22%
Gümüş
58,32
2,03%
Faiz
37,98
0,00%

Sektörler hükümetten ne istedi?

TOBB tarafından bugün TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde (ETÜ) düzenlenen ''4. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası''nın raporu yayımlandı.

10.03.2007 16:55
Haberi paylaşın
Sektörler hükümetten ne istedi?
16px
32px

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından bugün TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesinde (ETÜ) düzenlenen ''4. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası''nın raporu yayımlandı.

Raporda, Ticaret ve Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları Konseyleri ile Türkiye'nin bölgelerinin öncelikleri belirlendi. Şura raporunda, çeşitli güncel konular ile öncelikler ve yapılması gerekenlere yer verilirken, çeşitli öneriler de sıralandı. Buna göre, raporda Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyinin öncelikleri, ''Mesleki eğitim, İl Özel İdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı, İstihdamın Üstündeki Yükler, Sektörel ve Bölgesel Teşvik, Banka Aracılık Maliyetleri, Market Yasası'' olarak belirlendi.

Bu başlıklar altında mesleki eğitimin önemi vurgulanırken, ''İl Özel İdaresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasarısı''nın mevcut haliyle yasalaşması durumunda bazı olumsuzlukları da beraberinde getireceğine işaret edildi. Raporda, Kanun taslağında yer alan yeni iş yeri açılışlarında alınacak olan izin harçlarının artırılması hükmünün özellikle ekonomik açıdan gelişmemiş ve yeni iş yerlerinin sıkça açılmadığı illeri ''fevkalade'' olumsuz etkileyeceği belirtilirken, işsizliğin ciddi bir sorun olduğu Türkiye'de yeni girişimcilerin iş yeri açmalarının desteklenmesi, bu bağlamda harç alınması uygulaması tamamen kaldırılması gerektiği vurgulandı.

İstihdamın üzerindeki yükler konusuna da değinilen raporda, işsizliğin bugün iktisadi olduğu kadar, toplumsal alanda da en ciddi mesele olduğunu, istihdam sorununun çözümü için tek başına sanayi yatırımlarının yeterli olmadığı ifade edildi. Buna nedenle alternatif çözümler ve yaklaşımlar üretilmek zorunda olduğuna dikkat çekilen raporda, Türkiye'de istihdamın üzerindeki vergi ve sigorta primleri yükü gelişmiş ülkeler ve AB ülkelerine göre çok yüksek olduğu, bunun da gelişmekte olan illerde zaten zor şartlarda çalışan sanayici ve iş adamlarını daha da zor durumda bıraktığı ifade edildi.

Ülkelerin kalkınmasında önemli unsurların başında teşvikler geldiği de belirtilen raporda, ancak Türkiye'de teşvik uygulamalarının her dönem tartışma konusu olduğu ve bir çok teşvik kanunu beklenen sonuçları vermediği öne sürüldü. Raporda, Teşvik yasası revize edilerek sektörel ve bölgesel yapılması, Türkiye'nin bölgeler arası gelişmişlik düzeylerinin dengelenmesinde daha başarılı sonuçlar vereceği kaydedildi.

MARKET YASASI

 Türkiye'nin uzun süredir gündeminde olan ve özünde tüketici, esnaf ve sanatkarlar ile küçük işletmelerin korunmasını amaçlayan, büyük mağazalar ile onların tedarikçisi KOBİ'ler arasında yaşanan haksız rekabeti önlemeyi amaçlayan Market Yasası ile ilgili de görüşlere yer verilen raporda, tasarıda, kuruluş izin kriterleri arasında yer alan ''faaliyet gösterilecek yerdeki esnaf ve sanatkarlar ile küçük ve orta boy işletme yoğunluğu'' kriterinde yoğunluğun ne kadar olması gerektiğinin şimdiden belirlenmesi önerildi.

BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN YABANCILAŞMASI

 AB ülkelerindeki bankacılık sektöründe yabancı sermaye oranının yüzde 10'u geçmediği, Türkiye'de ise bankacılık sektöründeki yabancı sermaye oranının yüzde 36,2'lere ulaştığına dikkat çekilen raporda, Türkiye'de bu konunun kritik bir duruma geldiği belirtildi.

2008 yılında uygulanacağı öngörülen ve bankacılıkta risk yönetimi açısından yeni düzenlemeler getiren Basel-II süreciyle birlikte, bankacılık sektöründen kredi almanın daha da zorlaşacağını ve KOBİ'lerin kredi imkânlarının iyice daralacağı, kredide de yabancı bankaların büyük söz sahibi olacağı iddia edilen raporda, şöyle denildi:

''Bankacılık sektöründeki yabancılaşma optimal noktayı geçmiştir. Dolayısıyla reel sektörün can damarı olan bankalarımızın büyük bir kısmının yabancıların eline geçmesi sektörün finans açısından büyük sıkıntılar doğuracaktır. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik koşulların ve küresel, özellikle de Ortadoğu'ya ilişkin siyasi gelişmelerin dikkate alınması durumunda bankacılık sisteminde yabancıların hakimiyetinin artmasının orta ve uzun vadede ülkemiz aleyhine ciddi sorunlar yaratma potansiyeli taşıdığını düşünmekteyiz. Ülkemize yabancı sermaye girişine desteklemekle birlikte son derece kritik bir öneme sahip bankacılık sektöründe yabancıların, bankacılık sektöründeki payı, toplam aktiflerin yüzde 20'si ile sınırlamalıdır.

BANKA ARACILIK MALİYETLERİ VE UYGULAMALARI

 Reel sektörle finans sektörünün birbirine bağlı, birbirini tamamlayan iki sektör olduğuna işaret edilen açıklamada, 2001 yılında yaşanan büyük ekonomik kriz sonrası yeniden yapılanan finans sektörüne özellikle yabancı yatırımcıların girmesiyle yeni bir dönem başladığı, ancak bu yeni dönemin, banka aracılık maliyetleri ve uygulamalarında bazı olumsuzlukları da beraberinde ifade edildi. Bankaların ücret, komisyon, hesap işletim ücreti gibi hizmetler adı altında toplam 80 işlem için vatandaştan para talep ettiğine dikkat çekilen raporda, her geçen gün değişik isimler altında çıkarılan komisyonlar ve aynı hizmetler için farklı ücret taleplerinin vatandaşlarımızı sistemin dışına ittiği ve artık bu konuda standart bir uygulama yapılması gerektiği vurgulandı.

HALKBANK'IN ÖZELLEŞTİRMESİ

 KOBİ'lerin bankası olan Halk Bankası mutlaka özelleşecek ise, özelleşecek hisselerin Türkiye'de işletmeler arasındaki ağırlığı yüzde 95'i aşan KOBİ'lere devredilmesi gerektiği savunulan raporda, özelleştirmenin tamamen milli sermaye ile yapılması gerektiği vurgulandı. Halkbank'ın halka açılmadan önce yüzde 75'lik payla ilgili ''stratejik yol haritası''nın da kamuoyu ile paylaşılmasının önemine işaret edildi.

DİĞER ÖNCELİKLER

Öte yandan raporda, Ticaret Odaları Konseyinin öncelikleri ''Market Yasası, Bankacılık Sektörünün Yabancılaşması, İndirimli Satışlar Yasası, Maliyenin Uygulamaları, Sınır Ticaret Merkezleri'' olarak belirlenirken, Sanayi Odaları Konseyinin öncelikleri de ''İstihdamın Üzerindeki Yükler, Meslek Liseleri ve Meslek Yüksek Okulları, Sanayi Stratejisinin Belirlenmesi ve Sanayi Envanterinin Oluşturulması, Yatırım İndirimi, Sektörel ve Bölgesel Teşvikler, Halk Bankasının Özelleştirilmesi, Bankalardaki Yabancı Sermaye Oranı, İl Özel İdaresi ve Belediye Geliri Kanunu'', Deniz Ticaret Odaları Konseyinin öncelikleri ''Kıyı Master Planı, Denizcilik Eğitimi, Taşımacılığın Artırılması, Hazine Arazilerinin Kiralanması ve Marinalarda Deniz Yüzeyinden Kira Alınması, Sağlık, Resmi Tarifesi Ücretleri'', Ticaret Borsaları Konseyinin öncelikleri ''Kayıt Dışı ile Mücadele, Lisanslı Depoculuktaki Yapısal Eksiklikler ve Ürün İhtisas Borsacılığı, Ürün Planlaması, Tarım Planlamasındaki Uzaydan Rekolte Tespiti, Temel Gıda Maddelerindeki KDV Oranları, Bağ-Kur Kesintileri, Toprak Kirlenmesi, Hayvancılık, Tarım Kanunu'' olarak tespit edildi. Raporda, Batı Akdeniz Bölgesi, Batı Karadeniz Bölgesi, Doğu Akdeniz Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi, Doğu Karadeniz Bölgesi, Ege Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İç Anadolu Bölgesi, İstanbul ve Trakya Bölgesi ile Marmara Bölgesinin önceliklerine de yer verildi.

benzer haberler
Katar merkezli Al-Daar Investments'ın Türkiye planı; üç yılda 350 milyon dolar yatırım
Katar merkezli Al-Daar Investments'ın Türkiye planı; üç yılda 350 milyon dolar yatırım