Perihan sordu: Fetullah hocanın derneği mi siniz?
Perihan Çakıroğlu, TUSKON Başkanı Rızanur Meral'e o soruyu sordu

Röportaj: Perihan Çakıroğlu
TUSKON Başkanı Rızanur Meral, kıtalara düzenlenen ticaret köprüleri projelerinin zorluklarını anlattı ve "34 kişilik bir takımla bunları başarıyoruz. Her köprü projesinde birkaç arkadaşımız stres ve yorgunluktan hastaneye düşüyor. Azmimiz, ülkemizin adrenalinini yükseltiyor" dedi...
Elazığlı Askeri Hakim Albay Kamuran Meral ile eşi Berrin Hanımın mutlu evliliklerinden 4 çocuk sahibi olurlar, Ferah, Rızanur, Sibel ve Selda. Rızanur Meral, ailesi İstanbul'a geldiğinde tam iki yaşındaydı. 10 yaşında ise Diyarbakır'a gitti. 1976 ile 1980 arasında öğrenci hareketlerinin en yoğun olduğu dönemde ODTÜ'de endüstri mühendisliği okudu. Mezun olduğu yıl 12 Eylül 1980 ihtilali patladı.
Aynı yıl Çukurova Holding'te çalışmaya başladı. Ve, o başlangıçla hayatının 30 yılını makinelerle geçirdi. Şimdi gelin TUSKON (Türkiye Sanayici ve İşadamları Konfederasyonu) Başkanı olarak bildiğimiz, 5 kıtada 'Ticaret köprüleri' oluşturmakla tanıdığımız Rızanur Meral'in en bilinmeyen yönlerini birlikte keşfedelim.
Aslan olmak istedim
■ Rızanur Bey, neden Mehmet Emin Karamehmet'in Çukurova Holdinginde çalışmak istediniz?
Aslında Mobil ve Shell gibi yabancı şirketlerden teklifler de almıştım. Ancak, o yıllarda düşünüp taşındım ve şu sonuca vardım; "Yabancı bir şirkette kedi olmaktansa, bir Türk şirketinde aslan olmalıyım." İşte bu yüzden Çukurovada çalışmayı seçtim.
■ Karamehmet'le nasıl bir çalışma dönemi geçirdiniz?
Birlikte çok iyi çalıştık Ne kadar doğru bir karar verdiğimi düşündüm. Çukurova'nın ziraat endüstrisiyle ilgili şirketlerinde görev aldım. Hayatimin 30 yılını iş makineleriyle geçirdim, bunun 13 yılı Çukurova'da gerçekleşti.
■ Sizi daha sonra Abdülkadir Konukoğlu'nun Sanko firmasında izledik. Yine makinelerle uğraştınız değil mi?
1996'da Sanko Holding Daewoo'yu alınca geçtim buraya. Abdülkadir Bey'le de her zaman iyi çalıştık. Hatta, benim onunla çalışmam şartıyla almıştı o firmayı. Sanko Makine'yi birlikte büyüttük. TUSKON'daki görevim, çok zaman aldığı için şimdilerde çok aktif
değilim.
Optigaz'ı kurduk
■ Acaba, yeni bir yol ayrımı mı söz konusu? Sanki yeni projelere yelken açıyorsunuz doğru mu?
Biraz öyle diyebiliriz. 8-9 ay önce 6 arkadaş birlikte enerji sektöründe çalışacak bir şirket kurduk. Bu şirketin adı Optigaz.
Yeri Gebze'de. Doğalgazla ilgili tasarrufa yönelik çalışmalar yapıyoruz. Optigaz, bir Ar-Ge ve teknoloji şirketi. Türkiye'nin 50 milyar dolara ulaşan enerji masrafı var. Cari açığın da en büyük nedeni bu. Türkiye, bu alanda tasarrufa yönelik alternatif enerji şirketlerine ihtiyaç duyuyor. İşte Optigaz da bu alanda çalışacak. Optigaz'ı ilk kez size açıklıyorum. Çeşitli patent başvurularımız var. Şirketin resmi tanıtımını eylülde yapacağız.
Köprüler çok yoruyor
■ 5 yıldan bu yana TUSKON'un basındasınız. Kamuoyu sizi, 5 kıta ile Türkiye arasında kurduğunuz ticaret köprüleriyle tanıyor. Sizin gözünüzde TUSKON nereden nereye geldi?
TUSKON, kökleri 19 yıl önceye giden bir kuruluştur. Bugün 7 federasyon, 160 dernek ve 27 bin işadamını çatısında topluyor. Hepimiz azimle çalıştık ve Türkiye'nin ihracatını artırmak için büyük mesafeler kat ettik. Biliyor musunuz ki, o ticaret köprüleri projelerinin arkasında çok da büyük olmayan bir ekip var. Canlarını dişlerine takarak çok zorlu projeler yaptılar. O büyük projeleri, 27'si yurtiçinde 7'si de yurtdışında olmak üzere toplam 34 kişilik bir ekip üstlendi. Her proje aşamasında aramızdan 3-5 kişi hastanelik oldu. Gece gündüz uyumadan çalıştılar. Benden çok bu takım çok yoruldu. Stresten hasta oldular.
TÜSİAD bize gelmedi
■ TÜSİAD'la ilişkileriniz nasıl seyrediyor?
Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın başkanlığı döneminde kendisini ziyaret ettik.
■ Peki, size iade-i ziyaret oldu mu?
Hayır, henüz olmadı. Ümit Hanım'la gayet güzel bir diyaloğumuz var. Herhangi bir sorunumuz yok.
■ Size hala Fethullah Hoca'nın derneği diyorlar, neden acaba?
Böyle bir algı şu an yok. Bu imaj artık değişti. Bizim her gruptan 27 bin üyemiz bulunuyor. TUSKON, değişik dünya ve siyasi görüşlere sahip değişik etnik kökenlere sahip her türlü mozaiki temsil ediyor. TUSKON şu anda üyelerine iş üreten, iş bulmalarına vesile olan onların büyümelerine destek olan 'en dinamik en efektif ve sonuca odaklı' STK olarak tanınıyor.
ABD'de yapacak çok iş var
■ TUSKON, daha çok Afrika projeleriyle öne çıktı. Son zamanlarda Amerika kıtasına yoğunlaştınız. Özellikle ABO'ye ihracatın yolu açılıyor mu?
ABO'nin değişik yörelerinde kurulmuş 20 civarında Amerikan-Türk ticaret odaları var. Bu bölgesel ticaret odaları da bizimle çok iyi işbirliği yapıyorlar. Afrika kıtasında Türkiye'nin tanıtımına ağırlık verdiğimiz doğru ama sadece Afrika değil, Orta Asya, Ortadoğu ve dünyanın her yerinde varız biz. ABO ile ticaretimiz yetersiz. 10-11 milyar dolarlık ticaret, koskoca ABO için devede kulak bile değil. Mesela, yeni çalışmalardan söz edersem, Kaliforniya'da, Teksas'ta hiç olmayan yerlerde Türk ticaret odaları var artık. Teksas'taki oda çok büyük. Bu oda, bir iş grubunu getirdi Türkiye'ye.
THY'nin Huston'a uçması için görüşlerini bildirdiler. THY, bunu planına aldı, önümüzdeki 1.5-2 yıl içinde Huston'a uçacak. ABO'deki yerel Türk ticaret odaları çok önemli görevler yapıyor. Kanada'nın başkenti Ottowa'da da geçtiğimiz yaz bir ticaret odası açıldı. Buradan giden heyetleri, oralardaki başarılı Türkler'le görüştürüyoruz. İyi bir faaliyet oluyor.
Açılım çok kuvvetli tek kurum yetişemez
■ TUSKON'un bir gezi know -how'u oluştu. Kimlere geziler düzenliyorsunuz?
Cumhurbaşkanının birçok gezisini, Başbakan'ın da bir kısım gezilerini biz düzenliyoruz. Bu TUSKON'un gezi düzenleme başarısından kaynaklandı. Verimli geçiyor gezilerimiz. Bu da bize yeni böyle sorumluluklar getirdi, getiriyor.
DEİK de faydalı işler yapıyor
■ DEİK ile TUSKON arasında sanki bir rekabet var gibi. DEİK'le kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
Türkiye'nin dünyaya açılımı o kadar kuvvetli ki, bu politik ve diplomatik açılımlara paralel bir iş dünyası açılımını te-tikledi. Hiçbir kurumun, bu açılımları tek başına taşıması mümkün değil. Hiçbirinin ne personel sayısı, ne organizasyonları ve ne de üye tabanları bu yükü taşımaya yetmez, insanlar, hayatlarını sürekli gezilerde geçiremezler.
Bu işi, tek bir kurumun tekeline bırakırsanız o kurum çöker. Şu anda devletimiz de bunu görüyor ve görev dağılımı yapıyor. Devlet, kurumların daha etkin ve başarılı olacakları coğrafyalara göre STK'lara veya yarı STK'lara görev veriyor. Biz bundan kesinlikle şikayetçi değiliz. DEİK de çok faydalı çalışmalar yaptı ve yapıyor. Tüm STK'lar bu yükü taşıyan ayaklardır. DEİK'in üyelerini bütün gezilere gönderin, ondan sonra su kaynatırlar, hiçbir geziye gidemezler. Başlarına başkan bulamazlar.
Yeni anayasa bizi 150 yıl ötesine taşımalı
■ TÜSİAD, anayasa çalışmaları yaptı ama ilk üç değiştirilemez madde konusunda geri adım attı. Siz, bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Türkiye'ye mevcut anayasanın çok dar geldiğini herkes biliyor ve kabul ediyor. Bu bir realite. Türkiye'nin ve dünyanın bulunduğu konumu karşılamaktan çok geride. Biz bu ihtiyaca binaen 2007 yılında uzmanlara bir anayasa taslak çalışması yaptırdık. O karşılaştırmalı bir anayasaydı. Mevcut anayasa ve TUSKON'un anayasa önerileri aradaki farkları gösteriyordu. O zamanki Meclis başkanımıza Adalet bakanı ve ilgili kişilere arz etmiştik. Ancak, ilerleme sağlanamadı.
■ Peki, TÜSİAD'ın son paketi ile sizin anayasa paketi arasında çok farklılıklar var mıydı?
Ortak noktalarımız mutlaka var. Yeni kriterlere bakmak lazım. Özgürlükçü olması şart, bireyi merkeze alması lazım. Daha öncekiler devleti merkeze alıyordu. Birey devlet için vardı, şimdi devlet birey için var. Tüm gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi devlet bireye hizmet etmeli şeklinde bir konumlandırma olmalı.
■ Anayasa hazırlığında nasıl uzlaşma sağlanabilir?
Şu anda yapacağımız anayasa, bizi 100 yıl, 150 yıl ötesine de taşıyabilecek bir ufukta olması lazım. Toplumsal mutabakatı sağlamalı ve yarının da ihtiyacına cevap verecek şekilde yazılmalı. Ana prensiplerimiz bunlar. Bugün, TÜSİAD da TUSKON da başka sivil toplum kuruluşları da taslakları ilgililere sunmalılar.
TUSKON'daki görevim 1 yıl sonra doluyor
■ Gelecekte sadece TUSKON ve kendi fabrikanızla mı ilgileneceksiniz?
TUSKON'a devamlı gelmiyorum. Ziyaretçiler ve heyetler olunca geliyorum. TUSKON'da 5 yıldır bu görevdeyim. Bir yılım daha var. Seçimli genel kurul 2012'de olacak. Henüz devam edip etmeyeceğime karar vermiş değilim.
■ TUSKON Başkanlığınız, size hangi statüyü sağlıyor?
Fahri başkanım. Para almıyorum. Araba ve başka tahsisasıtım da yok. Hatta bir odam bile yok. Tamamen fahri olarak çalışıyorum. Hatta gezi masraflarının da önemli bir kısmını kendim karşılıyorum.
■ En önemli mesajınız nedir?
Tasarrufla alakalı bir mesajım var. Cari açığın, Türkiye'nin en fazla odaklanması gereken konu olduğunu düşünüyorum.
Hedefimiz KOBİ'leri alttan iterek büyütmek
■ TUSKON, çok hızlı ve hırslı çalışıyor. Bu hırs sizi yormuyor mu?
Bu hırs, ülkenin adrenalinini artırıyor. Hırs yerine azim diyelim.
■ Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz mı?
Evet. Türkiye, yıllardır özlediğimiz stratejili çalışma yöntemine kavuştu. 11-12 sene sonrasının hedeflerini koyuyoruz.
545 milyar $'ı yakalarız
■ En büyük hedefiniz nedir?
Forbes'in dünyanın en büyük 2000 şirketi arasında 14 adet Türk şirketi var. İlk 500 şirket içinde ise sadece Koç var. Biz bunlarla hem iftihar ediyoruz hem de yetersiz buluyoruz. Yeni Koç'lar, yeni Sabancı'lar lazım Türkiye'ye. Hedefimiz, alttan iterek büyütmek. Büyüyenlere de yardımcı olmak.
■ Şu 2023'te 500 milyar dolarlık ihracat hedefini nasıl başaracağız?
İnşallah, bu rakamlara ulaşacağız. TİM'in son rakamı 545 milyar dolar olarak açıklandı. Olabilecek rakam bu. Ciddi etütlerin sonunda yapıldı. Stratejik bazda, sektörel bazda coğrafi bazda konulmuş hedefler. Bunlar boş hedefler değil.
Bütün dünya kapsama alanında
■ Kapsama alanınızda hangi coğrafyalar var?
Bütün dünya var tabii ki. Bizi sadece Afrika ile bağlamasınlar. Mesela şu anda 45 kişilik bir heyetimiz Başkan Yardımcısı Ahmet Ciğer'le birlikte Brezilya'da iş temasları ve görüşmeler yapıyorlar. Biz, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlarımızın yanlarına işadamı heyetleri almalarını çok önemsiyoruz. Hem Türkiye'nin imajını güçlendiriyor hem de iş dünyasının açılımını kolaylaştırmaya yardımcı oluyor.