Dolar
42,065
0,13%
Euro
48,5151
-0,24%
Sterlin
55,3038
-0,01%
Bitcoin
4.631.056
2,41%
BİST-100
10.971,52
1,24%
Gram Altın
5.413,345
-0,41%
Gümüş
48,71
-0,47%
Faiz
40,01
0,00%

Osman Hoca diyor ki, ikinci ellinin gizli sırrı düzenli egzersizdir

Uzun ömrün peşinde koşan bilim insanlarının en sessiz ama en etkili isimlerinden biri Richard A. Miller’dır. Michigan Üniversitesi’nde fareler üzerinde yaptığı yüzlerce deney, yaşlanmanın “kaçınılmaz bir kader” değil, biyolojik olarak yavaşlatılabilir bir süreç olduğunu kanıtlayan en güçlü çalışmalardan bazılarını ortaya koydu. Miller, yaşlanmayı durdurmak değil, yaşlanırken sağlıklı kalmak gerektiğini söyler — ve bunun için ne mucize krem, ne de pahalı bir enjeksiyon arar. Tavsiyeleri sade ama derindir.

02.11.2025 09:00Güncelleme: 02.11.2025 09:13
Osman Hoca diyor ki, ikinci ellinin gizli sırrı düzenli egzersizdir
16px
32px

Osman MÜFTÜOĞLU

“Yaşlanma bir hastalık değil, bir biyolojik programdır.”

Miller’a göre yaşlanmayı anlamanın anahtarı, onu tek bir organda değil, tüm sistemde eşzamanlı yürüyen bir “biyolojik program” olarak görmektir. Bu nedenle tedavi stratejileri de tek bir hastalığa değil, organizmanın genel dayanıklılığına odaklanmalıdır. Yani “longevity tıbbı” yalnızca kolesterolü veya şekeri değil, hücrelerin stres yanıtını, enerji üretimini, protein onarımını da hedeflemelidir.

“Fareler bize sabırlı olmayı öğretir.”

Miller’ın 20 yılı aşkın süredir yönettiği NIA Interventions Testing Program, uzun ömür üzerinde etkili 70’ten fazla molekülü test etti. Bunlar arasında rapamisin, 17-α-estradiol, acarbose ve canagliflozin gibi ilaçlar öne çıktı. Çarpıcı olan şu: Bu moleküllerin hiçbiri sihirli değnek değil, ama hepsi yaşlanmanın temel biyolojik sinyallerini (mTOR, insülin, inflamasyon, otofaji) düzenliyor. Miller bu yüzden “yaşlanmayı yavaşlatmak sabır ve doz ayarı ister” diyor.

“Az ama kaliteli beslen, kısa ama doğru süre aç kal.”
Richard Miller, kalori kısıtlamasının ömrü uzatabileceğini doğrulayan ilk deneycilerden biri. Fakat o artık “kısıtlama” kelimesini sevmiyor. Onun önerisi, günün 14-16 saatini besinsiz geçirip, geri kalan aralıkta doğal ve dengeli beslenmek. Bu, metabolizmayı strese sokmadan otofajiyi destekliyor. Miller, “aralıklı oruç değil, hücrelere dinlenme molası veriyoruz” diyor.

“Egzersiz, yaşlanma karşıtı en güçlü ilaçtır.”
Egzersiz Miller için bir ilaçtan farksız. Orta tempolu yürüyüş, kas direnci egzersizi ve düzenli hareketin hücrelerdeki NAD+, AMPK ve sirtuin sinyallerini uyardığını, bunun da gençlik biyokimyasını koruduğunu söylüyor. “İnsan vücudu oturmak için değil, tamir olmak için yaratılmıştır” ifadesi onun laboratuvar mottosu gibi.

Peter Attia ile yaptığı The Drive podcast’te bu görüşünü daha da açıyor:

“Egzersiz yapmak, sadece kasları güçlendirmez. Kas lifleri enerji üretim merkezleri olan mitokondrileri uyarır, onların yeniden doğmasını sağlar. Hareketsizlik bu sistemi susturur, yaşlanma hızlanır. Biz enerji üretmek ve onarmak için yaratıldık.”

Bu noktada Attia da Miller’a tamamen katılıyor ve şunu ekliyor:

“Her gün yapılan egzersiz, yaşlanmayı geciktiren hiçbir molekülün yapamayacağı şeyi yapar: Hücreye düzenli bir gençlik sinyali gönderir.”

“Takviye değil, zaman yönetimi önemli.”
Michigan laboratuvarında her yeni molekülün testine başlamadan önce Miller ekibine şu soruyu sorar: “Bu maddeyi doğru zamanda mı veriyoruz?” Çünkü biyolojik saat bozuksa, en iyi ilaç bile işe yaramaz. Ona göre, sirkadiyen düzen — yeme, uyuma, hareket etme saatlerinin ritmik uyumu — her longevity müdahalesinin çerçevesini belirlemelidir.

“Yaşlanmayı yenmek değil, onunla akıllı bir barış yapmak gerek.”
Richard Miller yaşlanmayı savaşılması gereken bir düşman değil, eğitilmesi gereken bir öğretmen olarak görür. Kendisinin de dediği gibi:

“İnsan ömrünü 20 yıl uzatmak, insan aklını 20 yıl daha üretken kılabildiğimizde anlam kazanır.”

Onun yaklaşımı, modern longevity felsefesinin en dengeli özetidir: Bilimle sınanmış müdahaleler, zamanla uyumlu yaşam alışkanlıkları, sabır ve ölçülülük.

Kısacası, Richard Miller bize “ne kadar yaşayacağımızı” değil, “yaşarken hangi hızda eskimeyi seçtiğimizi” hatırlatıyor.
Ve o seçim, her sabah kalkıp egzersiz yapmayı ertelemediğimiz anda başlıyor.

patronlardunyasi.com